Bozkır Türkiye’nin dört biryanına yayılmış bir nüfusa sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.
İstanbul’da, Ankara’da ve Konya’da başlı başına birer Bozkır oluştu. Orada ki Bozkırlılar da kendi birlik ve beraberliklerini sağlamak bu duyguyu yaşatmak için dernekleşerek tek çatı altında toplanmaya çalıştılar.
İşte bunlardan birisi de İstanbul Bozkırlılar Derneği. İstanbul’daki Bozkırlılar 1989 yılında o zaman emniyet müdürü olan Lokman Ciğerci’nin gayretleriyle bir grup Bozkır’lı Kayhan Selek başkanlığında derneği kurdular.
O dönemlerde çok iyi bir hizmet vermeye başlayan dernek sekiz başkan seçilerek hizmet verdi
Yakında yeni başkanını seçeceği olağan kongresini yapacak.
Kongreye giderken eskiye bir göz atarsak her başkan kendince bir şeyler yapmaya çalıştı. Bazılarının artıları fazlayken, bazılarının da eksileri fazla oldu. Kimseye bir şey demek geçmiş zaman için yersiz, hepsine yaptıkları hizmetten dolayı Bozkır’lı olarak teşekkür ederiz.
Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğiz bazı yönetimler hariç genel olarak Bozkırlılar Derneğin de; bir ilçe derneği ağırlığında, tarihi sorumluluk bilinci içinde, Bozkır’ın ağırlığını taşıyan başkan şekli oluşmadı, köy derneği başkanlığı statüsünün üstüne çıkmadı. Geniş istişare yönetim şekli yerine ben başkanım yaparım mantığı hakimdi. İşte bunun da sebebi senin paran var başkan ol veya ben paralıyım başkan benim mantığıyla başkanlık yapıldığı için oldu.
Burada asıl kongreye giderken nelere dikkat etmek gerekir onların üstünde durmak lazım.
Bozkırlılar derneğinden beklentiler çok aslında.
Bozkırdaki; Bozkırların beklentileri var. İstanbul’daki Bozkırlıların beklentileri var. Hatta diğer vilayetlerdeki Bozkırlıların, yurt dışındaki Bozkırlılların beklentileri var. Bu beklentileri ve hassasiyetleri göz önüne alarak yeni yönetim seçilmeli.
Hep düşülen bir yanlışlık var parası varsa başkan olsun. Parası var ama bilgisi yok düşülmeden. Hatta şahit olduğumuz sadece bizde değil diğer derneklerde de paralı başkanlar toplumsal başkanlık yapmıyorlar. Parasının gücüyle kişisel başkanlık yapıyorlar bu da doğal bir durumdur.
Asıl olan parası değil işi bilen vizyonu yüksek projeleri olanı başkan yapıp, paralı olanların ona destek vermesi daha başarılı olacağı bir gerçektir.
Paralı başkan sevdasından vazgeçip, bilen başkana yönelinmelidir.
Şimdiye kadar bazı başkanlar yapmaya çalışsa da, genelde görülen İstanbul başkanı olarak Bozkır’ı hiçe saymış, Bozkır esnafı ve yönetimiyle çok müşterekler aramaya yönelmemiştir. Asıl yapılması gereken de budur.
Kongreye giderken seçilecek dernek başkanı ve yönetiminin üzerine düşen görevler şöyle toplanabilir;
Öncelikle yönetim geniş katılımlı bir toplantıyla istişare edilip, adayların hedef projelerini açıklamaları bu projelerle bir olacak yönetim oluşturulmalıdır.
Dernek senede bir gece bir piknik yapan onun dışında işe yaramaz görünümünden kurtarılmalıdır.
Bozkır esnafı ve yönetimiyle irtibatlı olunmalıdır
İstanbul dışındaki Bozkırlılar dernekleriyle tam isabetli birliktelikler sağlanmalıdır.
Kalıcı ve ileriye yönelik projeler üretilmeli Bozkır bu gün değilse bile kısa bir süre sonra imrenilecek cazibe merkezi haline dönüştürme projeleri olmalıdır.
Dernek başkanı Bozkır gömleğini taşımasını bilmeli, duruşuyla Bozkır’ı iyi temsil etmelidir.
Bozkırda projeler ürettiği gibi İstanbul’da da ses getirici faaliyetlerde bulunmalıdır.
Bunları daha çok sıralamak mümkündür kısaca Bozkır’ı iyi temsil edecek iyi bir başkana ve yönetime ihtiyaç vardır.
Selamlarımla
İstanbul’da, Ankara’da ve Konya’da başlı başına birer Bozkır oluştu. Orada ki Bozkırlılar da kendi birlik ve beraberliklerini sağlamak bu duyguyu yaşatmak için dernekleşerek tek çatı altında toplanmaya çalıştılar.
İşte bunlardan birisi de İstanbul Bozkırlılar Derneği. İstanbul’daki Bozkırlılar 1989 yılında o zaman emniyet müdürü olan Lokman Ciğerci’nin gayretleriyle bir grup Bozkır’lı Kayhan Selek başkanlığında derneği kurdular.
O dönemlerde çok iyi bir hizmet vermeye başlayan dernek sekiz başkan seçilerek hizmet verdi
Yakında yeni başkanını seçeceği olağan kongresini yapacak.
Kongreye giderken eskiye bir göz atarsak her başkan kendince bir şeyler yapmaya çalıştı. Bazılarının artıları fazlayken, bazılarının da eksileri fazla oldu. Kimseye bir şey demek geçmiş zaman için yersiz, hepsine yaptıkları hizmetten dolayı Bozkır’lı olarak teşekkür ederiz.
Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğiz bazı yönetimler hariç genel olarak Bozkırlılar Derneğin de; bir ilçe derneği ağırlığında, tarihi sorumluluk bilinci içinde, Bozkır’ın ağırlığını taşıyan başkan şekli oluşmadı, köy derneği başkanlığı statüsünün üstüne çıkmadı. Geniş istişare yönetim şekli yerine ben başkanım yaparım mantığı hakimdi. İşte bunun da sebebi senin paran var başkan ol veya ben paralıyım başkan benim mantığıyla başkanlık yapıldığı için oldu.
Burada asıl kongreye giderken nelere dikkat etmek gerekir onların üstünde durmak lazım.
Bozkırlılar derneğinden beklentiler çok aslında.
Bozkırdaki; Bozkırların beklentileri var. İstanbul’daki Bozkırlıların beklentileri var. Hatta diğer vilayetlerdeki Bozkırlıların, yurt dışındaki Bozkırlılların beklentileri var. Bu beklentileri ve hassasiyetleri göz önüne alarak yeni yönetim seçilmeli.
Hep düşülen bir yanlışlık var parası varsa başkan olsun. Parası var ama bilgisi yok düşülmeden. Hatta şahit olduğumuz sadece bizde değil diğer derneklerde de paralı başkanlar toplumsal başkanlık yapmıyorlar. Parasının gücüyle kişisel başkanlık yapıyorlar bu da doğal bir durumdur.
Asıl olan parası değil işi bilen vizyonu yüksek projeleri olanı başkan yapıp, paralı olanların ona destek vermesi daha başarılı olacağı bir gerçektir.
Paralı başkan sevdasından vazgeçip, bilen başkana yönelinmelidir.
Şimdiye kadar bazı başkanlar yapmaya çalışsa da, genelde görülen İstanbul başkanı olarak Bozkır’ı hiçe saymış, Bozkır esnafı ve yönetimiyle çok müşterekler aramaya yönelmemiştir. Asıl yapılması gereken de budur.
Kongreye giderken seçilecek dernek başkanı ve yönetiminin üzerine düşen görevler şöyle toplanabilir;
Öncelikle yönetim geniş katılımlı bir toplantıyla istişare edilip, adayların hedef projelerini açıklamaları bu projelerle bir olacak yönetim oluşturulmalıdır.
Dernek senede bir gece bir piknik yapan onun dışında işe yaramaz görünümünden kurtarılmalıdır.
Bozkır esnafı ve yönetimiyle irtibatlı olunmalıdır
İstanbul dışındaki Bozkırlılar dernekleriyle tam isabetli birliktelikler sağlanmalıdır.
Kalıcı ve ileriye yönelik projeler üretilmeli Bozkır bu gün değilse bile kısa bir süre sonra imrenilecek cazibe merkezi haline dönüştürme projeleri olmalıdır.
Dernek başkanı Bozkır gömleğini taşımasını bilmeli, duruşuyla Bozkır’ı iyi temsil etmelidir.
Bozkırda projeler ürettiği gibi İstanbul’da da ses getirici faaliyetlerde bulunmalıdır.
Bunları daha çok sıralamak mümkündür kısaca Bozkır’ı iyi temsil edecek iyi bir başkana ve yönetime ihtiyaç vardır.
Selamlarımla
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.