Recent Comments

TOPLUMDA YOZLAŞMA

UNUTMAYALIM:“DİN VE ŞERİAT ADINA YOZLAŞMA MEDRESELERDE BAŞLAMIŞTIR.”

Bundan önceki iktidarlar Batı eksenli toplum oluşturmak gayesiyle eğitime de o yönde ağırlık vermişlerdi. Bu günkü iktidar sahipleri, toplumdaki ahlaki düşüşü Batı tipi eğitim sistemine ve eğitimden dini uzaklaştırıp laikleştirmeye bağladılar. Toplum ve camilerde konuşanlar da bozulmanın geldiği yer olarak Batı gösterdiler. Şimdi eğitimin merkezine ”insanı” almaları gerekirken dini eksenli almaya ve ağırlıklı veren bir politika izlenmeye başladılar. Elden geldiğince de dinin öğretilebilmesi için maddi ve manevi her türlü harcamadan kaçınmadılar. Camilerde bu konuyla ilgili para toplamayı 24 saate çıkarıp toplanan paralarla ihtiyaç olmadığı halde lojman Kuran kursu yaptırılmasını teşvik eder tavır takındılar. Hiçbir denetim de yaptırmadılar. Bir yandan lojmanlardan kurtulmaya çalışırken diğer yönden caminin arsalarına cami lojmanları yapılmasına görüntü kirliliğine göz yumdular. Buna da dini yardım cennette makam kazanmayı empoze edilmesine ses çıkarmadılar. İktidarın korkusundan idareciler bunlara göz yumdular.

İşte yozlaşma, dinin istismarı ile camilerde yozlaşmaya başlamıştır. Gelecekte Türkiye halkını, diğer İslam ülke halkından farklı kılan her türlü kazanım yok edilmeye çalışılmıştır. Gelecekte kavgaların oluşmasına bunlar birer zemin davetiyelerdir. Perşembenin geleceği de Çarşambadan bellidir. Önceden 28 Şubatta Türk Müslümanlığı adında kitaplar yazılırdı. Buna bende kızardım. Şimdi düşününce, dini anlayış olarak kullanıldığını anladım. Dört mezhep zaten dinin farklı anlaşılmasından çıkmamış mıdır? Gelecekte her türlü giyimin serbest olacağını, bununda insan hakları ve dini özgürlük altında topluma empoze edilmesi, ülkenin geleceği açısından çok tehlike arz etmektedir. Bu konuyu destekleyenler sanki tesettür olmazsa, Müslümanlıkta olmaz, diğer yönden Türkiye’nin geçirdiği tarihi gerçeği bilmeyenler ve gelecekte ülkenin göreceği bilecek olan liberaller hoş görüp teşvik etmekteler. Türkiye Cumhuriyetini Kuran insanlar bugün yapılmak istenen böyle bir toplumdan yaşayarak gelmişlerdir. Onların bu “topluma ve dine” bir düşmanlıklarımı vardı da, o toplumu böyle yapmak için bazı değişimler yapmak zorunda kalmışlardı? Gelecekte ülkenin diğer İslam ülkelerinde görülen benzer karışıklıklardan uzak kalabilmesi için çok dikkatli olmamız gerekir.

Bugün modern yaşamla birlikte refah artmıştır. İnsanlar giyecek, içecek, yiyecek ve oturacakları mekânların en iyisini ve en yenisini elde etme kaygısı taşımaktalar. Bu sebeple kazançlarını yozlaştırmışlar, helal ve haramlığına bakmamışlardır. Görüldüğü gibi kimine göre sorun giysilerde değil, sorun kazançlarımızın helal ve haramlığında yatmaktadır. İnsanlar, çocukları ahlaklı olsun diye dini öğrenim isterken, ondan daha önemli olan helal kazanç, helal lokma üzerinde hiç durmamaktalar. Dürüst ve doğru yaşamak için sadece “Din” yetmiyor. Tıpkı bu işle görevli olan papaz, haham ve cami görevi yapan hocaların “DİYANETTE” görev yapanlarda görülmüştür.

Bakın çevreye başörtülülerin yabancı erklerle el ele göz göze yakın temasla sohbet ettiklerini, büyük ve küçük şehirlerin hepsinde günden güne sayılarının arttığını görüyorsünüz. Önce böyle yaşantının laiklik ve dindarlıkla arasında farkın kalmadığını anlayacaksınız. Buna neden belki de evlenme yaşının ertelenmesi de olabilir. Ekonomi de dünyadan ayrı kalamadığınız gibi ne yaparsanız yapın böyle yaşantıyı önleyemezseniz. Bu iktidar döeminde başörtülülerin sayısı arttığı gibi böyle yaşayanların sayısı da yaygınlaşmıştır. O zaman hangi ahlakın mücadelesini vereceğiz?

Ortam hazırlanmadan verilen “Din Eğitimiyle” ahlaklı toplum oluşması çok kolay olmayacaktır. Öncelikle insanların gönülleri ve zihinleri böyle bir ahlaklı yaşantıya hazırlanmalıdır. Ahlak yerine görüntüyü öne çıkarırsanız, işin olacağı durum trajedi olacaktır. Evlilikten önce arkadaşlık ve flörtlük bir din anlayışı olarak asla mümkün olmaz. Modern hayatla birlikte yaşama bunlarda sokuldu. Bu dindarlar arasında da hızla kabul gördü. O zaman tesettürün İslam ahlakına yaptığı katkı sorgulanmalıdır? İslam ahlakı yerine şekiller üzerinden meseleye gidilmemeliydi. Bu yaşantı yaşandıktan sonra kızın başındaki bez parçası dinen ne kazandıracaktır? İktidar başörtüsü üzerinde durduğu kadar mazereti olanların ikinci evlendirme yönelik çalışmaya adımlar atsaydı, dinen daha olumlu olurdu. Toplum arasında ayrışma da olmazdı. İktidar, uzman psikolog ve sosyologlardan oluşan bir kurula görev vererek toplumun fotoğrafını çıkarması gerekir. Sonra da ilmin verilerini kullanarak sağlıklı bir toplumun oluşmasındaki adımları atmalıdır.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.