Okumak, İnsanı doldurur. Konuşmak, hazırlar. Yazmak, olgunlaştırır.
Geçen haftaki makalemizde, Okumak neden önemlidir? Okumanın kişi ve ülke olarak neresindeyiz? Bunların cevaplarını bulmaya çalışmıştık. Bu yazımızda ise Kitap okuma alışkanlığının katili dijital teknoloji üzerinde yoğunlaşacağız.
Kitap okuma alışkanlığının asıl katili dijital teknolojidir. İnsanlar ihtiyaç duydukları bilgiyi bu ortamda kolayca elde edebilmekte, aynı zamanda bu bilgiyi görsel yönden de fazlaca zaman harcamadan tanımaktadır. Bu teknoloji insanı hem üşengeç hem de kolaycı yapmıştır. Bu bilgiye sahip olmada detaysız ve dip notsuz bilgiler olması nedeniyle kolay elde edilen bilgilerin nispeten de kişinin zihinsel fonksiyonlarının körelmesine sebebiyet vermektedir.
Klavyenin sağladığı kolaylık, her ne kadar matbaa mürekkebinin kokusu ve kâğıdın hışırtısının verdiği zevki vermiyorsa da insanlar yinede klavyeyi kullanıyorlar. Bu gidişle yazılı basının ömrüne biçilen 30 yıllık ömrün daha da kısa olacağı öngörülmektedir.
Okuma alışkanlığımızın az olmasında dijital teknoloji yanında üzerinde durulması gereken bir olumsuzluk da Anadolu liseleri ile Üniversiteye giriş sınavlarıdır. Biri ortaöğretim kurumlarının ikinci kademesine öğrenci seçerken, biride üniversiteye öğrenci alırken uygulanan ve çoktan seçmeli soruların hâkim olduğu bu sınavlarda kitap okumayla elde edilen genel kültürün dışlanması, konuşma ve yazma becerisinin denetlenmemesi öğrenim çağındaki çocuklarımızı ve gençlerimizi kitap okumadan uzaklaştırmaktadır.
Üniversiteler, öğrencilerine yazı yazmanın kaynaklarını verirken, Gözlem, Okuma, Düşünme üzerinde
durulmuyor. Daha çok şehir hayatını bilen ama köy ve kasaba hayatından habersiz
olan gençlerimizin gözlem alanının sınırlılığı yanında okuma ile elde edilen
gerek milli kültürümüzle gerekse başka kültürler hakkında bilgisi olmayan
yalnızca ders kitaplarının sınırlı bilgileri ile yetinen öğrencilerimiz
istediğimiz gibi yetişeme(mek)tedirler.
Kendilerini yetiştirmek için verilen ödevlerde bilgisayar genel ağ yardımıyla
hazırlayan bu gençler, asıl kaynaklara ulaşamadan mezun olmaktadırlar. Hem
gözlem noksanlığı, hem okuma alışkanlığı olmaması gençliğimizin düşünme
yeteneklerinin körelmesine sebep olmaktadır. Üniversiteyi bitiren çoğunluk
gençliğimizin bir dilekçe bile yazamaz durumda olmasının kaynağındaki
eksiklikler buralardan kaynaklanmaktadır.
Gençlerimiz okumadıkları için
milli kültürümüze yabancılaşmaktadır. Özellikle ülke sorunları konusunda
heyecansız ve duyarsız hale gelmektedirler. Bunun nedeni ise dijital kaynaklı
bilgilerdir, dijital bilgiler yalnızca bilgidir ruhları yoktur, ruhsuzdurlar.
Milliyetine bağlı gençlerin yetişmesi için milli kültürü işleyen kaynaklara yönelmek
gerekmektedir. Bu mesele memleket meselesi olmazsa olmazımız olmalıdır.
Burada dijital teknolojiyi
suçlayarak kendimizi sorumluluktan kurtaramayız. Hedef dijital teknolojiyi
kullanarak, kullandırarak milliyetine bağlı gençliği yarınlara hazırlamak
hepimizin görevleri milli hedeflerimiz olmalı. Bu gençliği yetiştirmek
eskisinden çok daha zor olacaktır.
Ülkemizin ve milletimizin geleceğini, ülke
yararını düşünmesini bilen gençleri yetiştirmemize bağlıdır. Bir yandan ülkeyi
gezecek gençler, gözlem eksikliklerini giderecekler bir yardanda okuyacaklar.
Gözlem ve okuma sayesinde bu vatanın nasıl vatan olduğunu bu toprakları niçin
korumamız gerektiğini öğrenecekler.
Tavsiye: Okumak,
düşünmek, uygulamak, takip etmek, neticelendirmek prensibimiz olsun.
Haftanın sözü: Dün
tecrübedir faydalanmak, Bugün imkân yararlanmak, Yarın gelecektir, planlamak
gerekir.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.