Bazı insanların anlaşılmaya o kadar çok ihtiyacı var ki, sonrasında keşke anlasaydık diye dövünürüz.
Türk siyasi hayatına baktığımız zaman 60'lı yıllarda bir değişim yaşanmaya başladı. 40'lı yıllarda olan tek partili dönem 50'li yıllarda değişti, çok partili sisteme geçti. Bir tarafta tek parti döneminin partisi CHP, diğer tarafta muhafazakar görünümlü fakat liberal sistemli Demokrat Parti. 27 Mayıs ihtilalından sonra DP'nin kapatılmasının ardından kurulan Adalet Partisi, DP'nin yerini aldı. Sol sistemli CHP ve sağ, muhafazakar fakat liberal sistemli AP Türk siyasetinde yerini aldı.
Türk siyasetine; muhafazakar siyasete kapalı, siz anlamazsınız mantığında, milliyetçi, maneviyatçı, zümreyi dışlayan, kovan, uzak tutmaya çalışan bir anlayış hakimdi.
İşte tam bu anda milliyetçi ve maneviyatçılar siyasette olmasını haykıran sesler duyulmaya başlandı.
Önce genç bir grup olan mücadeleciler Aykut Edibali ve arkadaşları ülke meseleleri üzerinde kafa yorup, milliyetçi, mukattesatçı insanların siyasette olmasının yolunu açtılar. Yaşları bile siyaset yapmaya yani particilik yapmaya müsait olmayan bu genç grup Milli Mücadeleciler olarak ses getirdiler. Aykut Edibali ve Milli Mücadeleyi daha sonraki makalelerde ortaya koyacağız.
Şimdi gene o günlerde sesi yükselmeye başlayan milliyetçi maneviyatçı söylemleriyle Türk siyasetine katılan bir şahsiyetten bahsedeceğiz bu yazıda Necmettin Erbakan!..
Öncelikle Erbakan'ı 27 Şubat vefatının yıl dönümünde hayırla anmak ve ortaya koyduğu fikirlere bu gün ne kadar çok ihtiyaç olduğunu, bu gün ki iktidar mensuplarının Erbakan müfredatından geçmesine rağmen anlayamadıklarını ortaya koymak istedik. Bu vesileyle rahmetle anıyoruz.
Mühendis olarak kendinden söz ettiren Necmettin Erbakan 1969 seçimleriyle Konya bağımsız milletvekili olarak siyasete adım attı. Akabinde kurduğu partilerle ve ortaya oyduğu "Milli Görüş" sistemiyle yaklaşık 40 yıl Türk siyasetine renkli bir o kadar da düşündürücü iz bırakarak ebedi istirahatgahına tevdi etti.
Erbakan'ı anlasaydık veya anlasalardı bazı şeyler başka olurdu. Asıl Erbakan'ın ne yaptığı değil ne yapmak istediği üzerinde durmak gerekir.
Erbakan aceleci ve siyasi hatalarının olmasına rağmen muazzam bir proje adamıydı. Öncelikle milli düşünce manevi hayat vadedendi. Millet ile devleti aynı orantıda güçlendirmeyi hedeflemişti. Ağır sanayi hamlesi diyerek güçlü devlet, fakirlik sınırı üstünde gelir seviyesiyle güçlü millet teorisini geliştirmişti.
40 Yıllık siyasi hayatında bir kere başbakan oldu. Başbakan olmasıyla ülke kendine geldi, bir çok konuda şimdi aranır duruma geldi. Özellikle havuz sistemiyle ülke ekonomisinde bir ilk yaşandı, kısa sürede rahatlama sağlanmıştı. 11 ay süren Refahyol iktidarı ve arkasında gelen krizler AK Parti iktidarını getirdi. AK Parti kurucuları Milli Görüş teşkilatının içinden çıkan rahmetli hocanın siyaset mektebinden diplomasını almışlardı. Ne olduysa bir anda Milli Görüş lideri daha hayattayken gemiyi terk edip, gömlekleri çıkartıp yeni bir Dünya yeni bir Türkiye okyanusunda kürek çekmeye başladılar. Milli Görüş gömleğini çıkardık deseler de vatandaş güvenerek oy verdi iktidar yaptı. Ama bu yeni dünya okyanusuna kürek çeken grup Erbakan'dan hiç ders almamıştı. Erbakan'ın ne ağır sanayisiyle devleti güçlendirmeye, nede vatandaşı rahatlatacak ekonomik yapısıyla milleti güçlendirmeye hiç niyetleri yoktu. Hatta hayattayken Erbakan'ın ısrarla üstünde durduğu kabul etmediği bir camiayla birlikte yürüdüler. Aynı camiayla bu gün ipleri koparıp düşman kardeşler oldular.
Yaklaşık 12 yıllık iktidar dönemleri sanal rakamlarla ve sıcak parayla ekonomi iyi gibi olsa da ciddi sıkıntıları birlikte getirdiler. Ülkede kutuplaşma, kriz, bunalım olmasına rağmen zorunlu hale gelen oylar ve Milli Görüş oylarıyla iktidar, yoluna devam ediyor.
İşte asıl burada Erbakan'ın öğrencilerinin Erbakan'ı anlamadıkları ortaya çıkıyor. Sanırım Erbakan 12 yıl değil yarısı kadar iktidarda kalsaydı ülke'de sıkıntı, kriz kalmazdı.
Erbakan ağır sanayi ile devleti güçlendirmek için çaba sarfederken, onun talebeleri ülkeyi beton yığını haline getirip rantiyecileri güçlendirdi. Erbakan çalışana, emekliye %200'ler zam yaparak milleti güçlendirip, bütçeyi doldururken, onun talebeleri milleti açlık ve fakirlik sınırı altında bıraktı. Gelir düzeyi ile ihtiyaç duyulan sınırların makasları açıldı. Erbakan batı taklitçileriğini mandacılığını elinin tersiyle iterken onun talebeleri BOP'a eş başkanlığa soyundu. Erbakan İslam dünyasını birleştirmek için çabalarken ve temellerini atmışken onun talebeleri İslam dünyasında düşmanlık aşılayanlara ışık tuttu.
Hala Erbakan'ın mirasını yemeye devam ederken bile anlamaya hiç niyetleri yok olduğu görülüyor.
Bir çift lafta Saadet Partililere söyleyecek olursak oylarını sorumlulukları gereği vebal olduğunu bilip sahip çıkmadıkları, hala ak saçlılardan kurtaramadıkları için %2ler seviyesine düşen oylarıyla Erbakan'ın mirasını koruyamadıklarını gösteriyor.
Keşke anlasaydılar yada anlasaydık. Anlaşılacak o kadar değer var ki, geç kalmış değil.
Selametle
Mehmet Ceylan
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
Keşke anlasaydılar yada anlasaydık. Anlaşılacak o kadar değer var ki, geç kalmış değil.
YanıtlaSilKaynak SHM: http://www.siristat.com/2015/03/erbakani-anlasaydiniz.html#ixzz3Td87mc8J
Dün Rahmetli Erbakanı eleştirip linç edenler buğün övüyor, hiç şüpheniz olmasın tarih şuanda tekerrür etmektedir.......... bu pilav artık su kaldırmıyor, bundan sonrada kaldırmayacaktır biiznillah.