“Vur ensesine al ekmeğini” deyimi tam Bozkır için söylenmiş olmalı…
Ensemize vurup ekmeğimizi alıyorlar, ama bizde ses seda yok. Birkaç kişi sesini yükseltse dışarıdan aramaya gerek yok, kendi içimizdekiler susturmaya çalışıyor.
Elimizde ki altın bileziği elimizle teslim ettik, şimdi ardından ağlıyoruz. Sağlık Meslek Lisemizden bahsediyorum. O zamanlar gazetemizde çok yazdık, manşetler attık ama yalnız kaldık. Kimseden destek gelmedi, destek verenlerin ise gücü yetmedi. Ve nihayet o tarihlerde Sağlık Meslek Lisemiz gitti.
“Ne bu ısrar?” diyenler için biraz bilgi vereyim. Bizim köylerimizde yaşayan, kız çocuğu olan insanlar çocuklarını okutmak konusunda pek istekli değillerdir. Hele günümüz şartların da “okuyupta ne olacak? İşsizler ordusuna mı katılacak? Hiç olmazsa ortaokulu bitirsin, vakti gelince kısmeti çıkar evlendiririz, kim dolaşacak kız çocuğunun peşinde” diye düşünür. Zeki ve okumaya hevesli kızlarımız maalesef bu yüzden körelip, pırıl pırıl zekâlar eve hapsedilir. Ancak Sağlık Meslek Lisemiz varken zeki çocukların ailelerini ikna etmek kolay oluyordu. Çünkü her ailenin bir hastane hikâyesi vardır ve “kızın hemşire olsa, hiç olmazsa iğnenizi yapar, tansiyonunuzu ölçer” dediğinizde ikna olup, okumalarına izin veriyorlardı. Bozkır Sağlık Meslek Lisesi bu şekilde yüzlerce kız çocuğumuzun hayatını kurtarmış, hepsini topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmişti. Şimdi hangi hastaneye gitseniz mutlaka bir Bozkırlı hemşireyle ya da sağlık çalışanıyla karşılaşırsınız. Ama bu imkân elimizden alındı.
Şimdi geçmişe ağlamayı bırakalım, ne yapabiliriz ona bakalım. Gazetemizde geçen hafta okudunuz, Sağlık Meslek Lisesi açılması otuz bin nüfus şartına bağlanmış, ancak ben inanıyorum ki yukarıdaki gerekçeyi anlayan siyasiler bize destek olacaklardır. Olmaz diye bir şeyin olmadığını biliyoruz. İstenirse dağlar delinir, elimizde hazır binamız varken bu işin peşine düşmek ve ne gerekiyorsa yapmak gerekiyor. Sokakta herkes konuşuyor ve herkes birbirinden bekliyor. Ancak artık Bozkır’ın beklemeye sabrı kalmadı. Gün geçtikçe eriyoruz ve artık gerçek anlamda adımlar atmak zorundayız.
Bu konuda siyasilerimizin dikkatini nasıl çekebiliriz, bunu düşünelim. Acaba köylerimizde ki kızlarımızdan imzalar toplasak, kaç kişinin bu okulda okumak istediğini gösteren bir dilekçeyle vekillerimizin karşısına çıksak bize destek olurlar mı? Yâda başka şekillerde bir şeyler yapsak, dikkatleri çeksek ve ilçemize yeni okullar kazandırsak, ama illa özellikle kız çocuklarımızın geleceğine yönelik okullar ve projeler için bir şeyler yapsak olmaz mı? Haydi, gelin bu hafta bu konuyu tartışalım ve ne yapabiliriz bir bakalım. Fikirlerinizi ve görüşlerinizi bekliyorum. Aklıselim insanların mantıklı çözümler üreteceklerine ve bir yol haritası çizebileceğimize inanıyorum.
Ya oturup ağlamaya devam edip, birbirimizi suçlayıp seyredeceğiz, ya da el ele verip bu gemiyi kurtaracağız. Fikirlerinizi bekliyorum…
Ensemize vurup ekmeğimizi alıyorlar, ama bizde ses seda yok. Birkaç kişi sesini yükseltse dışarıdan aramaya gerek yok, kendi içimizdekiler susturmaya çalışıyor.
Elimizde ki altın bileziği elimizle teslim ettik, şimdi ardından ağlıyoruz. Sağlık Meslek Lisemizden bahsediyorum. O zamanlar gazetemizde çok yazdık, manşetler attık ama yalnız kaldık. Kimseden destek gelmedi, destek verenlerin ise gücü yetmedi. Ve nihayet o tarihlerde Sağlık Meslek Lisemiz gitti.
“Ne bu ısrar?” diyenler için biraz bilgi vereyim. Bizim köylerimizde yaşayan, kız çocuğu olan insanlar çocuklarını okutmak konusunda pek istekli değillerdir. Hele günümüz şartların da “okuyupta ne olacak? İşsizler ordusuna mı katılacak? Hiç olmazsa ortaokulu bitirsin, vakti gelince kısmeti çıkar evlendiririz, kim dolaşacak kız çocuğunun peşinde” diye düşünür. Zeki ve okumaya hevesli kızlarımız maalesef bu yüzden körelip, pırıl pırıl zekâlar eve hapsedilir. Ancak Sağlık Meslek Lisemiz varken zeki çocukların ailelerini ikna etmek kolay oluyordu. Çünkü her ailenin bir hastane hikâyesi vardır ve “kızın hemşire olsa, hiç olmazsa iğnenizi yapar, tansiyonunuzu ölçer” dediğinizde ikna olup, okumalarına izin veriyorlardı. Bozkır Sağlık Meslek Lisesi bu şekilde yüzlerce kız çocuğumuzun hayatını kurtarmış, hepsini topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmişti. Şimdi hangi hastaneye gitseniz mutlaka bir Bozkırlı hemşireyle ya da sağlık çalışanıyla karşılaşırsınız. Ama bu imkân elimizden alındı.
Şimdi geçmişe ağlamayı bırakalım, ne yapabiliriz ona bakalım. Gazetemizde geçen hafta okudunuz, Sağlık Meslek Lisesi açılması otuz bin nüfus şartına bağlanmış, ancak ben inanıyorum ki yukarıdaki gerekçeyi anlayan siyasiler bize destek olacaklardır. Olmaz diye bir şeyin olmadığını biliyoruz. İstenirse dağlar delinir, elimizde hazır binamız varken bu işin peşine düşmek ve ne gerekiyorsa yapmak gerekiyor. Sokakta herkes konuşuyor ve herkes birbirinden bekliyor. Ancak artık Bozkır’ın beklemeye sabrı kalmadı. Gün geçtikçe eriyoruz ve artık gerçek anlamda adımlar atmak zorundayız.
Bu konuda siyasilerimizin dikkatini nasıl çekebiliriz, bunu düşünelim. Acaba köylerimizde ki kızlarımızdan imzalar toplasak, kaç kişinin bu okulda okumak istediğini gösteren bir dilekçeyle vekillerimizin karşısına çıksak bize destek olurlar mı? Yâda başka şekillerde bir şeyler yapsak, dikkatleri çeksek ve ilçemize yeni okullar kazandırsak, ama illa özellikle kız çocuklarımızın geleceğine yönelik okullar ve projeler için bir şeyler yapsak olmaz mı? Haydi, gelin bu hafta bu konuyu tartışalım ve ne yapabiliriz bir bakalım. Fikirlerinizi ve görüşlerinizi bekliyorum. Aklıselim insanların mantıklı çözümler üreteceklerine ve bir yol haritası çizebileceğimize inanıyorum.
Ya oturup ağlamaya devam edip, birbirimizi suçlayıp seyredeceğiz, ya da el ele verip bu gemiyi kurtaracağız. Fikirlerinizi bekliyorum…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.