Recent Comments

AHLAK İNSANLIĞIN ORTAK PAYDASIDIR


İnsan Müşrik bile olsa, aile ve toplumdan edindiği alışkanlıklar örf- adetle güzel ve erdemli davranarak örnek davranışlı olabilir. Hicret öncesi peygamberimizi öldürmek için evini kuşatan kırk genç, isteselerdi sabahı beklemeden yalın kılıç eve girer, efendimizi öldürebilirlerdi. Fakat o gençler bunu yapmak yerine, sabahı bekleyip gözle görüp sabah aydınlığını beklediler. Neden mi? Çünkü Arap geleneğinde böyle insanı habersiz öldürmek yasak ve en adi kötü bir davranış olarak kabul ediliyordu. Habersiz öldürmek toplumda insanı küçültüyor ve ayıplanıyordu. İnsanlar bundan dolayı uzak duruyorlardı. Yani kalleşlik en kötü huy olarak kabul edilmişti. Bir Arap, hasmı tarafından öldürüleceğini anladığı zaman bir başka Arap’ın himayesine girerse, “o adam da onu himayesine aldığını ilan edip söylerse”, ona kimse zarar veremezdi. İşte bu güzel davranış esnasında efendimize Allah yol gösterip müşriklerin kurdukları tuzaktan kurtarmıştır.



Günümüzde olmayan bu güzel âdeti o günün müşriklerinde bulunuyordu. İşte bu güzel mertlik âdeti, müşrik Araplarda farklılık yaratıyordu. Günümüzdeki olaylara bakarak, yani filana kızıp onun bir yakınını öldürmek, bilmem hangi habersiz gizli katillikler yapanların toplumda rağbet ve saygı görmesi, bu huyların yaygınlık kazanması ahlaki yönden toplumun ne kadar aşağıda olduğunun göstergesidir. Ülkemiz kendi evininin önünü temizlemek yerine, bazı desteklediği sivil örgütleri de kullanarak İslam ülkelerine idareye kalkışması, ülkenin geldiği tehlikeli hali gözden kaçırmayı, dikkatleri başka tarafa çekme gayesi gütmektedir.



İktidarın tahakkümü altına girmeyen, alnı secdeli İnsanları kötülemek ve dışlamak vatan haini yaftasını yapıştırmak, çok kolay olmaktadır. Siyaset insana olmazları olur yaptırıyor.



İktidar temsilcileri, dışarıdakiler için ağladıkları kadar, bu ülkeye vergisini verip askerlik yapanların çocukları içinde ağlamaları gerekir. Atatürk dinin yanlış anlaşılıp insanları ve ülkeyi felakete götürecek şekilde kullanılmaması için her türlü tedbiri almış olmasına karşılık, dini kullananlar tarafından alınmış olan bu tedbirler, bir bir ortadan kaldırılmıştır. Böylece toplumu dinle hipnoz etmenin yolları açılmış, yolcuları çoğaltılmıştır.



Günümüzü anlatan efendimizin sözleri” Bir zaman gelecek, kâfirler Müslüman topraklarını bir birlerine buyurun buyurun diyerek peşkeş çekecekler.” Orada bulunanlar ” Ya Resulallah, o zaman Müslümanların durumu ne olacak?”diye sordular. Efendimiz “Müslümanlar çekirgeler gibi sayısı çok olacaklar. Fakat gönüllerine dünya sevgisi hâkim olacak. Saman çöpleri gibi dağınık ve güçlerini tüketmiş olacaklardır.”buyurmuştur.



Günümüzde Irak, Suriye, Libya ve Afganistan’da bu gücü ve otoriteyi parçalayıp da ülkelerini bu hale sokanları Ak partililer ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından desteklemekte, inançları da amaçları için kullanmaktalar. Hiçbir insan hayatı, dünya kazancı için kullanılacak kadar basit olmamalıdır. Müslüman ahlakı inkârcı da, inkârcının ahlakı da Müslüman da bulunabilir. Müminin ahlakının bir inkârcı da bulunması, Onu Müslüman yapmaz, ama güzel insan yapar. Allah indinde Müslüman muamelesi görmese de, iyi insan muamelesi görür. Çünkü ayette” Salih amel işleyen Yahudi, Hıristiyan ve sabilerin yaptıkları iyi amellerin karşılığı ödenecektir” buyrulmuştur. Bir Müslüman’da da inkârcının ahlakının bulunması, onu inkârcı yapmaz. Yine o Allah indinde Mümin muamelesi görür, fakat iyi insan muamelesi göremez.



Müslümanlığın inanç sisteminin tamamı Kuranı Kerimde, iyi insan yetiştirmeye hasretmiştir. Günümüzde İyi insan, İslam toplumunda pek de muteber görülmüyor. Çünkü bunun böyle olduğu sivil hayatımızda ve devlet kademelerinde bolca görülmektedir. Muhafazakâr kesimde İyi insan muteber değil, fakat uyanık ve işini bilen insanlar muteber tutuluyor. Kuran’da kâfirlerden söz edilirken” Onların Kabir ehlinin yaşamaktan ümitlerini kestiği gibi kâfirlerin de, ahretten ümit kestikleri haber verilmektedir. Acaba Müslümanlar bir araya gelip bir şeyler yapmaktan ümitlerini mi kestiler. Niçin olaylara, dışarının ardına takılıp gitmekteler? Hz. Musa çölde giderken “Ya rabbi kulların en sevgilisi hangisidir? Allah “ beni anan ve beni unutmayandır.” –En hikmetlisi kimdir? -Allah “ Hak, adaletle hükmeden ve havasına uymayanlardır”. -En âlim kulun kimdir? -Allah “belki bir kelimeye rast gelirimde, o kelimeyle doğruyu gösterip bir felaketten insanları kurtarırım diye ilim toplayan kimsedir.” Buyurdu.-Benden âlim kimdir? -Allah, “iki denizin birleştiği yerde olan adamdır,” buyurdu. Hz. Musa o adamı bulmak için yanındaki gençle kızıl denize gitti. -Hz. Hızır’la Musa’nın kıssası, Kuranda uzun uzadıya anlatılır.



Bazı ülkelerin başına gelecek olaylar, gelmeden önce belli olur. O zaman uyanmanın da faydası olmayacaktır. Ayet “yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen her hangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılmış olmasın. Bu Allaha göre kolaydır” buyrulmuştur. Fakat Allah, olayların vuku bulmaması için tedbir almayı bize yasaklanamamıştır. Adım adım Kürtlerin güçlenip devlete kafa tutar hale gelmesinde ortamı hazırlayan kimdir? Suriye’yi zayıflatıp başına gelen felakete engel olmasına yardım etmek yerine, hem o devletin hem de bizim devletimizin başına bela olacakların güçlenmesine yardımcı olmak akıl karımıdır? Ya devlet başa, ya da kuzgun leşe deyip devletin gücünü ülkenin dağında taşında ve toprağında adaletle duyurulması temennisiyle.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.