Yazımın ilk bölümünde size hitap ediyorum çünkü benim için
Bozkırda devlet sizsiniz. Derdimizi dökecek devlet babasınız.
29 Temmuz günü Bozkır Belediyesi
yeni düğün salonu binasında “
Hanmuarının grup suyuna dahil edilmesi” ne ilişkin bilgilendirme toplantısında
Bozkırın su sorunu canına tak etmiş bir kaymakamı gördüm. Bu istek ve şevki umarım kaybetmezsinz. Lakin sayın kaymakamım; KOSKİ ve Büyükşehir yetkililerinin halka sormadan halkın görüşünü almadan
giriştiği bu çalışmayı şahsım olarak doğal dengenin bozulacağı endişesi ile
onaylamıyorum. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyuran Hz. Muhammed Mustafa
(s.a.v)nın ümmeti olarak, susuz köylerimizi suya kavuşturmaya kesinlikle; ne
ben ne Dereliler nede Bozkırlılar karşı değildir. Endişemiz bir yeri yaparken bir yerin bozulmasıdır.
Hanmuarının suyu diğer kaynak suları ile kıyaslanamayacak derecede önemlidir
Bozkır için. Bunu elbette ki en iyi bizler yani boğaz köylüleri bilir. Biz bu
suyu yeri geldi içtik yeri geldi bahçe suladık. Eğer ki başka bir kaynak imkânı olmasa
kesinlikle hiçbir şekilde itiraz edilmez, sizlerle canla başla birlikte
çalışırdık. Fakat toplantıda hemşehrilerimizin bahsettiği çeşitli kaynaklar var
iken bu suyun borulara girmesi doğal dengeyi bozacaktır. Bu korku şahsi
menfaatten çok ötedir, eğitimli bir insan olarak bunu sizin anlamanızı umut
ediyorum. Bu endişenin yalnız benim endişem değil toplantıya katılanların
endişesi olduğunu da gördünüz. Bu endişenin giderilmesi adına bir ay önce
Sarıot Gölünde yapılan bilimsel boya deneyinin Hanmuarı içinde yapılması ve
hangi kaynakları ne ölçüde beslediğinin tespiti hem endişelerin giderilmesi
adına hem de geri dönüşü yapım maliyetinin kat ve kat üzerinde olan bu projenin
hem ekonomi hem de doğal denge açısından daha verimli olmasını sağlayacaktır.
Bu talebimizin devletimizi temsil
eden size iletmek istiyorum.
Değerli
Belediye Başkanımız Sayın İbrahim GÜN. Sizin kaygınız da elbette ki
üstlendiğiniz vazifenin gereği olarak halkın su sorununu çözmektir. Bu anlamda
ki samimiyetinizi toplantıda ki hal ve hareketlerinizde, söylemlerinizde gördük.
Bu duyarlılığınız ve eleştiriye açık şahsiyetiniz için teşekkür ederim. Daha
öncede bahsedildiği gibi eğer başka kaynak imkânı olmasa idi bu toplantıda hiç
kimse aksi fikir beyan etmezdi. Siz bu kaynağın tercih nedeni olarak sorunun
ivedililikle çözümü ve ekonomik uygunluğunu öne çıkardınız. Fakat inanın bu
kaynağın alınması Karacahisar, Sorkun, Dere, Çağlayan ve Bozkır yerleşim
alanlarını ekonomik açıdan çok daha olumsuz etkileyecektir. Sizin de
bahsettiğiniz üzere Aygırdan Çıkan su şu an sadece elektrik santrali kanalını
ancak dolduruyor. Eğer Hanmuarından su alınırsa içme suyunu Aygırdan temin eden
Sorkun Köyünün içme suyu tehlikeye girecektir. Yetkililer dediler ki dakikada
175 litre ( ölçümün son yılların en fazla yağış alan yılı olan 2015 yılı mayıs
haziran ayında yapıldığını söyledi yetkili kişi) akmaktadır ve biz bunun sadece
ihtiyaç olanı en fazla 40 litresini alacağız. Ben 4 mevsim o dağlarda gezen
birisi olarak şunu söyleyebilirim ki eylül ayında o su dakikada en fazla 60
litre akar oda yağışlar iyi olduğu zaman. Bu 60 litre su masa başında kağıtta
yazılı rakamın okunması değildir. Doğal denge için Boğazın şah damarında ki kan
miktarıdır.
Değerli KOSKİ ve Büyükşehir Yetkilileri. Öncelikle nezaket
gösterip halkımıza suyu neden ve nasıl alacacağınız konusunda bilgi verme
amaçlı gelmiş olduğunuz toplantıda vatandaşlarımızın hararetli konuşmalarına
göstermiş olduğunuz sukunetiniz ve alternatif kaynaklara olan yaklaşımınızdan dolayı
sizleri tebrik ederim. Bir dağda kaç çeşme var onu en iyi bilen elbette ki o
dağın çobanıdır. Çünkü o çeşmelere en çok ihtiyacı olan kişidir çoban. Bende az
buçuk bu dağların çobanı sayılırım. Hanmuarı suyu yüzeye çıktığı andan itibaren
bölgenin can vermeye başlar. Kıvrım kıvrım akarken sizin ifadenizle
“kaybolmaya” başlar. Kaybolmak yok olmak değildir. Kaybolmak yerinin
belirsizleşmesi demektir. Çıplak gözle ve masa başında baktığınız zaman su
elbette kaybolur. Ama ben inanıyorum ki o kaybolan su birçok kaynağı
beslemekte. Ve hatta Aygır Gediğinde büyük su gözü bulandığı an dahi temiz akan
bir göz vardır ki ben o suyun Hanmuarından beslendiğini düşünüyorum. KOSKİ nin devasa bir bütçesi olduğunu
söylüyorsunuz. Bu bütçeyi doğal dengeyi bozmadan korumayı teklif ediyorum size.
Hâlihazırda 5000 litrelik depo çalışmanız var. Bir 5000 litrelik depo da ana
hattın ikiye bölündüğü noktaya yapılırsa Hanmuarına gerek kalmadan bu sorun
çözülür. Sizler diyorsunuz ki Hanmuarını belki hiç kullanmayacağız. Bende
sizlerden şunu istiyorum ki “belki hiç kullanmayacağınız” bu güzelim kaynak
bırakın doğduğu gibi aksın. Bırakın 650 metre aşağısında ki yutaktan bir kısmı
batarak hangi kaynağı beslemeye devam ediyorsa beslesin. 2050 li yılların su
savaşlarının olacağı öngörülüyor. Yeryüzüne düşen su miktarı her yıl aynı iken
neden susuzluk yaşama riski ortaya çıkıyor bir düşünün. Bütün bulduğumuz suları
borulara aktarıyor suyu hunharca kullanıyoruz. Gördünüz belediye bahçesini içme
suyu ile suluyor diğer resmi kurumlarda öyle. Vatandaş deseniz birçok köyde
tamamen içme suyu ile bahçe sulanıyor. Sadece bu bahçe sulamaya dakikada 40
litre ve üzeri su gittiğini idea ediyorum. Öncelikle kaynağın verimli
kullanılması ilkesini hayata geçirelim. Su konusunda, su israfı konusunda halkı
bilinçlendirelim. Seminerler verelim, okullarda camilerde toplumun olduğu her
yerde suyun önemi ve verimli kullanımı hakkında çalışmalar yapalım. Damlama
sulamanın kaynak kullanımı ve ürün maliyeti ve verimi hakkında halkımızı daha
da bilinçlendirip su tüketimini en az seviyeye çekelim.
Değerli hemşehrilerim.
Benim ne bir yerde 5 metre toprağım var nede 5 tane davarım.Şu
hayatta üç beş dikili ağacımız var ve inanın onlarda hep kamu arazisinde. Benim
tek isteğim şu Bozkırda tutunmak. Atamın topraklarında yaşamak. Bu güzel
coğrafyayı gelecek nesillere aldığımız gibi ve mümkünse daha güzel bırakmak.
Geçmiş yıllarda Pınarcık köyünde içmek için bir bardak su bulamamıştım. Evlerde
su yok, tek su kaynağı ki serçe parmak kadar akıyor onda da otuz kişi sırada.
Bozkırın su sorununu görmezden gelmek asla mümkün değildir. Benim atalarım kıtlık gören insanlar yahut
onların yetiştirdiği insanlar. Bu sebepten bir pantalona yama yapıp giymeden
atmayız biz. En son verimden düşene kadar sürekli tamir eder en sonunda ise
minder dikip içine basar ama yine çöpe atmayız. Ülkemizin içinde bulunduğu
durumun gereği bizim ne bir kuruş para boşa götürme lüksümüz var nede bir yudum
suyu heba etme lüksümüz.
Maalesef ki su tüketimi konusunda yeterli duyarlılığı
gösteremiyoruz. Lütfen, sularımız boşa
akmasın. Lütfen içme suyu ile bahçe yapılmasın. Lütfen sularımız temiz
aksın. Camiide abdest alırken suyu boşa
götürmeyelim. Lavaboda elimizi, mutfakta bulaşığımızı yıkarken susuz
köylerimizde ki insanları düşünelim. İsraf haramdır. Efendimiz. “yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz”
buyurmuştur.
Sürç-i lisan
eylediysek af ola. Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Hüseyin DUMRU.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.