Yine bir Ramazan Geldi, bakalım hoş mu geldi!
Bir radyoda yayınlanan komedi programında dinlemiştim:
Spiker soruyor vatandaşa “Efendim yeni yıldan ne bekliyorsunuz” diye.
Vatandaş da “Yeni yıldan barış , sevgi, huzur, mutluluk bekliyordum ama artık beklemiyorum.
Sunucu şaşırır: Niye efendim?
Vatandaş: Ben bunları 2005, 2006, 2007… 2013’ten de bekledim ama hiçbiri gerçekleştiremedi,
o yüzden bu yıldan da beklemiyorum bunları..
İşte yine bir ramazan daha geldi.
Bu ramazandan ne bekliyorsunuz diye soracak olursanız, vatandaşın beklediği şeyleri bekliyoruz.
Ama biz aynı şeyleri yıllardır bekliyoruz.
Hiçbiri de layıkıyla huzuru, esenliği, mutluluğu yerine getiremedi.
…
Her Ramazan öncesi, dünyanın herhangi bir yerinde ve özellikle İslam Coğrafyasında ya bir deprem olur, ya sel felaketi, ya kıtılık-kuraklık ya da bir savaş..
Tamam doğal felaketler Allah’tan geldi, (her ne kadar Deccal’e deprem, yağmur, sel felaketi oluşturma imkanı verilmişse de bunu göz ardı ederek) ona yapacak bir şey yok diyebilirsiniz.
Ama savaşlar öyle mi?
İslam aleminde hangi ülkeye bakarsan bir sıkıntıyla karşılaşırsın.
Irak, Suriye, Mısır, Myanmar, Doğu Türkistan…
…
Osmanlı sonrası dünyanın; sömürgeci, ırkçı emperyalist güçlerin eline geçmesi sonucu İslam coğrafyası huzur yönünde bir türlü dikiş tutmadı.
Savaş, karmaşa, kan, göz yaşı…
Mağduruz da mağduruz.
Bu mağduriyet ve mazlumiyetten dolayı her ramazanda manevi duygularımız törpülenir, bir yerlere “Ramazan Kumanyası” yardımı yapmak durumunda kalırız.
Ramazan gelince tüm televizyon kanalları ve gazeteler de manevi bir havaya bürünür,
yayınları ona göre yapar.
Şu anda ülkemizde halk tarafından “İslamcı” olarak nitelenen bir hükümet var.
Hükümetin ne kadar paralelinde veya hükümete ne kadar dik bir grup varsa hepsi ortak paydada buluşur, yardımlar mazlum coğrafyalara akar.
Ama bir türlü İslam alemi dağınıklıktan kurtulamaz, birbiri ile savaşır.
Kendi kanımızı kendimiz döker, başkalarına elletmeyiz..
…
Çözüm ne peki?
Çözüm , İslam ümmetinin, Müslüman devletlerin birlik olmasındadır.
Kiminle birlik kuracağız, İran gibi Şii bir devletle mi,
Arabistan gibi bir Amerikan uşağıyla mı,
Mısır, Libya, Irak, Suriye gibi kendi derdine düşmüş devletlerle mi? Diyerek laf dokundurabilirsiniz.
“Siz nasıl bir hal üzerindeyseniz o şekilde yönetilirsiniz” buyuruyor peygamber efendimiz.
Biz ilk önce kendimize bakalım sonrası Allah’ın izniyle kendiliğinden olacaktır.
…
Üst kattaki komşusuyla köprüleri atan, selamlaşmayan kişiler yardım kuruluşları ile Allah’ın “kara kıta’sına karadan köprüler kurmaya çalışır.
Mazluma yardım elbette ki imanımızın, islamın, vicdanın gereklerindendir. Bu yapılmalı ancak komşusu ile muhabbeti de kesmemeli..
Adettendir, İftarlık pişirdiğimiz yemeklerden yan komşuya ikram edelim.
Birlik kendiliğinden gelecektir.
Hani bir zamanlar kapılara bırakılan
“Bu yazıdan 13 tane yaz 13 kapıya bırak 13 gün sonra çok güzel bir haber alacaksın, ben yazdım oldu.
Eğer yazmazsan Allah belanı verecek” tarzında saçma sapan kağıtlar vardı.
Elbette ki bu hurafelere inanacak değiliz ama şuna inancım tam:
yan komşuya, karşı komşuya, üst komşuya hazırladığımız iftar yemeğinden 30 gün boyunca götürüp muhabbet olsun diye paylaşırsak 30 gün sonra büyük bir bayram yaşayacağız.
İnanıyorum.
Sonrasında komşu komşuyla, mahalleler mahallelerle, ülkeler ülkelerle hatta dünyalar dünyalarla birlik olacaktır.
ve hatta birbirimizle savaşmadığımız için oluşacak o boşlukta
“uzayda hayat var mı” diye araştırmalar yapabiliriz.
Hep Amerikan filmlerinde gördüğümüz uzaylılar, bize saldırmadan biz onlara saldıralım
ve eğer oruç tutuyorlarsa uçaklardan RAMAZAN KUMANYASI atalım olmaz mı?
…
Gelin bu ramazanda gerçekten oruç tutup sıhhat bulalım.
Ramazan sadece camilere asılan mahyalarda hoş gelmesin.
Aklımızla kalbimiz, bedenimizle ruhumuz,
kendi gönlümüzle komşumuzun gönlü arasına asacağımız
“Huzur İslamda” mahyaları ile huzur bulalım.
Bir ara sosyal medyada paylaşmıştım:
“Rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı şu mübarek ramazan ayında
İslam alemi darmadağınık bir haldeyse konu kapanmıştır.
Bu durumu protesto için ‘toplanın teravihe gidiyoruz” Demiştim.
Teravihlerde cemaate karışıp içimizdeki şeytani diktatörlüğe karşı secdeye paralel alınlarımızla Alemler ötesinden huzur dileyelim.
Bu ramazan diğerlerine benzemesin, daha güzel olsun inşallah.
…
Şimdi siz bir yandan ramazan için hazırlanırken bir yandan da Uğur Işılak’tan Dünyanın Sonuna Geldik eserini dinleyin, ben de mutfağa bir bakayım.
Haydi hayırlı ramazanlar.
…
Anneee!
İftara ne hazırlıyonn..
ALİ BAŞAR
https://twitter.com/AliBasar42
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.