Avam seviyesi yaşayan insanlar bir kere ölür, bir kere dirilirler. Fakat bu seviyenin üstüne çıkanlar çok kere ölür, çok kere dirilirler. Bu Allahın veli kulları için geçerlidir. Hz. Ömer, kalbim rabbimi gördü, hz.ALi Ben, görmediğim Rabbime ibadet etmem” demişlerdir. Kim bu dünyada körse, ahrette de kördür. Amaç dünyada körlükten kurtulmak, öbür dünyada hiç körlükle karşılaşmamaktır. Maddi ilerleme gibi manevi yönden ilerlemekte mümkündür, yeter ki bir adım atmaya çalışalım. 1983 yılında asker dönüşü İstanbul Terkos gölü yakınındaki Baklalı köyünde İmamlığa devam ederken Cemaatten birisi, tarafından okumam için verilen Eşref oğlu Rümunun Müzekkin Nüfus (Nefisleri Temizleyen) isimli kitabı almıştım. Daha sonra da hediyesi oldu. Bu günlerde elimde olan bu kitabın, nefisle ilgili bölümü okurken sizlerin okuyacağı bu yazıyı hazırladım: Kitabın başında Allah Teâlâ’ya Hamdi sena da bulunduktan sonra, nefsin bulunduğu yerin seviyesini yazmıştır. Ayrıca nefsin yükseltmesi yönündeki yolları da göstermiştir. İmanı Üç seviyeye ayırmış olup, en aşağısı avamın imanı, sonra imanı hastan söz eder, bu imana sahip olanların devamlı Allah’ın kendilerini gördüğü bilinciyle amel yaptıklarını söyler. Bu imana İhsan imanı da denir, der. Sonra da hassaül- Has imanından söz eder. Der ki böylesi imana sahip olanların saçları, hatta tırnak uçları bile Allah’a imanın şuurundadır. Bu iman sahiplerinin Ruhlarına, Allah sıfatlarından bir sıfatla tecelli ettiğini söyler. Müslümanların büyük çoğunluğu nefsi emare seviyesinde yaşamaktadır. Bu seviyedeki nefsi emare devamlı insana kötülüğü emreder. Yusuf aleyhisselam, Züleyhanın hilesinden Allah’a sığınmıştır. “Devamlı nefsin kötülüğü emrettiğini söylediğini ayet ifade etmiştir. Sonra da ”kendi kendine “Ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis kötülüğü şiddetle emreder” demiştir. Yusuf süresi 53. Allah “az kalsın Yusuf'ta Zelihaya meyl ede yazdı” buyurmuştur. Nefis konusunda efendimiz” Nefsi hiç kimse Allah’ın yardımı olmadan nefsiyle savaşta zafer kazanamaz. Rabbim bana yardım etti de, nefsimi Müslüman yaptım” buyurmuştur. Konumuzla ilgili Allah ankebut süresi 6. ayet” Allah mücahit olmayı kim isterse, nefsiyle savaşsın” buyurmaktadır. Nefsi levvame ise, Nefsi emmareden sonra gelir. Çünkü devamlı nefsi emmarede kalmak bir ayağı kabirde olan hasta gibi, bir ayağı küfürde kalır. Bu nedenle nefsi emareden, nefsi levvameye çıkmalıdır ki, nefsi levvame sahipleri devamlı nefsini kınar. Nefsin kötülük yapmasına fırsat vermeyerek daha yukarı seviyeye yol bulabilmesi için çaba harcarlar. Allah her şeyi yaratmış, adeta her şeyi hazırlamış, en sonrada insanı yaratmıştır. İnsanı diğer varlıklardan farklı olarak devirler geçirerek üzerinden uzun bir zaman geçtikten sonra yaratmıştir. Buda bir meyve ağacını dikip sonra çiçek açıp meyve vermesi, olgunlaşmasında geçen uzun bir vakit gibidir. Bir örnekte Evine misafir bekleyen ev sahibi, misafirini iyi karşılamak için evin eksiklerini giderip mükemmel bir karşılama yapamaya hazırlanır. Rabbimizde insanları dünyaya misafir olarak yaratmıştır. İnsanı dünyayı getirmeden önce, dünyayı mükemmel halde yaratmıştır. İnsanı dünya hayatına bundan sonra göndermiştir. Diğer varlıklar için ise, insana kullandığı en güzel yaratma kelamını kullanmamıştır. Nefise dikkat edilirse, iki ucu keskin bir bakacağa benzer. Bir tarafı bıçağın insana yararlı diğer tarafı ise, dikkatsizlik yapılırsa eli kesmekte, zararlı olmaktadır. İnsan nefsi akılla, iradesiyle kullanılırsa faydalı halini gösterir. Diğer tarafı ise, akılsız ve yaratıcının emri hilafına kullanılırsa zararı gösterir. Nasıl ki, bıçak zarar verir diye tamamen bıçağı yok edemediğimiz gibi, nefsi de bazen sahibine zarar veriyor diye, nefsi tamamen yok edilmesine izin verilmez. Araba frensiz kullanmak tehlikeli olduğu gibi, nefsinde Allahın rızasına uygun olmayan yerlerde kullanılması kişinin dünyasını ve ahretini yok eder. Allah insanın ne melek, ne de şeytan olmasını istememiştir. Bunların her ikisindeki bazı olumlu özelliklerin bulunmasını istemiştir. Yani insan yarı şeytan yarı melektir. Nefsi levvameye yükselenler, nefsi emarenin yaramaz huylarından kurtulmuş olurlar. Nefsi mülhemeye çıkanlarda nefsi levvamenin yaramaz sıftalarından kurtulmuş olurlar. Gönüllerini zikrullahla aydınlatmış olurlar. Avam seviyesi yaşayan insanlar bir kere ölür, bir kere dirilirler. Fakat bu seviyenin üstüne çıkanlar çok kere ölür, çok kere dirilirler. Bu Allahın veli kulları için geçerlidir. Hz. Ömer, kalbim rabbimi gördü, hz.ALi Ben, görmediğim Rabbime ibadet etmem” demişlerdir. Kim bu dünyada körse, ahrette de kördür. Amaç dünyada körlükten kurtulmak, öbür dünyada hiç körlükle karşılaşmamaktır. Maddi ilerleme gibi manevi yönden ilerlemekte mümkündür, yeter ki bir adım atmaya çalışalım. selamlarımla yazıyı böyle gönderdiim.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.