Sen ki Allah’ın Habibi, Sen ki alemlere rahmetsin.
Sen ki kainatın yaratılış gayesi, Sen ki peygamberler müjdesi,
Sen ki aşkın, sevginin ta kendisisin.
Gel gör ki
o Gül yüzüne layık gülümsemelerle karşılayamadık seni.
Kur’an ve sünnetin üzerine üzerine dikilen kan ve gözyaşından mumlarla karşılıyoruz seni.
Emanetlerinin tadına bakabilmek için ümmetin üstündeki ateşi söndürmen gerek.
O gül kokundan bir nefes ver de söndür içimizdeki yangını..
Gel gör ki;
Ümmeti tek bir cemaat olarak kalamadı!
Önce kırka bölündük sonra fırka fırka dağıldık.
Ön safa paralel saflar tutmak yerine birbirimize diklendik.
O yüzdendir safları sık tutamayışımız.
Bana dokunmayan diken, gül gibi geçinip gitsin” edasıyla doğuda müminin ayağına batan dikenlerin acısına batıda ‘yere batası bir vurdumduymazlık, kulakları sağır eden bir sessizlik’ içinde kaldık.
Senden önce diri diri kumlara gömülen bebeklerin
babalarının ellerine takılan tırnakları şimdi babalarının omuzlarına takılıyor kandan tabutlar içinde…
…
Kan gölüne maya çaldık, ya tutarsa diyerek çamur banyosuna döndürdük mümin gönülleri.
Yüz hatlarımızdaki tebessüm bile riyanın altını çizen çizgilerden ibaret.
Yüzümüze Gülen’lerin arkamızdan kazdığı kuyular, Koç’ların kurban ettiği İsmaillerle doldu.
…
Ayağımızda olması gereken çoraplar başımıza dert oldu,
Başımızdaki Ebu Cehiller Firavuna taş çıkartıyor.
Firavun boğuldu sanmıştık ancak onun soyundan gelen modern Firavunlar ipleri eline alıp ümmetin boğazına kara bulut gibi çöktü.
…
Gel gör ki;
“Muhammed ölmedi Kalbimizde yaşıyor” diyerek sloganik aşklar besledik sana,
ancak kalbimizdeki aşkı kalıbımıza uyduramadık.
“Bu mesajı on beş kişiye gönder” diyerek sanal salavat kampanyaları düzenledik,
ancak mesaj göndermekten salavat göndermeye fırsat bulamadık.
“Sakalı şerif’e kaç beğeni gelir” diyerek beğenilme-beğendirme egolarımızı tatmin ettik,
ancak sünnetini yüzümüze yakıştıramadık.
…
Nisan yağmurlarının bile halimize ağlamaktan gözünde yaş kalmadı.
Şimdi kurak gönüllere rahmet gerek.
Sen ki alemlere rahmetsin Ya Rasulallah.
Nisan yağmuru ol gel, Nemrutların ateşi gül bahçesine dönsün.
Firavunların sarayına Musa ol gel, Kızıldeniz misali ümmetin önündeki Sisi dağıt.
Zalimlere karşı elinden dilinden fayda gelmeyip Ebabil bekleyen ümmetine müjde ol gel..
Şefkat ve merhametinle gel,
Gül kokunla, güzel yüzünle ümmetin gönüllerine yeniden güneş gibi doğ, gel.
Doğuşun bizlere kutlu olsun ya Rasulallah.
Doğum günün kutlu olsun…
https://twitter.com/AliBasar42
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.