Recent Comments

EĞİTİMİNDE KOD SEVGİ OLMALI


Öğretmenim ve Öğrenciyim diyen kimse okumayı ve yazmayı sevmelidir. Öncelikle Bunlar benimseyip sevecek ve hürmet edecek ki, bunların bereketinden istifade edebilsinler. Çünkü dinimiz kalemden, yazmaktan, kitaptan ve okumaktan söz etmiştir. Hem Müslüman olduğumuzu iddia edeceğiz, hem de bu emirleri içeren Kuranın buyruklarına sırtımızı döneceğiz? Bu yakışık olur mu? Müslümanların okuma- yazmayı elzemle önemsemeleri gerekir. Çükü ibadetleri sahih olması için okumaya, öğrenmeye ve ezber yapmaya mecburdurlar. Bu nedenle toplumu yöneten insan çok bilgili olmalı ki, büyük düşünebilsin; ufak siyasi hesaplarına toplumu heba etmekten uzak kalabilsin. Bu ideallerle okula öğrenmeye gelinirse, öğretmen öğrencisini, öğrencisi öğretmenin de özlediğini muhabbetle bulabilsin sevgiyle kucaklaşma gerçekleşebilsin. Böylece eğitimdeki kördüğüm çözülsün, eğitim kalitesini yükseltebilsin. Bu sözünü ettiğimiz öğreten ve öğrenen insanlar kültür evlerinde, sanatta ve kütüphane mekânlarında boş vakitlerini değerlendirmeleri onların farklılığını ortaya koyacaktır. Öğrencilerimiz bahçeye yeni ekilen fidanlarımızdır. Bu fidanları zararlı otlardan temizlemeli, onları yabanilere kurban vermemelidir. Onların yetişmelerinde gereken ihtimam göstermelidir. Bu sözünü ettiğimiz kesim halk gibi konuşamaz ve onların yanlış yaşamını örnek alamaz. Her yönden halka okullara gidenler örnek olacaktır.
Batı insanı, kâinat kitabını tanıdıktan sonra hayatını o doğrultuda tanzim etmiş ve geleceğini bu okudukları üzerine kurmuş ve başarılı olmuşlardır. Doğu insanı ise, elindeki kitabı tersten okuduğu için ve kafasını da kitaptan kaldırıp etrafını görmediğinden kâinat kitabını öğrenememiş, hayatına batıl evhamlar üzerine inşa etmiştir. Dolayısıyla gerçek bilgiyi de hayatla bir türlü buluşturamamışlardır. Okullar ve Eğitim bundan çokça nasibini almıştır.
Okul konuşturan, düşündüren, dönüştüren yerler olmalıdır. Bugün okullar, Böyle olmaktan daha çok şiddet üreten, bireyi gerçek yaşamdan koparan yerler olmuştur. Hâlbuki gerçek yaşama hazırlayan yerler olmalıydı. Bu nedenle okullar, çocukları gerçek hayattan koparmış hayatın gerisine düşürmüş, robot yetiştirip ortalığa salmıştır. Her gelen bakan önceki bakanın kodladığı eğitim kodunu yok sayıp kafasına ve danışmanının algısına göre yeniden eğitimi kodlamıştır. Niçin askeri okulları örnek alıp bu okulların başarı seviyesini yakalama çabasına girilmemiştir. Her gelen Milli eğitim bakanı dışarıdan eğitime çare aramanın peşine düşmüştür. Böle olunca da geldiği yeri kaybetmiş, bir türlüde yerliliğe dönememiştir. Bundan dolayı para ve harcanan emekler yok olup gitmiştir. Vicdanları sızlamamıştır.
Yaşamın her yerinde sevgi çok mühim ve yaşamın gıdasıdır. Okullarda ise, sevgi sürekli ve istemli olması elzemdir. İnsanlar vatanından uzak kalıp yurtlarına döndüklerinde toprakları öperler.
Öğretmen ve öğrenciler dört beş ay okuldan uzak kaldıkları halde, okullarına kavuşmalarından dolayı bir sevgi gösterisinde bulunmazlar. İşlerini kaybeden işçiler, yeniden işbaşı yaptıklarında sevinç gözyaşları dökerler. Okullar ve eğitimde bunlar yok. Dolayısıyla baştan kaybediliyor. Günümüzde cansız olarak bildiğimiz taşın ve toprağın canlı olduğunu biliyoruz. Kitabımız” Her şey Allah’ı kendi lisanınca tespih eder. Fakat siz onların dilini anlamazsınız. “ buyurur. Bu olay, bizlerde kitap kalem, öğrenci ve okul sevgisini bir kat daha artırmalıdır. Kitap insanın en faydalı ve en gizli sır tutan dostudur. Bunlarla gizliden gizliye sohbet etmeliyiz. Okullar, Batının etkisiyle kutsal mekânlar olmaktan çıkarılmıştır.
Okul bahçesine giren öğretmen, öğrenci kışlaya gelen asker gibi, biraz ciddi olmalıdır. Eğitim ve öğretim bir disiplin işidir. Eğitim üzerine çalışma yapanlar kışladaki askeri, camiye giren Müslüman’ı ve fabrikaya gelen işçinin ruh hallerini incelemeleri gerekir. Buradan hareketle öğretmen ve öğrencilere eğitim konusunda neler önerebilirler tecrübelerini paylaşmaları gerekir. Okullara gelen öğretmen ve öğrenciler spor karşılaşmadaki seyircilerin duydukları heyecanı okullarda duymaları gerekir. Böylece okullar özlenen mekânlar olacaktır.
Herkes birisinin uydusu olmaktan çok memnun görünüyor. Eğitim siyasetin arka bahçesi durumuna düşürülmüştür. Gelecekte kendilerine oy verecek seçmenleri yetiştirmeyi kafalarına koymuşlardır. Böylece yapılan haksızlıklara bilenlerden ses çıkmıyor. Eğitimin planlamasında sahadaki eğitimcilerin hiçbir önerisi dikkate alınmıyor. Kendi siyasi çıkarlarına hizmet yapacağına inandıkları bürokratları eğitimin başına oturtuyorlar.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

1 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.
  1. devletin okulları ve bu ülkenin çocukları paralelcilere bırakılmayacak kadar değerlidir nokta.

    YanıtlaSil