Bir kaç isim sorarak başlayayım yazıma dostlar… Fatma seher’i bilir misiniz? Necibey’i? Şerife Bacı yâda Halime onbaşıyı tanıyanınız var mı? Eminim pek çok kişi “kim bunlar” diyecektir. Dizi kahramanları değil bunlar, manken ya da şarkıcı hiç değiller. Ünlü değiller anlayacağınız. Her gün adları geçmez, kimse onlardan bahsetmez. Kastamonu’ya gidenler bilirler, Şerife Bacı ve diğerleri için yaptırılmış bir anıt vardır, o anıtı görünce aklına gelir insanın kim oldukları ancak, hemen unutulurlar.
Fatma Seher, cesaretiyle ve yaptıklarıyla Atatürk’ün sevgi ve saygısını kazanmış, yüce gönüllü bir kadın kahraman. Ufak tefek yapısı, esmer yüzü nedeniyle, Atatürk tarafından Kara Fatma olarak adlandırılmış bir Türk kadını… Erkekler savaşırken evde beklemeyi kendine yediremeyen birçok kadından birisidir Fatma Seher. Esir düşmüş, yaralanmış, çocuklarından ayrı kalmış ama “Vatan her şeyden önemlidir” diyen bir cesur yürek Kara Fatma.
Önce eşini sonra kardeşlerini ve evlatlarının şehit edilişlerini görmüş ama bir an bile tereddüt etmeden cepheye koşmuş. “Düşmanı topraklarımdan kovmadan sıcak yatak bana haram” diyen bir kadın O. Ve cephede savaşı biterken, hayatla savaşı başlayan ancak, devletin bağladığı Gazilik maaşını kabul etmeyip “Ben vatanımı para için savunmadım” diyerek tüm maaşı Kızılay’a bağışlayıp, yokluk ve sefalet içinde bir hayat geçirmiş. Ama bir an olsun ah etmemiş birçok Anadolu kadınından birisi Fatma Seher…
Kar ve tipinin kapadığı yollardan öküzün çektiği kağnılarla cephanelik taşıyan Şerife Bacı, Necibe ve Halime Bacılarımızın hayat hikâyeleri de Fatma Seher’in hikâyesinden eksik değil. Her birinin çektiği sıkıntılar, yaşadıkları zorlu hayat ve bizlere bıraktıkları kutlu ve kutsal emanet Vatan…
Nereden aklına geldi şimdi bu kahramanlar derseniz, kısaca anlatayım. Durduk yerde aklıma gelmiş değil bu kahraman kadınlarımız. Hayat telaşı içinde hangimizin aklına geliyorlar ki… Allah razı olsun kendisinden, sevgili dostum Gonca Elmas hatırlattı bana bu cesur kahramanlarımızı… Hani adlarını bir şekilde duymuşluğumuz vardı, Kastamonu’da Anıt heykelin önünde fotoğraf çektirip “aay çok güzelmiş” deyip geçmişliğimiz vardı. Ama Gonca Elmas hayatımızın ortasına adeta bomba gibi düştü ve bana iki kitap hediye etti. Kendisinin kaleme aldığı kahraman Türk kadınlarımızın hayat hikâyelerini, onun sayesinde öğrendim. Abartmadan söyleyeyim, kendimden utandım.
İki adımlık mesafeyi yürürken söylenen bizler adına utandım. Dolaplarımız elbise doluyken yenisini isteyen, çeşit çeşit ayakkabılarımız varken mızmızlanan, sofralarda yemekler beğenmeyen bizler adına utandım. Milletinin, Devletinin, Bayrağının, Toprağının kıymetini bilmeyen bizler adına utandım. Hikâyeleri okudukça kendimden ve şimdiki neslimizden utanırken, O kahraman Türk kadınlarıyla gurur duydum. Onlara hak ettikleri değeri veremediğimiz için umarım bizleri affederler.
Gonca Elmas’ın yazdığı hikâyeleri okuyunca, Türk kadınının isteyince nasıl devleştiğini, isteyince ne kadar güçlü olduğunu hatırladım. Kahramanlıklarla dolu geçmişimizi dizilerden öğrenmeye çalışan herkese sesleniyorum, dizilere ayırdığınız zamanın yarısını mutlaka ama mutlaka bu kitapları okumaya ayırmalısınız. Hiç kitap okumamış olanlar bile, hikâyeleri okumaya başladıklarında, ne kadar sürükleyici ve heyecan dolu olduğunu görecekler ve kitapları ellerinden bırakamayacaklardır. Özellikle kadınlarımızın bu kitapları mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum, inanın hiçbir şey kaybetmeyecek, aksine çok şeyler kazanacaksınız. Öğretmenlerimizin de bu kitapları okumaları için öğrencilerini teşvik etmelerini istiyorum. Herkes bu cesur yürek kadınlarımızı tanısın ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğrensin ve asla unutulmasınlar diye, üstüne basa basa tekrarlıyorum dostlar, Gonca Elmas Akay imzalı “3 KADIN 3 KAHRAMAN” ve “KARAFATMA” isimli kitaplar mutlaka okunmalı…
Bu cesur kadınları yeniden hayatıma sokan sevgili Gonca Elmas, Allah senden de onlardan da razı olsun…
İyi ki vardılar ve iyi ki varsın…
Fatma Seher, cesaretiyle ve yaptıklarıyla Atatürk’ün sevgi ve saygısını kazanmış, yüce gönüllü bir kadın kahraman. Ufak tefek yapısı, esmer yüzü nedeniyle, Atatürk tarafından Kara Fatma olarak adlandırılmış bir Türk kadını… Erkekler savaşırken evde beklemeyi kendine yediremeyen birçok kadından birisidir Fatma Seher. Esir düşmüş, yaralanmış, çocuklarından ayrı kalmış ama “Vatan her şeyden önemlidir” diyen bir cesur yürek Kara Fatma.
Önce eşini sonra kardeşlerini ve evlatlarının şehit edilişlerini görmüş ama bir an bile tereddüt etmeden cepheye koşmuş. “Düşmanı topraklarımdan kovmadan sıcak yatak bana haram” diyen bir kadın O. Ve cephede savaşı biterken, hayatla savaşı başlayan ancak, devletin bağladığı Gazilik maaşını kabul etmeyip “Ben vatanımı para için savunmadım” diyerek tüm maaşı Kızılay’a bağışlayıp, yokluk ve sefalet içinde bir hayat geçirmiş. Ama bir an olsun ah etmemiş birçok Anadolu kadınından birisi Fatma Seher…
Kar ve tipinin kapadığı yollardan öküzün çektiği kağnılarla cephanelik taşıyan Şerife Bacı, Necibe ve Halime Bacılarımızın hayat hikâyeleri de Fatma Seher’in hikâyesinden eksik değil. Her birinin çektiği sıkıntılar, yaşadıkları zorlu hayat ve bizlere bıraktıkları kutlu ve kutsal emanet Vatan…
Nereden aklına geldi şimdi bu kahramanlar derseniz, kısaca anlatayım. Durduk yerde aklıma gelmiş değil bu kahraman kadınlarımız. Hayat telaşı içinde hangimizin aklına geliyorlar ki… Allah razı olsun kendisinden, sevgili dostum Gonca Elmas hatırlattı bana bu cesur kahramanlarımızı… Hani adlarını bir şekilde duymuşluğumuz vardı, Kastamonu’da Anıt heykelin önünde fotoğraf çektirip “aay çok güzelmiş” deyip geçmişliğimiz vardı. Ama Gonca Elmas hayatımızın ortasına adeta bomba gibi düştü ve bana iki kitap hediye etti. Kendisinin kaleme aldığı kahraman Türk kadınlarımızın hayat hikâyelerini, onun sayesinde öğrendim. Abartmadan söyleyeyim, kendimden utandım.
İki adımlık mesafeyi yürürken söylenen bizler adına utandım. Dolaplarımız elbise doluyken yenisini isteyen, çeşit çeşit ayakkabılarımız varken mızmızlanan, sofralarda yemekler beğenmeyen bizler adına utandım. Milletinin, Devletinin, Bayrağının, Toprağının kıymetini bilmeyen bizler adına utandım. Hikâyeleri okudukça kendimden ve şimdiki neslimizden utanırken, O kahraman Türk kadınlarıyla gurur duydum. Onlara hak ettikleri değeri veremediğimiz için umarım bizleri affederler.
Gonca Elmas’ın yazdığı hikâyeleri okuyunca, Türk kadınının isteyince nasıl devleştiğini, isteyince ne kadar güçlü olduğunu hatırladım. Kahramanlıklarla dolu geçmişimizi dizilerden öğrenmeye çalışan herkese sesleniyorum, dizilere ayırdığınız zamanın yarısını mutlaka ama mutlaka bu kitapları okumaya ayırmalısınız. Hiç kitap okumamış olanlar bile, hikâyeleri okumaya başladıklarında, ne kadar sürükleyici ve heyecan dolu olduğunu görecekler ve kitapları ellerinden bırakamayacaklardır. Özellikle kadınlarımızın bu kitapları mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum, inanın hiçbir şey kaybetmeyecek, aksine çok şeyler kazanacaksınız. Öğretmenlerimizin de bu kitapları okumaları için öğrencilerini teşvik etmelerini istiyorum. Herkes bu cesur yürek kadınlarımızı tanısın ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğrensin ve asla unutulmasınlar diye, üstüne basa basa tekrarlıyorum dostlar, Gonca Elmas Akay imzalı “3 KADIN 3 KAHRAMAN” ve “KARAFATMA” isimli kitaplar mutlaka okunmalı…
Bu cesur kadınları yeniden hayatıma sokan sevgili Gonca Elmas, Allah senden de onlardan da razı olsun…
İyi ki vardılar ve iyi ki varsın…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.