Recent Comments

GÜNÜMÜZDE BOŞANMALAR ÇOĞALDI



Boşanmayı düşünen eşler önce çocuk cezaevlerini görecekler! Sonra karar verecekler. Amaç, çocukları, yavruları bekleyen tehlikeyi fark ettirmek.

Adalet Bakanlığı bünyesinde hazırlanan bir rapora göre, Boşanmak için başvuran eşlere, ayrılmaları halinde çocuklarının başına neler gelebileceğini görmeleri için çocuk ceza evlerini görmeleri önerildi. Raporda 2011 yılında 200 bin 767 boşanma dava açıldığına dikkat çekilerek boşanmış ve parçalanmış ailelerin çocuklarının suça sürüklenme riskinin diğer ailelerin çocuklarına nazaran daha fazla olduğu vurgulandı.

Bu sebeple ayrılmanın eşiğindeki çiftlere ceza evi gezisi düzenlenmesi veya bu yapılamıyorsa adliyelerde kurulacak bir sistemle tanıtıcı filmler izlettirilmesi istendi. Raporda Boşanma davalarında yazılan dilekçeler genellikle rövanş alma aracı olacak biçimde kaleme alınıyor. Bu yüzden kurtulabilecek evlilikler travmatik bir biçimde bitiyor denildi. Uzlaşma yerine dava açıldığına dikkat çekilen raporda Bazı Sokak çocuklarını soğuk kış günlerini atlatmak için ceza evini sığınmış yeri olarak görüp basit ve ilk defa suç işledikleri belirtiliyor.

Günümüzün ve çağımızın vebası, illeti boşanmalardır. Boşanmalar çığ gibi artmaktadır, bir salgın hastalık gibi toplumu sarmıştır. Bu artışın birçok sebepleri vardır. Toplumumuzda yıllarca görücü usulü diyerek imam nikâhı diyerek bir iftira kampanyası dedikodusu yapıldı. Onlara göre bu sistem kötüydü yanlıştı bu hayatın ve düzenin terk edilmesi gerekiyordu. 

Bu propagandalar neticesinde tanıştıktan kısa sürede 1saatlik görüşmeler, bir fincan kahve içimleri sonrasında evlenmeler başladı, bazen de uzun süren flörttük dönemi başladı. Sonrasında düzeyli beraberlikler diye gayri meşru hayatlar geldi.

Düzenli aile yaşantımız her geçen gün irtifa kaybetmeye hızla devam etti. Teknolojiyle birlikte sinema girdi televizyon, gazete girdi, internet girdi çılgın reklamlar ve sonrasında çöp çatan evlilik programları devam ediyor. TV lerde bitmez tükenmez her saat ayrı ayrı kanallarda içeriği kontrolsüz denetimsiz program ve diziler. 

Üst üste gelen bu sel karşısında insanlarda ailelerde yalnızlaştı. Aile içinde sohbetler konuşmalar birbirini dinlemeler, dertleşmeler sorun çözmeler dönemi gerilerde kaldı.

Eskiden boşanmalar ayıpların ayıbı en büyüğüydü. Kız gelin edilirken ana babası ona gelinliğinle gidiyorsun kefeninle dönebilirsin derdi. Aile demek namus demektir. Ar, iffet, hayâ utanma duygusu bayrak değerlerdi. 

Bizim töremizde şu üç şeye kına yakılırdı; Kurban olacak koça Allah’a kurban olsun diye, Askerlik çağına gelip askere giden Mehmetlere kına yakılır Vatanına milletine kurban olsun diye, Evlilik çağına gelipte yuva kurmak için evlenen kızlara kına yakılırdı. Kocasına, evine, yuvasına kurban olsun diye bu ananeler her geçen gün erozyona uğramaktalar.

Şimdilerde marketten meyve alır gibi eş alınmakta. Meyve atıkları çöpe atıldığı gibi hevesler bitince sevgiler çöpe atılmakta eğer birde o evliliklerden çocuklar olmuş ise işte asıl sıkıntı orada başlıyor demek. Boşanmalar diğer toplumlarda olabilir ama bizde İslam ahlakıyla ahlaklanan toplumumuzda bunlar olmamalı.

Hekimler sağlıklı beslenmek için ninelerinizin mutfağına dönün diyor. Tıpkı onun gibi ninelerin dedelerin hayatları bugünkü hayatlara örnek olmalı. Haram ve helal gerçekleri yeniden keşfedilmeli. Çıkar yol kurtuluş reçeteleri sanal sahte hayatlar değil!

Bizi bin yıldır ayakta tutan bize özgü hayatımız, İslam ahlak ve şuurunun iyi öğrenilmesi, Ahlaki ve İslami değerlerimizi tarihimizi iyi bilmememizden geçiyor. Sonuç; Kötü gidişatın düzelmesi Eğitim, Kültür ve Ahlak ile olur. 

Saygılarımla, Nuri YÜCEER

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.