Toplum olarak bir bunalım süreci yaşamaktayız. Evde, sokakta, işyerinde kısaca her yerde! Her kiminle konuşursan konuş; herkes birilerini suçluyor, mutsuz, umutsuz; en vahimi kimsenin kimseye güveni kalmamış; herkes birbirine şüpheyle bakar hale gelmiş!
Elinize kumandayı alınız ve bir saat kanalları dolaşınız; üçer beşer dakika programları izleyiniz. Spor, siyaset, dini her türlü yorumlara, haberlere bir bakınız; herkes bir bunalımdan, çıkmazdan bahsediyor.
Sosyal bunalım yaşayan topluma baktığımız zaman, insanımızın refah seviyesinin belirgin bir şekilde arttığını da görmekteyiz. Dünyevi nimetler alabildiğine çok, israf da aynı oranda çok! Her şey iyi de insanımızın büyük çoğunluluğu borçlu, diyebilirsiniz. Doğru olabilir de inanın bu sosyal bunalım, ekonomik temelli bir bunalım değildir. Toplumun her kesiminde gözü dönmüşçesine maddi ve manevi doyumsuzluk yaşanmaktadır. Bu doyumsuzluk öyle bir hal almış ki insanı, insani değerlerden uzaklaştırmaktadır. Gelinen bu vahim durumun yansımalarını yaşamın farklı alanlarında görmekteyiz.
-Soruyorum, bu toplum son 100-150 yıldır yaşadığı bu bunalımlara neden çözüm bulamıyor; yansımaları hala neden devam ediyor?
-Evet, neden soruları o kadar çok ki sıralamayla bitmez!
Karınca kararınca yaşanan bunalımın yansımalarını, içinde bulunduğum düşünce süzgecinden geçirerek zaman zaman farklı başlıklar altında açıklamaya çalışacağım. Yazılarımı okuyan kıymetli dostlarım, yazdıklarımı beğenir veya beğenmezsiniz, inanın hepinize saygı duyuyorum. Savunduğum değerlere hakaret etmeden şahsımı eleştirebilir, hatta bir noktaya kadar hakarette edebilirsiniz; hiç önemli değil; ancak, sizden istirhamım siyasi, etnik ve inanç karşıtlığı ekseninde değerlendirmeyiniz. Hiçbir şekilde siyasi bir amacım ve kaygım bulunmamaktadır. Hiçbir siyasi parti veya oluşumun ne karşısında ne de yanında olma gibi bir derdim yoktur. Benim derdim; siyasetten uzak, toplumun içinde bulunduğu bunalımı ortaya koymak, en önemlisi bir kişiye bile olsa faydam olma düşüncesidir.
Hepimiz, sadece bir kişi olarak bile yapabileceğimizi yapmalı, toplumun bunalımdan kurtulmasına, huzura kavuşmasına katkı yapmalıyız. En önemlisi görev ve sorumluluklarımızı yerine getirerek ülkemiz ve insanımıza olan borcumuzu az da olsa ödeyebilmeliyiz.
-Her şey var; huzur yok!
-Sizce neden?
-Her şey var; huzur yok!
-Sizce neden?
ALİ DUTAL
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.