Kâinattaki varlıklar, akil, Kuran ve sünnetullah ayetlerinin sahibi Rabbi Teâlâ’dır. Sahiplerin bir olmasına karışlık, insanlar üzerindeki etkileri ve tepkileri ise, farklı farklıdır. Müslüman ister avamı veya âlimi olsun Kuran_ı Kerim’i baştan sona okurlar. Fakat herkesin etkilendiği Kuran ve kevni(varlık âlemi) ayetleri farklı farklıdır. Bu sebeple efendimiz “Hud” süresi gelince çok etkilenmiş olup “Beni hud” süresi ihtiyarlattı buyurmuştur. Bu yazımda Hz. Ömer'in ve diğer insanların etkilendikleri ayetleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Hz. Ömer, Kuranı baştan sona okudum, beni en fazla etkileyen ayet “ HA MİM, Bu Kuran şiddetli azap sahibi, günah işleyenlerin tövbelerini kabul eden âlim ve aziz olan Allah tarafından nazil olmuştur” buyrulur. Hz. Ömer’in etkilenme nedeni, Allah önceliği cezalandırmaya değil de, af edeceğini öncelikle bildirmesi etkilemiştir. Eğitimde, cezadan önce ödül konuşulur. Böylece tövbe etmenin güzelliğine dikkat çekilir. Hz. Osman, Kuranı baştan sona okudum beni de en fazla etkileyen ayet” Kullarıma haber verin ki, gerçekten ben af edici ve merhamet sahibiyim” buyrulur. Bu ayette Allah’ın, Afifeciliğini ve merhametini öne çıkarır. Böylece kullarının maneviyatlarını ve ümitlerini artırmış olur. Onların ümit var olmasına vurgu yapar. Hz. Ali der ki, Kuranı baştan sona okudum, beni en çok etkileyen ayette” Ey kendilerine yazık ederek hattı aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Allah affedici ve bağışlayan acıyandır” buyrulur. Dikkat edilirse, hep Allah’ın affediciliği ve bağışlayıcılığıyla ilgilidir. Bu ayetlerden anlıyoruz ki, kolay kolay Allah’ın kullarına azap etmeyeceğini de öğrenmiş oluruz. Bu sebeple bazı İslam âlimleri “Cehennem ebedi değil, Cennet ebedi” demişlerdir. Mevlana“ Allah’tan ümidinizi kesmeyin” ayeti gelmemiş olsaydı, halimiz perişan olurdu” demiştir.
Kurtubi tefsirinin sahibi de der ki, “Ben de Kuran’ı baştan sona okudum. Etkilendiğim ayet.” O iman edenler ki, inançlarına şirki karıştırmazlar. İşte onlar, emin olanlar ve hidayet üzere bulunanlardır” buyrulur. Bu ayet saf, arı imandan söz ediyor. Kaç Müslüman’ın imanı saf olarak bulunmaktadır? Kaç kişinin sevgilisine sevgisi saftır? Kaç kişi, sadece sevdiklerimizi din kardeşini Allah için sevmekte, sevgilerimizi kendi dünyevi şehvet ve yararımızı kurban etmiyoruz? İşte Kuranı Kerimi anlayarak okuyanlar bize bu sevgiyi anlatıyor. Kuran’ı okuduğunuz zaman etkilendiğiniz ayeti öğrenmeye çalışın. İnanın böylesi öğrenim, hayatınıza bir anlam katacaktır.
Kuranı okurken, sohbet ettiğimiz 80 küsur yaşındaki bir hoca efendi “ beni en çok etkileyen Muhammet süresi 24. Ayet ” Onlar okudukları Kuranı düşünmüyorlar mı? Yoksa onların kalplerinde kilitler mi var? “ buyrulur. Bu ayette geçen kilit sözcüğünü Kurtubi açıklarken şunları anlatır. Öyle kilit ki, dışarıdaki iman içeri giremez, içerdeki küfürde dışarı çıkamaz. Bu zikri geçen insanları kendimizle kıyaslayalım. Hiç olmazsa Kuran okurken elimizde bir kâğıt ve kalem bulundurulalım. Etkileyen ayetlerin ve tesirini birkaç cümleyle yazıp etkileme nedenlerini öğrenelim. Demirin pas tuttuğu gibi gönüller paslanır. Bu nedenle atalarımız “ Çalışan demir pas tutmaz, akan su yosun tutmaz “ demişlerdir. Uzun süre manevi dünyadan uzak yaşamak, manevi dünyaya yabancı kalmamızı sağlar. İki dünyamıza mutsuzluk verir. Çünkü bunlar, ayetleri hayatlarından uzak tutmuşlardır. Okuduğumuz ayette o anda etkilensek bile, bir zaman sonra etkilendiğimiz ayetin emrine aykırı yaşamaktan habersiz kalmaktayız. Hâlbuki bahsi sahabe, tabii ve ulemanın kılavuzları Kuran ayetleriydi. Okuduklarıyla hayatlarını tanzim ediyorlardı.
Hacı Bayram Hz.lerine yıllarca hizmet eden müritlerine icazet vermeyip de, birkaç günlük hizmet eden Akşemsettin Hz.lerine icazet vermesinin nedeni ne ola ki? Hz. Peygamber efendimizin “Mesuliyetli devlet görevini ve askeri komutanlıkları Müslümanlığı eskiye dayananlara değil de, yeni Müslüman olanlara ve samimi olanlara vermesi sadık olmanın yücelik olduğundandır. Gücü yettiği halde mazlumun zulüm görmesine engel olmayanı, melekler kabirde dayak atacaklar. Dayak yemesine yaptığı diğer hayırları engel olamayacaktır.
Kabile reisleri yeni Müslüman olduklarında, ehil olanlar görevlerine iade edilmişlerdir. Hayatımız bize ödünç verilmiştir. Öyleyle bu konuda hayatımızda ciddi olmalıyız. İmamı Azamın babası Numan bin Sabite, bahçe sahibinin kızını vermesine ne demeli? Dünyayı verseler bile sözünden dönmeyenlerle, en ufak bir menfaat karşısında veya verdiği sözü bir menfaat karşısında sözünden dönen insanlar aynı muameleye mi tabi tutulacaktır?
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.