Yüce Rabbimizin geçmiş ümmetlerle beraber bize de farz kılmış olduğu Oruç;
İslâm'ın beş esasından biri olan oruç öyle büyük bir ibadettir ki, Rasûlüllah'ın dilinde "kim farziyetine inanarak, sevabını da Allah'tan umarak Ramazan'ın orucunu tutarsa; geçmiş günahları bağışlanır" Buhâri, 2014 nolu hadis teşvikiyle yer bulmuştur. savm-ı Ramazan /Ramazan'ın savmı orucu ifadesiyle yerini almıştır. Savm.... İlmihaldeki tanımıyla; fecri sadıktan, Güneş'in batışına kadar, yemeden, içmeden ve cinsel ilişkiden uzak durmanın adıdır. İnsanın melekleşmesi diye tanımlayabileceğimiz bu ibadetin, kendisine eklenmiş başka hususiyetleri ve ek özellikleri de bulunmaktadır. Örneğin; "Kim yalanı ve yalanla muameleyi/iş yapmayı terketmezse; Allah'ın onun aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur." Buhâri, 1903 nolu hadis. Bu hadis bize gösteriyor ki ilmihaldeki tanımıyla, girişi ve temeli tarif edilen Oruç; aslında insana bambaşka kazanımlara ulaştırmak üzere farz kılınmıştır. Yalan konuşmayı terketmek bu güzel vasıflardan biri olduğu gibi, Dil'e; Göz'e; kulağa; kalbe; buruna; tene; ele; ayağa; oruç tutturmak ta bu kazanımlardandır.
Orucu bir kalkan olarak zikreden, alemlerin efendisi; "Biriniz, Oruçlu olduğu bir günde, cinsel ilişkiden uzak dursun ve birisine kötü söz söylemesin! Birisi kendisine ilişip, kavga etmek isterse ona ben oruçluyum desin" Buhâri, 1904 nolu hadis. sözleriyle, iradeli bir varlık olan insanın, iradesini kullanmada orucun onu nasıl terbiye ettiğini göstermektedir.
Kur'ân'ı Kerîm'de çirkin görülen ve vasıflanmamamız istenen kötü hasletlerden biri israftır. İsrafı; Allah'ın verdiği nimetleri, kullanılması gerektiği asıl yerinde kullanmama diye de anlayabiliriz. Nasıl ki çöpe atılan bir ekmek israftır; Göz, kulak, akıl, fikir gibi büyük nimetlerin, yaratılış sebeplerine uygun kullanılmamaları da, daha büyük bir israftır. İşte Ramazan Orucu; bu nimetleri şükür dairesinde kullanmaları ve israfa düşmemeleri için, insanlara bir idman ve antrenman yaptırma konumunda olmaktadır.
Göz; en güzel isimlerin sahibi olan Allah'ın, isimlerinin yansıması ve tecellisi sayılan mevcudatı incelemekle, güzelliğin hakiki kaynağını tanımada, Allah marifetine ulaşmada kullanılmalı, harama nazarda kullanılmamalı ki, görme nimetine israfa girilmemiş ve göz Yaratılış istikametinde kullanılmış olsun.
Kulak; sesleri algılayıp, anlamlandırmamıza olanak sağlamada, çevremizle ilişkiye girme ve onları duymada en önemli vasıta olmasının yanında, sözlerin en güzeli olan Kur'ân'ı duyup, sahibini ona uymaya yönlendirmekle, asıl vazifesine uygun hareket etmiş olur.
Görüp duyduğu herşeyi değerlendirip; kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini anlamaya çalışan, burada niçin bulunduğunu, vazifesinin ne olduğunu merak eden akıl, yaradanına kavuşmuş ve onun rızası istikametinde bütün donanımlarını kullanmaya Başlamış olur ki; insanı Kamil olmaya giden yol buradan geçer. İşte Ramazan'ın orucu; insana bahşedilmiş olan bütün organ, cihaz ve donanımları iyi tanımaya ve bunları Allah'ın rızasını kazanma istikametine yönlendiren çok güçlü bir ameldir. Bütün organlar kendilerine ait orucu tutmakla kendi zirvelerine ulaşmış olurlar. Sahip oldukları bünyeyi de insanı Kamil ufkuna götürürler.
Müddessir sûresindeki "Elbiseni temizle!" ayetinden biz bütün Vücudu, nefsi, kalbi temiz tutmayı anlıyoruz ki.. Bu da orucu bütün bedene tutturmakla mümkün olacaktır. Bu mübarek Ramazan günlerinde, Rabbimizden dua ve niyazımız; bizleri de, orucunu tastamam ve sadece Allah rızası istikametinde tutmaya muvaffak olan kulları arasına katmalıdır. Hayırlı Ramazan'lar.
Bozkır Vaizi: Halit ERİŞTİ
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.