Anne babalar genel
olarak ilk çocuklarının diğer çocuklara göre içine kapanık oldukları ve
kendilerini fazla ifade edemediklerinden yakınırlar.
Çocuklarının bu
halinden memnun olmayan anne babalar, leb demeden leblebiyi anlayan; sıkılgan olmayan,
derdini anlatabilen ve en önemlisi kendini ifade edebilen bir çocuk olmalarını
isterler.
İlk çocuklar kardeşlerine nazaran genelde daha duygusal, daha
çekingen iken; mizaç ve huy olarak da kardeşlerinden farklılıklar gösterirler.
İlk çocuklara
nazaran sonraki çocuklar daha girişken, ortam ve çevreye daha çabuk uyum
sağlarlar. Ayrıca duygusallıktan öte akılcı, risk alabilecek kadar kendine
güvenen ve arkadaş ortamına çabuk ayak uydurabilen kişilerdir.
İlk çocuklarıyla
ilgili sıkıntılarını dile getiren anne babalara hamilelik dönemleri ve
çocuklarını büyütme şeklini düşünmelerini isterim.
Yeni evlisiniz ve evliliğin ne olduğunu
anlamadan çevrenizin sizden çocuk beklediğini fark edersiniz. Sizden hayırlı
bir haber adı altında çocuk beklediklerini ve bu haber gecikince de farklı
yorumlara sebep olduklarını görmeye başlarsınız. Bu beklentiler de sizi ister
istemez olumsuz etkiler.
Yeni bir ortama
gelin gelmişsinizdir. Yeni insanlar ve yeni çevreye uyum derken çocuğunuza
hamile kaldığınızı fark ediyorsunuz.
Sosyal çevreye
uyumla birlikte ilk defa bir hamilelik dönemi yaşıyorsunuz. Hamileliğin
sıkıntısı yanında çevrenin hamilelikle ilgili “Bizim zamanımızda, biz hamile
iken …” diye başlayan tavsiye, öneri, kaygı ve yakınma adı altındaki psikolojik
baskı, anne adayının ruh halini olumsuz etkiler.
Bunun yanında anne
adayının psikolojik yalnızlığı, duygusallığı, çocuğun cinsiyeti hakkında
beklentileri, çocuğuma iyi bir anne olabilecek miyim, ona iyi bakabilecek miyim
tarzındaki düşünceleri kendisini strese sokar. Bunun sonucu olarak bu tür
kaygılar ister istemez anne kadar karnındaki çocuğu da etkiler.
Burada anneye
özellikle şu soruyu soruyorum. “İlk
çocuğunuzun hamilelik dönemi ile diğer çocuğunuzun hamilelik dönemleri aynı mıydı?”
Annenin cevabı ise
genellikle: “O zamanlar hem
tecrübesizdim hem de pek bir şey bilmiyordum.” olur.
Düşünmeye devam
ediyoruz. Çocuk doğdu ve çocuğunuzu büyütmeye çalışırken etraftan da
müdahaleler başlar. Çevrenizden de doğrudan ya da dolaylı olarak akıl ve fetva
vermeler başlanır. Çocuk büyütme ve çocuk eğitimi konusunda acemiliğiniz ve
kaygılarınızla birlikte evdeki büyüklerin de çocuğa karışmasından, çocuk
eğitiminde yalnız olmadığınızı ve gönlünüze göre çocuk yetiştiremeyeceğinizi
anlarsınız.
Bütün bunlara
rağmen iyi bir anne olmak adına, çocuğun üstüne fazla düşmeye başlarsınız.
Ağlamasın diye maması acıkmadan verilir, üşümesin diye üzeri bastırılır, düşer
diye koşmasına izin verilmez, kendisiyle oynayacak kardeş ve arkadaşı olmayan çocuğun
önüne oyuncaklar doldurulur. Kısacası onun adına onun yapacakları hem düşünülür
hem de fazlasıyla yapılır.
Velilere: “Diğer çocukları da bu ortam ve bu psikolojiyle
mi yetiştirdiniz?” diye soruyorum.
Cevap olarak: “Hayır, diğer çocuklara pek kimse karışmadığı
gibi ben de tecrübe edinmiştim.” olur.
Kardeşsiz ve
arkadaşsız büyüyecek olan ilk çocuklara, çocukluklarını yaşamalarına da fazla
izin verilmez. Normalde çocuklar oyunla, deneme yanılma yöntemiyle ve arkadaş
ortamı içinde öğrenirken çoğu anne baba, bu imkândan çocuklarını mahrum
bırakırlar.
Arkadaşları
arasında oyunla ve yaşayarak öğrenecek olan bu çocukların anne babaları,
çocuklar üzerlerine çok fazla düştükleri için arkadaş grubuna katılmalarına da
fazla izin vermezler.
Evde kendisiyle
oynayacak kimse bulamayan bu çocukların eğitimleri bir de nine ve dedenin işe
karışmasıyla çok daha farklı bir boyut kazanır. Bu çocuklar çoğu zaman tutarsız
davranışlarıyla karşımıza çıkar.
Dışarı çıkmasına fazla izin verilmeyen ve kendisiyle oyun
oynayacak kimseyi bulamayan çocuk, daha çok ailesi tarafından alınan
oyuncaklara boğulur. Sadece oyuncakla oynayan çocuklar ileride kendilerini
ifade etmede ve öz güven kazanmada da sıkıntı yaşarlar. Arkadaş çevresine katılmasına fazla izin verilmeyen ve kardeşsiz
büyüyen bu çocuklar, hem ilk çocuk olduklarından hem de canları sıkılmasın diye
her istedikleri ikiletilmeden alınır.
Çocuğun kendini ifade etmesini, yeteneğini kullanmasını,
sorumluluk alacağı etkinliklerini çocuk adına yaparak mükemmel bir anne baba
olduğumuzu göstermeye çalışırız. Yani öyle bir hale getiriyoruz ki çocuğun
bütün işlerini çocuk adına biz yapıyoruz. Büyüdükleri zaman da; “Bu çocuk niye
böyle?” diyoruz. Bu duruda anne babaların,
çocuklarına iyilik yapalım derken kötülük yaptıklarından haberleri bile yoktur.
Her şeyi anne babasından bekleyen bu çocuklardan, ders çalışma ve ödev yapma
gibi bir davranışı beklemek boşuna olur.
Bu çocukların
olumlu görünen tarafları ise; yaşıtlarından daha fazla olgun, ağır başlı ve sessiz olmalarıdır. Çocuğun bu
hali yaşının gereği olarak alması gereken sorumluluklarının önüne geçiyorsa
zararlıdır. Çünkü her çocuk, bulunduğu yaşa ve kişilik yapısına uygun
davranmalı ve ona göre hareket etmelidir.
Bu Çocuklar için
Neler Yapılmalı?
1.
Çocukların yaşıtlarıyla oynamalarına
imkân sağlanmalı ve bu konuda onları teşvik etmeli.
2.
Çocukların yaş ve yeteneklerinin
üstünde bir beklenti içine girilmemeli ve yaşlarına uygun sorumluluklar
verilmeli. “Sen ablasın, sen abisin.” diyerek yaşından büyük olgunluk beklenmemeli.
3.
Yaşlarına ve yeteneklerine uygun
olumlu davranışlar sergilediklerinde çocukların bu davranışı pekiştirilmeli.
4.
Kendi işlerini kendilerinin
düşünmeleri sağlanmalı, onlar adına onların işleri yapılmamalı.
5.
Çocukların kendilerini ifade
etmelerine imkân sağlanmalı. Bunun için de istemeden vermemeli ve çocukların
cümlelerini tamamlamalarını beklenmeli.
6.
Çocukların da hata yapabilecekleri
göz önünde bulundurularak hataları büyütülmemeli.
7.
Kendilerine güvenini geliştirecek
sorumluluklar verilmeli. Yerine getirilen sorumluluklar için de olumlu
geribildirimler verilmeli.
Büyüme aşamasında
iyi niyet olarak her şeyi düşünülüp ayağına götürülen çocuklar, büyüdüğü zaman
sorumluluk alma konusunda problem yaşayabilirler.
Oyunlarını arkadaş
ortamı yerine evde anne babasıyla ya da oyuncaklarla oynayan çocuklar,
arkadaşları ile oynayan çocuklar arasında sosyalleşme açısından fark oluşacaktır..
Normal ortamda davranışlarını deneme
yanılmayla yöntemi yerine, anne babasının nasihati ve tavsiyeleriyle
şekillendiren çocuklar, yaşından büyük gibi düşünecek ancak yaşıtları gibi davranmayacaktır.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.