Bundan on- on beş sene öncesiydi. Dere-Dikilitaş Yaylasına
giden yolda Sorkun köyünün üzerinden geri dönüp baktığım zaman fark ettim
kavak ağaçlarının yoğunluğunu. Uluçay’ın
sağını solunu şenlendiren kavaklardı gördüklerim, çay nereye aktıysa kavaklar
da akmış peşinden. Mağrur meşelerin arasındaki köylerden minare gibi yükselen
kavaklar. Kavak ağacı hep neşe verir insana, yaprakları parlak yeşildir ve
hızla yetişir.Genç delikanlı gibidir baktığın zaman, kıpır kıpır yerinde
durmayan. Kimi zamanda evladına nasihat eden olgun bir ihtiyar gibidir. “Seni
seniii” dercesine sallanan kollar gibi sallanır. En bataklık yerde, toprakta kök salar,
bataklık kururken yeşerir etrafı.
Dedem rahmetli nur içinde yatsın, satın aldığı değirmen
örenini adeta tırnaklarıyla bahçe
yaptığı zamanlar bahçenin en kumlu ve çaya yakın kısmına kavak ağacı dikerken,
anneme “ kızım kavak ağacı bankaya yatırılan para gibidir, zaman geçtikçe
büyür, ama faiz haram ağaç helal” demiş. Ve bin bir neşe ile dikmiş fidanları.
Yıllar yılları kovalamış, dikildiği
zaman çok değerli bir kereste kaynağı olan kavak ağaçları zaman içerisinde ekonomik değerini
yitirmiş. Nihayetinde dedemin evinin çatısı o kavak ağaçlarından
yapıldı. Sonra biz o kavak ağaçlarının gölgesinde ve serinliğinde yıllarca maile piknik yaptık,sohbet ettik. Ve en
sonunda hiç kimseye zararı olmayan bu ağaçları, bu ağaçların olduğu bahçeyi
devlet baba geldi ve yok etti. Elbet bunun vebalini, günahını bu işe müsaade edenler,
göz yumanlar ahrette vereceklerdir. Neyse konumuz o değil.Konumuz kavak
ağaçları..
Bu gün hemen hemen her evde kavak ağacından bir
parça muhakkak vardır. Çatısında yoksa binanın kalıbında vardır. Yani kavak
ağacı bölgemizin kereste ihtiyacının neredeyse tamamını karşılayan bir
endüstriyel ağaçtır. Kavak ağacı yetiştiriciliği göz önünde olmayan bir gelir kapısıdır
da ayrıca. Kısaca kavaksız bir Bozkır düşünmek vicdana ve mantığa uymaz.
Her güzelliğin olduğu gibi kavak ağacı yetiştiriciliğinin de
bazı kusurları var. kusur ağaçta değil, kusur ağaçları tamamen iyi niyetle de olsa şehir içinde
yetiştiren halkımızda. Geçmişte imkanlar yetersiz olduğundan olsa gerek zirai faaileyetler çok bilinçsiz ve geleneksek
yöntemlerle, hatta komşusuna bakarak yapılmış. Maalesef bu çarpık ve uzun vadeli düşünülmeyen yapının olumsuzlukları
bu gün bizleri kavak ağaçlarını kesme, şehir içerisinde yok etme isteğine
getirmiştir.
Son iki haftadır
Bozkırda yüzümüze gözümüze, ciğerlerimize kadar giden kavak pamukçukları
beni çok rahatsız ediyor. Çok şükür ki hiçbir ciddi sağlık problemi olmayan bir
insanım, ama beni bile bu denli rahatsız eden bu pamukçukların astım
hastalarına, allerjik rahatsızlığı olanlara hayatı nasıl dar ettiğini düşünemiyorum. Her ne kadarda konunun uzmanları sağlığa zararı korkulan kadar büyük değil
deselerde ,rahatsızlık rahatsızlıktır.
Onlar her yerde, ve her delikten girebilecek kadar büyüklükteler. Pamukçuklarla bir ay yaşamak zorunda kalan
hastalarımıza Allah kolaylıklar versin, işleri çok zor.
Bir ayrı olumsuzluk ise binalar arasına sıkışan ve sürekli
büyüyen kavakların güçlü fırtına olduğu
zamanlarda yıkılma tehlikesidir ki Allah
korusun can kaybı ile sonuçlanması muhtemel bir kaza olur bu. Peki sizce bu “kaza”
kadar mahsum bir durum mudur?Bence değil. Buna kaza demek, suç örtbas etmektir.
Bir yandan kavak ağaçlarının gerekliliğinden bahsedip bir
yandan da onların şehir içinde halka huzursuzluk, endişe ve rahatsızlık
vermeden nasıl yetişeceğini biraz
araştırdım.
Elbette ki ben sıradan bir vatandaşım, ama bir vatandaş olarak
bu yazımı okuyan tüm yetkililere ve
şehir içerisinde ki kavak ağacı sahiplerine önerim ve ricam şunlardır.
İlçemizde yetişen kavak
ağaçları dişi kavak ağaçlarıdır. Bu tür, mayıs ayında olgunlaşan çiçeklerinden sonra açılan kapsül
içerisinden çıkan pamukçukları yayan türdür. Bunlar tamamen kesilmek
hedefiyle yerine yeni ve pamuk üretmeyen “erkek kavaklar” dikilerek peyder pey yok edilmelidir.
Bu süreçte yıkılması
halinde can ve mal kaybına neden olabilecek ebatta ki ağaçların tepe ve yan budamaları yapılarak daha az riskli
hale getirilebilir.
Yetişen ağaçların ise
belirli ebatları geçmemesi için belirli aralıklarla ölçümleri
yapılabilir ve ölçümleri aşan ağaçlar
kesilerek yenilenebilir
Bu işlemleri yapmaya
gücü yetmeyen vatandaşlarımıza belediye ve kaymakamlık imkanları
doğrultusunda iş makinesi ve insan gücü kaynaklarının kullanımı sağlanabilir. (
bu konuda geçmiş yıllara çıkan bir meclis kararı ve kaymakamlık oluru olduğunu
anımsıyorum)
Sonuç olarak, kavak
masumdur,suçlu onu yanlış yere dikendir.
Bu yazımı okuyanlar
bilsin ki ben şehir içerisinde
bulunan bu pamukçuk dağıtan kavak
ağaçları sahiplerine, her fırtınada acaba yıkılırmı diye korkutan, ürkütücü
boyutta ki kavak ağaçları sahiplerine Aynı şekilde ellerine bu sorunları çözme gücü ve yetkisi halk veya devlet tarafından verilmiş, seçilmiş
ve atanmışlara da sorun çözülmedikçe kul
olarak hakkımı helal etmiyorum.
Hüseyin DUMRU
15-05-2014
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.