Recent Comments

BAYRAMLIKSIZ BAYRAMLAR


Bir bayram daha geldi, hoş geldi sefalar getirdi. Artık bayram demek tatil demek oldu. Biz çocukken sanki daha anlamlıydı bayramlar, tabi ki bizden büyüklerin anlattıkları bayramlar daha güzel, daha sevgi dolu, daha barışçıl bayramlar, ama sanırım biz o güzel sevgi dolu, muhabbet dolu bayramların son nesliydik. Bilgisayar olmadığından eve tıkılıp pc başında geçirmezdik bayramları, büyüklerin elleri öpülüp bayram harçlıkları alınınca, doğru Celal ve Fahri dedenin dükkanına koşulur, sonra da elimizde poşetlerle şeker toplamaya çıkardık, zira şimdi ki gibi ayıp değildi şeker toplamak. Kim daha çok şeker toplamışsa oturup bölüşürdük. Sen ben kavgalarının egoların, çekişmelerin, henüz başlamadığı yıllardı o yıllar. Dayı- hala –teyze- amca gelecek, kuzenlerle oynanıp hasret giderilecek diye heyecanla beklediğimiz bayramlardı o bayramlar. Tebrik kartları yazdığımız ve tebrik kartı beklediğimiz, kart postallardan koleksiyon yaptığımız, kime daha çok kartpostal gelecek diye yarıştığımız son bayramlardı. “Sepet sepet yumurta, sakın beni unutma” diye biten mektuplar, arkası imzalı kuzen, torun vb akraba fotoğraflarının olduğu Almanya mektuplarının geldiği son bayramlar… Okuma yazması olmayan ninelerin, anne babalarımıza defalarca okuttuğu son mektuplar, son kartpostallar ve son bayramlardı onlar…

Bir kırmızı pabuç için ağladığımız, beyaz elbisemiz için günlerce uyumadığımız, baş ucumuzda sallanan elbise, yatak ucunda saklanan ayakkabıların tadını, zevkini mutluluğunu tadan son nesildik biz sanırım. Tüketim çılgınlığı sayesinde eskimeden çöpe atılan kıyafetler, birkaç kez giyildi diye bir daha giyilmeyen etekler bulûzlar, çeşit çeşit ayakkabılar varken kim sevinir bayramlık alındı diye… Ama o bayramlıkların tadını, mutluluğunu, hazzını şimdiki nesil hiç bilemeyecek. Bizden öncekiler hatta dedelerimizin heyecanını bizler nasıl bilemezsek, şimdikiler de bizim o bayramlık heyecanımızı anlamayacaklar. Bu lüks ve tüketim çılgınlığı yüzünden çocuklarımız bu duygudan mahrum büyüyorlar. Belki de bu yüzden mutsuz, psikolojileri bozuk, memnuniyetsiz daha kötüsü başarısız bir nesil yetişiyor. Her şeyin hazırına alışmış, kola ve cipslerle büyüyen, bir dediği iki olmayan çocukların bayramlık sevincini anlaması ne kadar imkansızsa, bizlerin de sürekli canı sıkılan, hiçbir şeyden mutlu olmayan yeni nesli anlamamız o kadar imkansız sanırım.

Bu bayram eğer başarabilirseniz, çocuklarınızı bilgisayar başından kaldırıp, büyüklerin ellerini öpmeye, gezmeye gitmeye razı edin… Az da olsa bayram duygusunun ne olduğunu anlatın, öğretin. Bayramın sadece tatil demek olmadığını, sevgi , saygı, hoşgörü ve barış günü olduğunu öğretin. Çocuklarınıza küsmemeyi, ama küsülmüşse bayramda barışılmayı öğretin. Büyüklerin ellerinden öpmeyi saygı duymayı, küçükleri korumayı ve sevmeyi öğretin. Sadece bu bayram değil her gün çocuklarınıza kavganın kötü bir şey olduğunu, barışın ve sevginin her engeli aşabileceğini öğretin. Bu bayram çocuklarınıza hayatta en büyük başarının para kazanmak, makam kazanmak olmadığını, lüks arabalara evlere sahip olmak olmadığını anlatın. Çocuklarınıza bu bayram hayatta en büyük başarının “mutlu olmak” olduğunu anlatın. Çocuklarınıza bu bayram mutlu olmanın yolunun ise sevgiden geçtiğini, kendinden başlayarak insanları, doğayı,hayvanları, evreni sevmenin verdiği mutluluğu tatmanın en büyük başarı olduğunu anlatın. Belki o zaman bayramlar tatil olmaktan çıkıp gerçekten bayram olmaya başlar…

Kendini, insanı, doğayı, tüm yaratılanları seven, sevebilen herkesin bayramı kutlu ve mübarek olsun… Mutluluk dolu bayramlar dilerim….
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.