Malum olduğu üzere Osmanlıda rüşvetin başlangıcı, Muhteşem Süleyman olarak isimlendirilen Kanuni döneminde başlamıştır. Ne tesadüf ki, dünya liderliğine oynayan Recep Tayyip iktidarında da u talihsizlik yaşanıyor. Dileğimiz doğru çıkmaz. Bir de doğru çıkarsa, zirveler kar gibi eriyerek dibe vuracağını tahmin ediyoruz. Ülke diyet ödemekten takatsiz kaldığı da unutulamaz. Dindar nesil yetiştireceğiz diyerek ülkemiz çevremize benzemeye başlarsa yandık demektir. “İktidar sahipleri, muarızlarıyla laf yarışına gireceğine, Edibali’nin Osman Gaziye verdiği öğütleri hatırlayarak kızgınlıklarını dışa yansıtmasalar da ülkenin hayrına olurdu. Bu öğütleri dua niyetiyle okumak zaruret haline dönüşmüştür. Çünkü yüksek sesler, ülkenin geleceğine set çekmektedir. Bulundukları Makamlar, kişilerin kendilerini tatmin etme yerleri değildir. Devletin kurumları ve okulları arasında ayırım yapmadan özen gösterilmesi gerekir. Günümüzde Türk devletini düşünme haline dönüşmüştür.”
Özellikle dört kitaba inanların inançları, çoğu sahih kaynaklara dayanmayan bilgi ve inançlar bulunmaktadır. Zaman zaman bu bilgiler çok dillendirilmiştir. Tarih de hangi kitap ehli zayıflamışsa, zelil duruma düşmüşse, kurtaracak bir Mehdiyi bekler olmuşlardır. Bu sebeple içlerinden zaman zaman “ Beklediğiniz Mehdi benim diyenler “çıkmıştır. Bu inanç sahipleri kimden zarar görmüşlerse veya menfaatlerine engel olan o kimseye de “Deccal olarak isimlendirip” ilan etmişlerdir.
Osmanlı zamanında İzmir’de, Yahudi cemaati içinden bir Mehdi çıktığını, dolayısıyla sıkıştırılınca da bu iddiasından vaz geçip Müslüman olduğunu ilan ettiği” bir gerçektir. İslam âlimleri arasında görüşü benimsenmeyen BİLGİNLER “Deccal olarak “ilan edilmiştir. Deccal ilan edilenlerden birisi de” İmamı Azam Ebu Hanife’dir”. Bazılarına göre “Atatürk’te” deccaldır. Çünkü bunu söyleyenlere göre, Deccalın gözü, Atatürk gibi mavidir diyorlar. Bütün bu bilgi ve olaylar tarihin tozlu raflarında bulunmaktadır. Merak edenler bulabilirler.
Günümüzde, Araplar - Türkler ve diğer İslam ülkelerinde inanç şudur; öyle bir zaman gelecek ki, Yahudiler korkudan taşın arkasına saklanacaktır. Taş da Müslüman’a arkasında Yahudi’nin gizlendiğini haber verecektir. Böyle inançlar, Osmanlılarda veya Müslüman toplumların güçlü olduğu dönemlerde hiç söz konusu olmamıştır.
Ne zaman Yahudiler her savaşta galip geldi, Araplar da mağlup oldu. Böylece bu Mehdi inancı daha çokça dillendirilmeye başlanmıştır. Orta çağda Hıristiyanlara göre Müslümanlar, Özellikle de Türkler “Deccal” olarak ilan edilmiştir. İşte bu zayıf dönemlerde Müslümanları yok edecek bir “Mehdi” bekleyenlerin Hıristiyan sayısı az değildir. Fatihin İstanbul’u aldığı sırada ” Ayasofya’da toplananlar” bu mehdi inancı düşüncesi hâkimdir. Toplumları ancak kendi toplumlarından çıkan bir lider, sefaletten kurtarıncaya kadar bu Mehdi düşüncesi sürüp gitmiştir.
Buradan hareketle hükümetin bütün davranışlarını bu tarihi olaylarla mukayese edince ne görüyorsunuz? Her ne zaman kendi söylemlerinden ötürü zorda kalsa Ak parti hükümeti, bu başarısızlığını gizlemek için bir bahane buluyor, bu yalana da milletin inanmasını istiyor. Böylece gücüne güç katıyor. Bu millet Ak partiyi kendisini idare etsin, sorunları çözsün diye iktidar yaptı. Verdiği oylarla kibir ve gurura kapılsın da dünyaya yön versin, ona buna saldırsın diye vermediler. Bu halleriyle hem o ülkelere zarar verdiler, hem de Türk halkına zarar vermeye başladılar. Her başarıyı kendilerine mal ettiler, başarısızlığı içeride ve dışarıdaki Ak parti düşmanlarına mal ettiler.
İlk dört yılda yaptıkları müspet işleri bir Allahın kulu inkâr edemez. Ama sonraki dönemlerde ülke zenginliklerini aralarında paylaşma, kendisinden olmayanlara karşı hırcın ve kabadayılık tavır ve İstiklal harbi kahramanlarına saygısızlık sayılabilecek densizliklerden dolayı insanlar “ Bunlarda çok olmaya başladılar” sözleri çok duyulmaya başlanmıştır. Hiç kimse, bazı askerlere reva görülen olumsuzlukları vicdanen kabul etmedi. Askerlere reva görülen durum, hırsızlara, rüşvetçilere yapılınca aynı savcı ve polisleri, bu iktidar tarafından terör örgütü deyip cezalandırılmıştır.
Milletler arası ilişkilerde olumsuzlukla karşılaşıp, başarısız olanlar işi Yahudi lobilerinin üzerine atarak kurtulmaktalar. Bu yalanlara, insanların evet demesi beklenmektedir. İnanmayanlara da, Yahudi ve yabancı güçlerle işbirlikçi olarak suçlamaktalar. İslam tarihini ve Kuranı Kerimi ve tarihi belgeleri iyi ve doğru okuyup olanları doğru anlamak gerekir. Tarih şunu diyor, ne zaman kendine güvenip diğerlerini küçük görmeye başladın. İşte bundan sonra düşmeye başlamışsın demektir.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.