Dünya yangınını ancak çocuklar söndürebilir. Ama önce çocukları kurtarmak lazım !” Bu nasıl hoşgörü? Aile mabedine lağım akıtılıyor!
Bu sözü, ekranda seyrettiklerimiz aileler, basında okuduklarımızla ve ayrıca çevremizdeki bu konu hakkında duyduklarımızı bir raya getirerek yukarıdaki alıntı yazıyla mukayese yapmaya çalışalım. Toplumun yapı taşı olan aile ve geleceğimizin teminatı olan çocuklar konusunda tehlikeli zillerinin çalmaya başladığı görülür.
1990 yılarında yazdığım bir yazıda şöyle bir fikir beyan etmiştim. En basit bir meslek sahibi bir iş yeri açmak istediği takdirde, kendisinden bir sertifika sahibi olması şart koşulmaktadır. Bir aile yuvası açmak, bir basit işyeri açmaktan daha mı basittir. Dedikten sonra, nişanlanmış olup da evlenmek isteyenlerin en azından 4-5 ay devam edeceği bir evlilik kursuna yönlendirilmesi gerekiyor. Böylece evlenmeye karar verenler, bu kursa katıldıktan sonra, bu kurulacak aile yuvasının basit bir şey olmadığını görecekler, sonra evlenmeyi tehir edip bu konuda daha ciddi çalışıp hazırlık yapmanın farkına varacaklardır. Evlilik her ne kadar görünüşte, iki insanın bir araya gelmesi gibi görülse de, aslına bakılırsa, “YENİ BİR DEVLETİN TEMELLERİNİN ATILMASIDIR.” Böylece aile kurma konusu tıpkı eğitim konusu gibi bir devlet meselesidir. Türk toplumunda “DİN” sadece insanların paralarını ve oylarını almak için ciddi şekilde kullanılmakta ve yararlanılmaktadır. Bir kutsal ki, insanların kirli oyunlarına heba ediliyor, o kutsalla ciddi şeyler için yararlanılabilir mi? Dini en çok menfaatleri için kullananlar da dindar ticaret adamları ve dindar siyasetçilerdir. Çünkü emeksiz kazanç, kısa yoldan köşeyi dönmek için en kolay kullanılacak şey dinden başka bir şey değildir. Dini Abdülhamit döneminde “cihat için kullanmaya kalktı” İslam âleminin tüyü kımıldamadı. Çünkü Allah rızası değil, saltanatın yaşatılması gaye edinilmişti. Zaman zaman hep kullanılmış sonuca erişilememiştir.
Aile, neslin devamını sağlayan ve çocukların gereksinimlerini karşılamak için kadın ve erkeğin bir araya gelmesi, aileyi meydana getirir. Aile sadece bugün yaşayanları değil, aynı zamanda geçmişte yaşamış ve gelecekte aile arasına girecekleri de içine alır. Aile bu bakımdan aynı çatı altında birlikte yaşayan, manevi, ekonomik, sosyal ve koruyucu faaliyetlerde, çocukların bakımında ve eğitiminde iş birliği yapan iki yetişkin insanın oluşturduğu temel bir sosyal kurumdur. Bu tarife göre, yalnız iki çifttin bir araya gelmesi, aileyi meydana getirmiyor. Çiftlerin bulunduğu, içinde yaşadığı yerin mutlu yaşanabilir hale gelmesi, ayrıca çocukların doğmaya başlamasıyla, ancak ailenin kuruluş döneminin tamamlanmış olacağı vurgulanıyor. Toplumun huzurlu olabilmesi, toplumun çekirdeğini oluşturan, ailenin huzurlu olmasına bağlıdır. Ailenin de huzurlu olabilmesi için eşlerin her yerde bir birlerine yardım ve destek olmasına bağlıdır. Bu nedenle bireylerin ev harcamalarında ve şahsi harcamalarında, özellikle israftan kaçınması gerekir. Çocukların terbiye, eğitim ve yetiştirilmelerinde birlikte emek vermeleri önelidir. Aile içinde çıkacak anlaşmazlıklara, kaba kuvvet ve kötü sözleri söylemekten şiddetle kaçınılmalıdır.
Aile çocuklarını iyi bir şekilde eğitmek, yetiştirmek, topluma ve insanlığa yararlı bir birey olarak yetiştirmek için emek harcamalı, onları en iyi şekilde geleceğe hazırlamak başta gelen görevleridir. İslam Âlimleri kurandan ve Sünnetten elde ettikleri delillere göre dört çeşit evlenmekten söz etmişlerdir. 1-Evlenmeleri farz olup, evlenmeden uzak kalmayacak olanlardır. Bunlar maddi ve manevi yeterliliğe sahip olup, evlenmedikleri zaman günah işleme durumuna düşecek olanlardır. Bunlar evlenmekten kaçamazlar. Hem Allah’a karşı hem de yaşadıkları topluma karşı bu yüzden mesul olurlar.2-Evlenmeleri haram olanlardır. Bunların evlenmek için maddi ve manevi güçleri yeterli olmayanlardır. Bunlar evlenirlerse, mutlu aile oluşturamayacaklarından korkulmaktadır. Bu nedenle toplumun sağlıklı bireylere sahip olması için böylelerinin evlenmesi engel olunmalıdır. Demokrasi deyip bakarsa, topluma her an kötü şeyler bocalanmaktadır.3-Evlenmeleri toplum tarafından hoş karşılanmayacak olanlardır.
Kişi, maddi ve manevi olarak yeterli olup ruhsal yönden dengesi bozuk olanlardır. Kötü alışkanlıkları bulunanlardır. Bu alışkanlıkları bırakmadığı sürece bunların evlendirilmesi düşünülemez. Bunları tanıyanlar bu hastalıklarını gizlerlerse, Allah ve toplum indinde sorumludurlar.4-Evlenmesi güzel ve hoş olanlardır. Kişinin maddi ve manevi yeterliliğe sahip olup, evlendiği zaman, maddi ve manevi görevlerinde daha verimli olacağı düşünülenlerdir. Bunların evlendirilmesi yakınları tarafından öncelikli görevdir. Bundan kaçınılamaz. Kuran’da ”İçinizden kendisiyle huzura kovuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmeti var etmesi, Onun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen toplum için dersler vardır.”buyrulur. Evlenecek eşlerde asgari şu şartların ortak olması aranmalıdır ki, bu evlilik mutluluk getirsin. 1-Bir Batılının dediği gibi, adaylar birbirlerini gördükleri zaman içlerinde heyecan duymalıdır. Birbirleriyle karşılaştıkları zaman olumlu duygular ortaya çıkıp uyandırmalıdır. Bir birlerinde olumlu duygu uyandırmayanlar Uyandırmıyorlarsa, evlenmeyi düşünmekten vaz geçmeliler.
2-Adaylar, sosyal, ekonomik, inanç, örf ve adet yönüyle, fizyolojik yapılarıyla, kültür ve eğitimleri yönünden benzerlikler bulunmalıdır. Bunları dikkate almadan yapılan evlenmeler mutluluk yerine, mutsuzluk getirecektir. Mutsuz aileler de mutsuz çocukları getirecek, onlardan da huzursuz toplum oluşturacaktır.
Amaç, evlenmiş ailelerin sayısını artırmaktan daha çok kaliteli evliliklerin sayısını artırmak olacaktır. Böylece daha sonra oluşacak anası babası ayrılmış çocukların sayısını azaltmış oluruz. Huzurlu toplum, huzurlu eşlerden ve aileden oluşur. Çocukların sayısını artırmak amaç olunca ailesi yeteri kadar ilgilenmediği için çevreye Zaralar veren çocukların sayısını artırmış oluruz. Mutlu çocukları yetiştirmenin yolları araştırılmalıdır. Bu da çocuklar doğmaya başlamadan önce düşünülmelidir.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.