Atatürk aynı ismi taşıdığı Hz Muhammed Aleyhisselama bağlı ve saygılı bir insandır. Bu saygı ve bağlılığı ifade etmesi açısından şu olayı nakletmemiz yerinde olacaktır. Bir vesile ile Batılı bir oryantalistin Hz peygamberimiz (SAV) hakkında yazmış olduğu bir kitap Atatürk'e sunulur. Oryantalist kitabında, Yüce Peygamberimizden, cezbeye tutulmuş, sönük bir derviş diye söz eder. Bunu okuyunca Atatürk şu yorumu yapar!
Bu gibi cahil adamlar onun yüksek şahsiyetini ve başardığı büyük işleri kavrayamazlar O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bu gün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat O sonsuza kadar anılacaktır, gönüllerde yaşayacaktır.
Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'e duyduğu derin sevgi ve saygısı, İslam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır.
Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran, Atatürk birçok konuşmasında samimi ve içten bir şekilde Allahtan,İslam'dan,Kuran'dan saygı ve bağlılıktan bahsetmiştir.Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milletine,gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş.Allaha yönelmede Hz. Muhammed'i rehber göstermiştir. Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmelidir, demiştir.
Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli: İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli, Ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.(Atatürk Nedim Senbai AÜ Dil, Tarih, Coğrafya Yay s102,1979)
Hz. Muhammed'i överek O'nu kendisine örnek alan Atatürk Hz. Muhammed'in peygamberliğine kesin olarak iman etmiştir. Hz Muhammed'e duyduğu hayranlığı ve O'nun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M.Şemsettin Günaltay, Atanın o anki halini şöyle anlatmıştır. "Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri masanın üzerinde serili haritaya dikildi beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz Muhammed'in büyük Bedir Cengini adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed'e ve Onun peygamberliğine kadar büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibini göklere çıkarırken O'nun Hak peygamber olduğundan şüphe edenler şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar" diyerek heyecanlandı.
Ata'nın son sözü şu olmuştu: Hz. Muhamed'in bir avuç imanlı Müslüman'la mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan murakabesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.(Atatürk ve Din Eğitim, Ahmet Gürbaş Diyanet işleri Başkanlığı yayınları S.28)
Atatürk'ün Hz Muhammed'e duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir: "Büyük bir inkılâp yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir"(Ş Günaltay, Ülkü Dergisi sayı100)
Atatürk'ün ne kadar aydın olduğu 57 yıllık ömrüne sığdırdığı, okumuş olduğu 4000 bin kitapta gizlidir! Diyebiliriz. Bu aziz Müslüman Türk milletinin iki Mustafa' sıyla ne kadar övünse azdır. Bu Aziz milletin tarihini okumaya, anlamaya, bilmeye, dersler çıkarmaya davet ediyorum! (Bir sonraki yazımız Atatürk'ün Balıkesir Hutbesi)
Nuri Yüceer
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.