M. Emin KARABACAK (Eğitimci-Yazar)
Sınav kaygısının azı da çoğu da sınavlar için zararlıdır. Kaygısı olmayan ya da sınav için yeteri kadar kaygı duymayan çocuklar, girecekleri sınavlar için de bir şeyler yapma gayreti içinde olmayacaklardır.
Sınava yeteri kadar hazırlanmayan ve ders çalışmayan bu çocuklar, sınav kaygısı yaşamazlar. Onlar çalışmadıkları için sonucun ne olacağını ve kaybedecekleri fazla bir şeylerinin olmadığını çok iyi bilirler. Nasıl olsa sınavı kaybedeceklerini geçmiş tecrübelerinden çok iyi öğrenmişlerdir. Kısacası bunlar öğrenilmiş çaresizlik içindedirler.
Sınavlar için bir hazırlığı olmayan bu çocukların sınav kaygıları da olmayacaktır. Bunlar sanki sınavlara kendileri değil de başkaları girecekmiş gibi umursamaz bir hal içindedirler.
Bunların sınav kaygılarını da anne babaları yaşarlar. "Oğlum sınavlar yaklaşıyor, kızım biraz ders çalış; yoksa sınavları kazanamazsın!" hatırlatmalarına da duyarsızdırlar. Bunların bu kadar duyarsızlıkları anne babalarını iyice kaygılandırır.
Bu çocuklar neden sınav kaygısını yaşamazlar?
Birincisi, bu çocuklar kendilerine güvenemedikleri için sınavlara hazırlanmak istemezler. Kendilerini hedefe ulaştıracak cesareti olmayan bu çocuklar, böyle bir çaba içine girmeyeceklerinden sınav kaygısı da yaşamayacaklardır.
İkincisi, sorumluluk duygusu gelişmemiş bu çocuklar, sınavlara çalışma konusunda da sorumsuzdurlar. Küçüklükten beri her şeyleri ailesi tarafından karşılanan bu çocuklar, yaşlarına ve seviyelerine uygun sorumluluklar verilmediği için bu kaygıyı yaşamazlar. Bu çocuklar her şeyleri tam olduğu halde yine ders çalışmazlar.
Üçüncüsü, anne babaların sürekli ders çalış demeleri, çocukları derslere karşı soğutur. Anne babaların, iyi niyetli olarak ders çalışma konusunda yaptıkları uyarılar, okul döneminde olduğu gibi sınavlara hazırlıkta da çocukları ilgisiz yapacaktır.
Bu çocuklar, anne babalarının sürekli ders çalış uyarılarını sanki anne babaları için ders çalışılacakmış gibi algılayacaklarından ders çalışmaya pek yanaşmayacaklardır. Hiç kimse başkasının egosunu tatmin etmek için sıkıntıya girmeyeceğinden, bu çocuklar da anne babalarını memnun etmek için ders çalışmayacaklardır.
Dördüncüsü, bu çocuklara televizyon, bilgisayar, oyunlar, arkadaşlar, internet, cafeler... ders çalışmaktan daha hoş gelir. Zamanını sınavlara çalışmak yerine eğlenerek geçiren bu çocuklar, yine sınav kaygısı yaşamayacaklardır.
Beşincisi, bu çocuklarla ders çalışma konusunda iletişim kurulurken; onları suçlayıcı, kıyaslayıcı ve fedakârlıklarını gündeme getirici konuşmalar da çocukların sınavlara çalışma isteğini azaltacaktır.
Anne babalar, ders çalışmayan ve ders çalışmak istemeyen bu çocuklarla uğraşıp hem çocuğu hem de kendilerini sıkıntıya sokmamaları gerekir. Eğer çocukta yetenek ve kapasite var; fakat ders çalışma yoksa bu konuyu çocuğun anlayacağı uygun bir dille, onu suçlamadan konuşmalı ve problemin kaynağına inilerek çözüm yolları aranmalıdır.
Peki sınav kaygısı yaşayan çocukların anne babaları ne yapmaları gerekir?
1.Çocukların sınav kaygılarını artıracak olumsuz değerlendirmelerden ve kıyaslamalardan kaçınılmalı.
2.Çocukların kaygılarını artıracak ortam ve konuşmalardan uzak durulmalı.
3.Çocukların sınav kaygılarına saygı duyulmalı.
4.Çocukların kaygılarını paylaşabilecek ortamlar oluşturulmalı.
5.Çocukların başarısızlıkları yerine başarıları ön plana çıkarılmalı.
6.Çocukların kapasitelerinin üstünde bir beklenti içine girilmemeli.
7Çocukların sınavlarda kişiliklerinin değil de bilgilerinin ölçüleceği anlatılmalı.
8Çocuklara yapılan fedakârlıklar (dershaneye gönderdim, yemedim yedirdim…) sürekli gündeme getirilmemeli.
9.Her şeye rağmen kendileri için vazgeçilmez oldukları hissettirilmeli.
10.Sınavda alacağı sonuç ne olursa olsun, ona olan sevgilerinin azalmayacağı ifade edilmeli.
11.Çocukların sınavlara kadar sağlıklarını olumsuz etkileyecek, soğuk içeceklerden ve yağlı yiyeceklerden uzak durmaları sağlanmalı.
12.Sınav öncesi çocukları yorucu işlerden, mideyi bozabilecek yiyecek ve içeceklerden uzak tutmalı.
13."Ben sana söylemiştim, benim sözümü tutsaydın..." ile başlayan cümleler kurmaktan kaçınılmalı.
14.Aile içinde aile bireylerin aynı doğrultuda düşünmeleri, farklı tutum içinde olmamalarına özen gösterilmeli.
15.Çocukların gösterdiği başarı asla ve asla küçümsenmemeli.
16.Sınavların hayat için bir amaç olmadığı, sadece geleceğin belirlenmesinde bir araç olduğu ifade edilmeli.
17.Sınav bitimine kadar çocuğu okul bahçesinde beklemeli ve sınav çıkışı ona sarılmalı.
18.Anne babaların çocukları için yapacakları duaların kabul olunacağı bilinerek onlara bol bol dua edilmeli.
Sonuç olarak; kaygısına saygı duyulan, kaygısının anlaşıldığını, kendisine güvenildiğini hisseden çocuklar, kaygıyı daha az yaşayacak ve daha başarılı olacaklardır.
Daha geniş bilgi için "Bayramlık İstemeyen Çocuklar" (Çocukların Başarısını Artırmada Anne Babalara Düşen Görevler- Tebeşir Yayınları) kitabımdan faydalanabilirler.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.