Oruçla ünsiyet kurmaya çaba harcayalım. Göreceğiz ki oruç bir canlı gibi bizimle konuşacaktır. Özellikle yeni evli olanlar, nişanlılar ve kuvvetliler için oruç ürkek bir güvercindir. Fazla yan yana gelmesinler. Aksi takdirde oruçları uçar gider. Güvercinleri ürkütmiyelim.
Sahabe efendilerimiz, efendimizle birlikteliklerini anlatırken “Bizler, Onunla konuşurken sanki başımızın üstünde bir kuş varda, hareket edersek o kuşu kaçıracağız sanırdık. Sessiz ve hareketsiz kalırdık” demişler. İşte bu ramazan ayında bizler, orucu bir beyaz güvercine benzeterek, onun faziletini ve büyüklüğüne inanarak, onu uçurtmamağa gayret göstereceğiz. Aynı zamanda oruçlarımızı kirletmeyeceğiz. İbadetlerin efendisi olan oruçlarımızın değerini düşürmemeliyiz. Biz on bir ay edindiğimiz kötülüklerden, nefsin tuzaklarından bizleri uzak tutsun. Düşürmesin nefsin pençesine oruç bizleri. Belki bilgisizce, eski alışkanlıklara yönelirsek bizi tutsun, bırakmasın elimizi, öyle bir sarstın ki dönelim özümüze. Bu sarsılmayı ve uyanmayı ahrete bıraktırmasın. Bu sene yapsın, bize sahip çıksın. Yaratıcı indinde orucun çok ayrı bir yeri vardır. Diğer ibadetlerin karşılığını ondan yedi yüze kadar vereceğini bildirmiş iken oruç ibadetinin, karşılığını bildirmemiştir. Oruç ibadeti için cennette ayrı bir kapı tahsis etmiştir. Adı Rey yandır. Çünkü oruç ibadeti riyasız, şeksiz olarak sadece Allah içindir, onun mükâfatını Rabbimiz verecektir. Allah Teâlâ, bir kıyametin ne zaman kopacağını gizli tutmuş, bir de oruç tutanlara vereceği ödülün ne kadar olacağını gizli tutmuştur. Bu önemlidir. Ayette Kıyamet için “ Az kalsın onu kendimden bile gizleye yazdım” buyurmuştur. Kıyamet ve oruç tutmanın ne muhteşem olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
Oruç, muhteşem bir ibadet olmasaydı, dinlisi, dinsizi, zalimi, mazlumu oruçlu insana karşı saygı duyar mıydı? Kendisi oruçlu olmadığı için oruçluya otobüste yerini verip, iş yerinde “sen oruçlusun otur, senin işini ben yaparım diyenler bu kadar çok olur muydu? Oruç, ibadetlerin efendisidir. Oruç dünyanın her yerinde festivaller gibi görünür oluyor. Oruç festivaline bütün insanlar, din ve ırk farkı gözetmeden hoşgörüyle kutluyorlar.
Avrupa’nın birçok ülkesinde camiden, ezandan ve namazdan rahatsızlık duyanlar var olduğunu biliyoruz. Fakat oruç ibadetinden rahatsızlık duyan bir Allahın kulu çıktı mı? İşte bu orucun ne kadar büyük bir ibadet olduğunu gösterir. Kurandan öğrendiğimize göre, peygamberler ümmetine bir şey emrettikleri zaman “Bunu sana namazın mı emrediyor?” diyorlardı. Namaz adına peygamberlerine karşı çıkıyorlardı. Çünkü peygamberlerin getirdiği ibadetlerde namaz diye bir ibadet olsa bile, şekil ve rekât itibariyle farklılıklar gösteriyordu. Bu nedenle bilmedikleri bir ibadet görünce de karşı çıkıyorlardı. Fakat oruç öyle mi? Kuran ifadesiyle “Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ta ki gereği gibi sakınasınız” buyrulmuştur. İşte oruç ve dua ibadeti insanlığın ortak ibadetidir. Bu ikisinde inanç ve din farkı gözetilemez
Yaşı ilerlemiş ve hastalıklı olanlara karşılık, oruç tutmaması söylendiğinde, oruç tutarak yaşlılık ve hastalık engelini açanlar çoktur. Tabii ki oruçla hiç tanışmamış olanlar bu muhteşemliğin farkın olmazlar. “ Bu sıcakta on sekiz on dokuz saat aç mı kalınır ?” demelerine hoşgörü gösterilebilir. Şu gerçek ki, İnsanlar bir değişik his ve duygu heyecanı yaşamak uğruna, nice tehlikelerle yüz yüze kalmıyorlar mı? Hatta ölümün kıyısından geçenlerin sayısı az değildir. Oruç bilinçli tutulursa işte bu zevki bizlere verecektir.
İslam dinine göre, Allah yanında yapılanların ibadet sayılması için iman ve Allah rızası şart koşulmuştur. Bizim burada kast ettiğimiz, şuurlu oruç tutanlarda değişik heyecanı yaşamaktır. hem de ahrette mükâfat kazanmaktır. Kuranda “Allahın, kendisinden başka hiç bir varlığın olmadığına kendisi, melekleri, resulleri ve ilimde seviye kazananların şahit oldukları” bildirildiği gibi, oruç sahibine şahitlik edecektir. Allah ve meleklerden bir özellik oruçluda bulunur.. İşte şahit ve meşhut oruçluda gerçek olur. Efendimiz “ Yaptığı dualarında kendisine eşyanın hakikatini göstermesi rabbinden istemiştir. Bizim duamız, orucun hakikatini Allah’ın duyurması, öğretmesidir. Bizden istenen niyet ve iradeyle, Ona yönelmektir.
Mısırda âlim bir zat, arkadaşını ziyarete giderken yolda açlıktan sancı çeken birisine rast gelir. Biraz yardım edip dostunun evine ulaşır. Dostuyla bir kaç sohbetten sonra dostunun da fazla yemekten dolayı ıztırap çektiğini öğrenir. Kendi kendine İşte oruç bunu fark etmemiz konusunda muhteşem bir ibadettir. Oruç toplumların dengesini yeniden rayına getirir. Dengesi bozulan bir toplumu, polisiye tedbirlerle yoluna koyamazsınız. Oruç gibi ibadetlerin bize hatırlattığı güzelliklere toplumun el atması gerekir. İslam’ın emirlerini ve tuttuğu orta yol ne güzedir. Zengin fazla yediklerini fakire verse, zenginler oburlaşmaz. Az yemekten ötürü de fakirler acı çekmez. Oruç canlıdır.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.