İnsanın doğasında var olan fakat nasıl olduğu tam bilinmeyen, sevgi, korku, kin, öfke, hırs gibi duygular soyut olarak bulunmaktadır. Soyut kavramları, somutlaştırarak ya da benzetme yaparak açıklanabilmektedir. Ancak anlatılacakların içinde somutlaştırma ve benzetme yapılması mümkün olmayan "Allah" kavramı olunca bunun bu kadarda kolay olamayacağını göstermektedir.
Soyut bir kavram olan Allah kavramının soyut zekâsı gelişmemiş çocuklara anlatılması da gerçekten zor olacaktır. Bunlara birde çocukların olumsuz davranışlarına ya da acizliklerine karşı Allah'ı yanlış anlatarak yapıldığı zaman bu sefer daha da çıkmaza girecektir.
Biz anne babalar çocuklarımızın; Allah'ı, kitabını, dinini, peygamberini, annesini, babasını, vatanını ve milletini canı gibi sevmesini isteriz. İsteriz ki; onları sevsinler ve saysınlar. Ancak sevmesini istediğimiz şeylerin eğitimini verirken izlediğimiz yol korku yoludur.
Her insan gibi çocuklarda korktuğu varlıkları sevmezler. Onlardan kaçarlar, hatta onlardan nefret bile ederler. Onların emir ve isteklerini ya yapmazlar ya da gönülsüz yaparlar.
Korkutarak anlatıyoruz çocuklara Allah'ı; ama O'nu sevmesini istiyoruz. Arpa ekiyoruz, buğday biçmek istiyoruz. Korku ekiyoruz; fakat sevgi biçmek istiyoruz. En kötüsü de bunu Allah adına yapıyoruz. Ne kadar çelişki değil mi?
Çocuklardan Allah'u Teâlâ'yı sevmelerini istiyoruz; fakat çocuğa verilen eğitim şeklimiz sevgi yerine korku. Allah'ı, kitabını, dinini, peygamberini, vatanını, milletini sevdirmek istiyoruz; fakat tutulan yol korku yolu. Korku yolunun sonunda ferahlık ve sevgi yoktur.
Peki, biz ne yapmak istiyoruz?
Çocukları Allah ile korkutarak daha iyi bir kul mu yapmak istiyoruz?
Çocuklara Allah ile korkutarak sözümüzü daha iyi mi dinletmek istiyoruz?
Çocukları Allah ile korkutarak daha disiplinli mi yetiştirmek istiyoruz?
Çocukları Allah'tan korkutarak vatanına ve milletine daha bağlı kişiler mi olması istiyoruz?
Çocukları Allah'tan korkutarak dinini, kitabını, peygamberini daha çok mu sevmelerini istiyoruz?
Çocukları Allah'tan korkutarak dini vecibelerini daha iyi mi yapmalarını istiyoruz?
Çocukları Allah'tan korkutarak daha hayırlı birer evlat mı olmalarını istiyoruz?
Bu ve buna benzer soruları çoğaltabiliriz. Aslında bütün anne babalar iyi niyetli; fakat çocuklar iyi niyetin kurbanı oluyorlar.
Benim burada anlatacağım konu, çocuklara yaratıcımızı anlatırken anne babaların dini anlatma ve söz dinletme adına yaptıkları hatalardır.
İşte çocuklara eğitim adına yaptığımız korkutmalardan bazı örnekler:
Çocukların hatalarına karşı; "Allah çarpar, Allah taş yapar, Allah cehenneminde cayır cayır yakar,..." cümleler kurarız.
"Namaz kılanın önünden geçene, abdestsiz Kur'an-ı Kerim'e dokunana, okunan Kur'an-ı Kerim'i dinlemeyene, namaz kılmayana, oruç tutmayana, anne babasının sözünü dinlemeyene..." bu ve buna benzer durumlarda, çocuklara verdiğimiz aşırı tepkilerle çocuklarımızın bunlara karşı saygı duymasını bekleriz.
Çocuklar bu durumda anne babalarına ve onların söylediklerine saygı duyma yerine, psikolojik olarak Kur'an-ı Kerim okumaktan, namaz kılmaktan ve Allah'a kul olmaktan soğuyacaklardır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet (s.a.v)'in namaz kılarken omzuna binen, bacaklarının arasından ve önünden geçen torunlarına karşı tavrını hiç duymadık mı?
Çocuklar Allah'tan korkmasınlar. O'nu sevsinler ve O'na saygı duysunlar. Bunun için de acizliğimizi Allah'tan korkutarak göstermemek gerekir. (Devam Edecek)
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.