" Fatih ve Onun ruhundan söz edenler, Televizyon yıldızı gibi davranmaktan vaz geçmeliler. Onlara kimse inanmaz. Bu yıl İstanbul'un 562. Fatih ve Fetih yıl dönümü her yıl olduğu gibi bu isim altında kapalı ve açık meydanlarda muhafazakârlar tarafından camiler dâhil heyecanlı konuşmalar yapılacaklar. Dikkat edin konuşma yapanlar, bu keşke hırsızlık ve kul hakkı yiyenler konusu unutmasalardı. Buna kendimi de dâhil ediyorum.
Dikkat edin! Yılladır aynı şahıslar, aynı şeyleri söyleyip geldi. Karşılığında paralar aldılar. Belediyeler üçüncü sınıf sanatçılara şehrin verdiği emlak vergisini hoyratça peşkeş çekecekler. Bu yıl Fatih ve Fetih ruhundan söz edeceksek, Liderler ve Ulemadan da söz etmek gerekir. Bu 562. yılını kutladığımız Fatih döneminde Ulemalar Liderlere mi emrediyordu, yoksa iktidardakiler mi ulamaya yol gösteriyordu? Liderler Ulemaya değil, ulema liderlere yol gösteriyordu. Çünkü O liderler egolarını değil, Allah rızasını üstün tutuyorlardı. Ruhunu değil, Fetih ruhunu taşırlardı.
Bu gün gelinen nokta, Ulema 657sayıl memurluğa taşındığı için midelerinden siyasete ve iktidara bağlanmışlardır. Makamlar liyakate değil, dalkavukluklara göre dağıtılmaktadır.
Diyanet'te açıkça şahit olduk. İslam'da israf haram diyanet kendisi açıkça bu haram bataklığına saplanmıştır. Yapanlar şeytanın kardeşleri olduğu, camide vaizler halka anlatırken onların başına israf yapışmıştır. Keşke Reisi cumhurun verdiği o arabayı nazik bir ret edebilseydi. Milletin erensin teveccühüne mazhar olacaktı. Bu araba yaşamı bu makama ve İslam'a uygun düşmez deseydi. Hatadan dönülmüş oludu. Dinden diyanetten söz edenler milletin vergisiyle alınan arabaları " Böyle istiyorum" anlayışının hoyratlığına yenilişlerdir. Ulema liderin emrinde olmasaydı, ben Allah'a ve Müslümanlara söz verdim, sözümü yemek, ikiyüzlü olmaktır demesi beklenirdi. Fakat emre amade oldu. İşte bütün bunlar Fatih ve Fetih yıl dönümüne de yakışmaz Fatih ve Fetih ruhu Milleti birlik ve beraberliği güçlendirmeyi zaruri kılar. Fakat geldiğimiz nokta, milletin arasına olmayacak ayrımcılık sokulmuştur. Fetih ruhundan söz edenler bu fitne sözlerden uzak kalmaları gerekirdi. Bu konuda İslam dini araç gibi kullanılmıştır. Ulamanın sesi, istilacılar tarafından kesiliyordu. Bugün Liderler tarafından dünyalık tahakkümüyle kesiliyor.
Fatih ve Fetih ruhu şehitlik ve gazilik taşımayı gerektirir. Bu gün Milletvekilliği 18 yaşına çekmeyi söyleyenlere, askerlik ne olacak diyenlere, Milletvekilliği askerliğe saydıracağını söylüyor. Bu Fatih ve Fetih ruhuna yakışır mı? Peygamber arkadaşlarına düşmanları " Onlar, bizin dünyayı yaşama özlemi çektiğinizden daha çok, şehit olma özlemi, cennette girme özlemini çekiyorlar" yanıtını vermişlerdi. İşte Fetih ruhu budur. Askerlikten kaçınanlar da Fetih ruhu yoktur. Bu düşüncede olanlar, Fetih kutlaması yapmaktan, milletin gözünü boyamak vaz geçsinler. Bu nedenle şehit ruhu taşıyanlardan korkun denmiştir. Milletin verdiği vergilere gösterişli yaşama talip olanlar milleti aldatmaktadırlar. İnanan insanların büyük bir davası ve cenneti vardır. Kuran'da "Allah müminlerin canlarını, mallarını cennet karşılığında satın aldığını" bildirmiştir. "Allahtan daha doğru sözlü olan kim olabilir?"
Bugünkü yaşadığımız toprakları bize emanet olarak bırakmıştır.
Mayıs Ayı, Türk milletinin zaferler kazandığı bir zaman dilimidir. İstanbul, Malazgirt ve Kurtuluş savaşı gibi inler zaferlerle tarihe geçmiştir.
İstiklal Harbini başlatanlarda Fatih ve Fetih Ruhu taşıdıkları unutulmamalıdır. Devlet, siyasilerin oyuncağı haline getirilmek vaz geçilmelidir. Devlet olmazsa, Orta doğu da yaşan Arapların durumunun daha kötüsünü yaşarız. Günümüzde oyunları görüp de böyle olmadığını söyleyebilen bir samimi Mümin gösterebilir misiniz?
İstanbul'a gönül veren bir hükümdar olan fatih Sultan Mehmet dünyaya geldiğinden itibaren İstanbul hakkında bütün konuşulanları duymuş, İstanbul onun için adeta bir tutku olmuştur. Bütün çalışmaları ve yaptığı fedakârlıkları Allah zayi etmemiştir. İstanbul'u alarak Peygamberimizin müjdelediği komutan olmaya hak kazanmış, Müslümanların ve dürüst Hıristiyanların bile hayranlığı kazanmış bir yüce İnsandır. Bu gün bize yakışan onun bıraktığı eserleri ve taşıdığı ruhu korumak, gelecek nesillere aktarmaktır. Hepimize İstanbul'un 551. Fetih bayramı kutlu olsun.
Cemal Çalışkan
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
