Recent Comments

MAKAMLARIMIZ DEĞİL, ORTAK NOKTAMIZ BOZKIR OLSUN


Kim nerede hangi konumda ve makamda olursa olsun ama ortak noktamız Bozkır olsun.

Geçtiğimiz günlerde bir sohbet anında bir hemşerimiz “Bozkır yöneticileri beni tanımaz ise ben onları hiç tanımam” diyerek, Bozkır yöneticilerine sitem etti.

Belki hemşerimizin fikridir ama bu söz bana o kadar banal, yavan geldi ki “Sen aslını tanımazsan seni kim tanır?” sorusu geldi aklıma.

Dilimizin döndüğü kadar “Bozkır yöneticileri değil sen Bozkır’ı tanıyacak, bir ucundan mutlaka tutacaksın” diyerek anlatmaya çalıştık.

Son zamanlar da bu ve benzeri sözleri çok duymaya başladık.

“Ben buyum beni tanıyacaklar, ben şuyum beni tanıyacaklar”

Kimse kusura bakmasın makam mevki ve konum sahipleri belki bir değerdir ama yöneticiler onları şahsında tanır ama bir konuma oturtma zorunluluğunda değillerdir.

Böyle diyenlere ben şunu diyorum; belki mürekkep yalayıp ufkunuzu genişletmişsiniz, makam, mevki ve konum sahibi olmuş olabilirsiniz ama hangi taşın ucundan tuttunuz?

Öyle isteniyor ki; hizmet vermek yerine hizmet almak isteniyor.

Makam mevki ne olursa olsun özellikle biraz mürekkep yalamış Bozkır’lıyım diyenler öne düşecekler hizmet alma yerine hizmet vermeye çalışacaklar. Neler yapılması gerekirse yol gösterip yol açacaklar.

Kısaca Bozkır’ın geçmişine gidelim.

Hani Bozkır’dan bir şey olmaz, konumu kötü ecdat neden buralara koğuşlanmış diyenlere seslenelim.

Öncelikle hiç düşündünüz mü?

Bozkır’ın coğrafi olarak ne kadar önemli bir yere konuşlandığını.

Torosların kuzey eteklerinde.

Dağın arkası deniz önü ova.

Deprem riski sıfır.

Düşman riski sıfır.

Hem dağ havası hem ova havasını birlikte yaşayabileceğiniz ve denizin cazibesine ulaşabileceğiniz bir mevki. Denizden nasıl yararlanalım demeyin antik çağda yaşayanlar bile denizden geçimlerini sağlamışlar.

Hayvancılığa, tarıma müsait ve Sanayiyi çok güzel bir şekilde serpiştirmiş ecdadımız Bozkır topraklarına.

Dün; Bursa’nın bıçağı henüz gün yüzüne çıkmamışken, bizim Çat’ın bıçağının adı vardı!...

Dün; Uşak dericiliği bilmezken, Üçpınar Babıccı mahallesinin dericiliği göz doldurur düzeydeydi!...

Dün; Üçpınar Hocaköyü mahallesinin ayakkabılarını, meslerini giyen tekrarını arıyordu!...

Dün; Bir çok köyde demirci dükkanları vardı hem de körük çekip kazma balta imal ediyorlardı!...

Dün; Çorum leblebiyi bilmezken toprağı Bozkır’da olan Seydişehir leblebisinin tadına doyum olmuyordu!...

Ve vs. birçok alanda tarım ve hayvancılık dışında sanayisi ile haşır neşir olmuş Bozkır, bu gün bu hale geldiyse öncelikle suç, o mürekkep yalamış sözü geldiği zaman makamıyla övünen Bozkır’lınındır.

Mürekkep yalamış, Bürokratın en üst seviyesinde, askeriyede omuzları dolu olanlar, isimlerinin önlerine prof vs. koyanlar, siyasette meclisin kebaplarının tadına bakanlar geçmiş dönemlerde bir el atsalar, işin bir ucundan tutsalardı, devlet imkanlarıyla vatandaşın imkanlarını birleştirselerdi bu gün Bozkır bu hallere düşmezdi.

Dün yapılmadı diye yapılmayacak değildir. Makamlarımızla değil de, ortak noktamız Bozkır diyerek, Bozkır için ne yapabiliriz diye düşünmek gerek.

STK ve Bozkır ilçe, mahalle yöneticilerinin düşünce ve görüşlerine kim olduklarına bakılmaksızın, ardında değil, uzağında hiç değil yanında olup o yalanmış mürekkebin verdiği ufkun getirisini paylaşmak gerek.

Ey bu gün veya dün makam sahibi Bozkırlı; yöneticilerin sizi bulmasını değil, sizin yöneticileri bularak hem ufuk vermeniz hem de Bozkır için ne yapılabilirse bir ucundan tutmanız gerekir.

Bozkır’lıyız diye övünmekle yetmez, Bozkır’ı ayağa kaldırmalıyız!...

Selametle!...



Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.