Anti demokratik de olsa Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı, cumhurbaşkanı seçildi, cumhurbaşkanlığı seçilmesiyle başbakanlığı düşen Erdoğan'ın yerine başbakan belirlendi. Güven oylamasıyla taşlar yerine oturmuş olacak.
Geçmiş yazılarda yazdığım gibi şekillerin oluşumların nasıl olacağının tartışması başka ama asıl tartışılması gereken seviye ve muhalefet.
Zaten bu ülkenin en büyük eksiği sanırım seviyeli siyaset ve muhalefet. Politika üretemeyen duruş gösteremeyen bir muhalefet vardı hala devam ediyor.
Bir ülkede iktidar kadar muhalefette önemlidir. İktidarı çalıştıran, engelleyen yön gösteren bir kurum halinde olması gerekirken hep yokları oynayan politika üretemeyen sadece hayalet görünümünde bir nesneler topluluğu var muhalefet diye.
Mecliste iktidar dışında zaten üç parti var grubu olan ve bağımsızlar. Nerede muhalefet yapacaklarını, nerede iktidarın yanında durmasını bilmeyen bir muhalefet var.
Bu muhalefete sormak gerek, muhalefet olmak her şeye sadece karşı çıkmak, hep olumsuz görmek midir? Muhalefetin görevi her şeye engel olmak, kaos çıkarmak muhalefetlik yapmak adına bazı değerleri ayaklar altına almakmıdır?
Seçimler öncesine gitmek istemiyorum ama muhalefet her zaman olduğu gibi çatı olarak çıkardıkları aday için vizyon bir çıkış yapamadılar, ciddi politikalar üretemediler sahip çıkamadılar.
Seçimler sonrası gene her hareketleri ofsayt olarak kayıtlara geçti.
Seçimler bitti ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilecekti seçildi. Seçilen kişiyi istemeseniz de beğenmeseniz de bu ülkenin, siyaset nimetlerini yediğiniz ülkenin cumhurbaşkanı.
Ülkenin cumhurbaşkanı olduğu için her Türkiye vatandaşının cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanının muhalefeti olmaz. Seçim zamanı unutulup yeni sayfa açılmalı uzlaşma sağlanmalı, hatta uzlaşma eli uzatılmasa bile uzatılmasına yardımcı olunmalıdır.
Ama görünen fotoğraf öyle olmadı. Uzlaşma eli uzatılmadığı gibi uzatılan el geri çevrildi.
Gönül isterdi ki, Tüm muhalefet partileri cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ı kutlasın. Erdoğan'da cumhurbaşkanlığı gereğini yerine getirsin. Ama olmadı.
Yemin töreni oluyor muhalefet partisi başkanlarından tek Selahattin Demirtaş var. Aday olmasına rağmen Selahattin Demirtaş seçim sürecindeki olumlu duruşunu seçim sonrası da gösterdi, cumhurbaşkanını alkışladı, kendi deyimiyle "kimse alkışlamasa ben gene alkışlardım" sözleriyle muhalefetin de, rekabetin de nasıl olması gerektiğinin altını çizdi. Hani ne olduklarını bilmesek işte budur diyeceğiz.
Yemin töreni oluyor anamuhalefet ve ikinci muhalefet liderleri yok. Muhalefet partisi milletvekilleri ayağa kalkmıyorlar, alkışlamıyorlar.
Zafer Bayramı törenleri yapılıyor anamuhalefet lideri cumhurbaşkanının elini havada bırakıyor, diğer muhalefet lideri orada yok. Resepsiyona katılmıyorlar. Halbuki bu yeni cumhurbaşkanının ilk töreni ve ilk toplantılarında hepsi orada olması gerekir.
Bu ülkeye boşalan başbakanlığa yeni başbakan atanıyor kimse hayırlı olsun demiyor.
Başbakanlık için atanan Ahmet Davutoğlu program üzerinde konuşurken anamuhalefet milletvekili kitap fırlatıyor.
Tamam alıştık iktidarıyla muhalefetiyle seviyesizliğe ama bırakında önemli toplantılarda seviyenizi koruyun. İçinizden gelmese de ülke bütünlüğü adına hayırlı olsun deyip yeni cumhurbaşkanının ve yeni başbakanın yanında olun.
İçlerinde hiç kendini bilen seviyeye dikkat edecek, üsluplara dikkat edecek biri, bir lider yok. Tabi böyle olunca diğer tarafta olmaması gereken kişi veya kişiler prim yapmaya başlıyor.
Liderler böylede partili vatandaşlar veya parti sempatizanları ne yapıyor? Onlarda aynı.
Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde iktidar ve muhalefet sempatizanları birbirini yiyor, hakaretlerin bini bir para satılıyor. Ne o rezillikler ne seviyesizlikler!...
Hele bir durun yeni seçimden çıktık ne oluyorsunuz kazanan kazandı, kaybeden kaybetti yeni zamana bakalım demeden vuruşuyorlar en seviyesiz şekilde. Paylaşımdaki sözler ve resimler rezalet!.....
İktidar sempatizanı bir arkadaşım paylaşım yapıyor "Seçimler bitti kazandık artık siyasi paylaşımlara son iş zamanı" diye. Doğru herkes işine baksın artık da şu seviyesizlik bir ortadan kalksın.
Eh ne dersin bir laf var ya yazı içinde kullanılamayacak ama tiyo verelim imam cemaat ilişkisi!....
İktidar ve muhalefet liderleri seviyeyi düşürdükçe vatandaşa yansıyor, ülke kaybediyor, dostluk kaybediyor, uzlaşma kaybediyor.
İktidar kadar sorumlu olan muhalefet ülke adına her yanlışta sizde aynı iktidar kadar vebal altındasınız.
Sadece karşı çıkmak olumsuzlukların üstüne yatmak muhalefetlik değildir. Vatandaş iktidara icra görevini verdiyse size de destek olma ve denetleme görevini veriyor.
Seçimlerden sonra seçilen kim olursa olsun doğrusunda yanında yanlışında üslubu içinde karşısında olursunuz ama el sıkmamak, ayağa kalkmamak ve toplantılara katılmamak gibi absut hareketler içinde bulunamazsınız. Hem millette hem tarih sizi affetaffetmez!....
Selametle!....
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
