Geçen hafta ki “İnsafsızlar” başlıklı yazımı okuyan okuyucularımız, kamu malına zarar verme konusunu çeşitli boyutlardan örneklerle daha da genişlettiler. Bunlardan birisi de sevgili kardeşim Hüseyin Dumru’ydu. Yorumunda şöyle diyordu “Asker ocağına vardığım zaman çok garibime giden bir olay; ortak kullanım alanları, tuvalet, yemekhane, ibadethane vs aklınıza ne gelirse her yer talimatname ile dolu idi. Musluğu aç, yüzünü yıka, musluğu kapa gibi...Çok komiğime giderdi. Tuvaletlerde dahi vardı. "İnsana" nasıl hacet gidereceği, nasıl taharetleneceği ve tüm bu ihtiyaçlarını gördükten sonra ortamı nasıl terk edeceği tariflenir mi? İnsan olana yapılır mı bu.” Böyle diyordu Hüseyin kardeşim “insan olana yapılır mı bu?” diye de soruyordu…
Maalesef yapılıyor ve yapılmak zorunda kalınıyor. Beş yıldızlı bir otelde duvarlara yabancı dillerde uyarılar asılmıştı. Bu uyarıların içinde Türkçe olan tek uyarı “lütfen sessiz olunuz” tabelasıydı. Çok dikkatimi çekti ve görevliye bu uyarının diğer dillerde de olup olmadığını sordum. Cevap tahmin ettiğim gibiydi. “Sessiz olunuz uyarısını yabancı dilde yazmaya gerek yok ama, bizim kiler için gerek var maalesef” dedi görevli ve otelde kaldığım süre içinde, bu uyarının da pek işe yaramadığına şahit oldum. Uyarı yazsanız da yetiştiği kültür yakasını bırakmıyor demek ki insanın. Bir de içinde öğrenme dürtüsü yoksa, yandı gülüm keten helva…
Park ve bahçelerde birbirinden güzel çiçekleri koparıp, biraz kokladıktan sonra fırlatıp atan zihniyete “çiçekleri koparmayınız” diye yazmanın bir anlamı olmuyor biliyoruz. Şakır şakır akan çeşmenin önünden defalarca geçtiği halde, musluğu kapatıvermeyi aklından geçirmeyen zihniyete neyi anlatabilirsiniz. Umumi lavaboların sabunluğunu delen,kapıyı yakmaya kalkan,ampulleri kıran beyinlere neyi anlatabiliriz ki… Yine de umudumuzu yitirmeyip, belki bir kişi bile olsa düzelir, insafa gelir diye yazmaya, konuşmaya, uyarmaya devam ediyoruz.
Evet insan olana çimlere basmayın,çiçekleri koparmayın, musluğu kapatın,sessiz olun gibi uyarılar yapmaya gerek yoktur ancak, bu uyarılar yapılmaya devam ediyorsa ve buna illa ki ihtiyaç duyuluyorsa daha kat edecek çok yolumuz var demektir. Ve öğreneceğimiz çok şey var demektir.
Not: Gazetemiz Bozkır Postası çeyrek asrı geride bıraktı. Son on yılını birlikte geçirdiğim Bozkır Postası ailesinin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum. Bozkır Postamıza daha nice yıllar diliyor, ilçemize ve insanlığa yaptıkları büyük katkıdan dolayı Yunus Yılmaz ve ailesine, tüm Bozkırlılar adına teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi ki varız Bozkır Postası.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.