Konya Aydınlar Ocağı'nda Konyalı tarihçi Faruk Sümer'i anma toplantısında konuşan yazar M. Sinan Ümit, "Sümer hoca, 'tarih en yüksek ilimdir. Fiziksiz bir millet yaşar, fakat tarihsiz hiçbir millet yaşayamaz' diye bize mesaj vermektedir" dedi.
Selçuklu tarihi uzmanlarından Konya Bozkır doğumlu Prof. Dr. Faruk Sümer, vefatının 20. sene-i devriyesinde, Konya Aydınlar Ocağı'nda anıldı.
Konya İl Halk Kütüphanesi Salonu'nda gerçekleştirilen sohbette Prof. Dr. Faruk Sümer'in hayatını hatıralar eşliğinde anlatan Konya Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit, tarihçi Faruk Sümer'in eserlerinden de bahsederek "Faruk Sümer, 1924 yılında Konya'nın Bozkır ilçesinde doğdu. Dedesi Hüseyin Hilmi kasabanın müftüsü olup, orada aynı zamanda müderrislik görevini de yürütmekteydi. Babası Mehmet Zeki ise memurluk yapmaktaydı. Annesi Zeliha Sümer, çocuklarının tahsil görmeleri için çok büyük gayret ve çaba harcamıştır. Babası İstanbul'da Kuleli Askeri Lisesini okumuş, aynı zamanda İstanbul kadastro mektebini bitirmiştir. Faruk Sümer'in hem anne hem baba tarafı kasabaya yarım saat mesafede olan Akçapınar köyündendirler" dedi.
Bütün tahsil hayatını İstanbul'da geçiren Faruk Sümer'in, öğrenciyken 1942'de Sahib-i Ata'nın türbesine girdiğini ve mumyalı kabrini gördüğünü bir hatıratına istinaden ifade eden yazar M. Sinan Ümit, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun olan Faruk Sümer'in "Almanya ve İngiltere'de üçer dönemlik dersler verdiğini ve Kaliforniya Üniversitesi'nden 1971'de 5 dolar ücretle Amerika'ya çağrılmasına rağmen vatanına düşkünlüğünden dolayı bunu kabul etmemiş bir ilim adamı" olduğunu söyledi. Tarihçi Sümer'in Selçuklular döneminde milletlerarası büyük fuar olan Yabanlu Pazarı adlı kitabını emekli olduktan sonra 1984'de yazdığını kaydeden Ümit, Ashâb-ı Kehf isimli eserinde, Ashab-ı Kehf'in Tarsus'ta değil Afşin'de olduğunu belirttiğini dile getirdi. Emekli olduktan sonra aldığı toplu ücreti olduğu gibi hanımına teslim eden Prof. Dr. Faruk Sümer'in, Konya'ya her gelişinde onun söylediklerini not aldığını sözlerine ekleyen Ümit, kendisine yolladığı hocanın 1994 tarihli imzalı mektubunu gösterdi. O mektupta Faruk Sümer'in, davetli olduğu Dünya Türkmenleri Kongresi'nde Cumhurbaşkanı Türkmenbaşı'nın kendisine, Türkmenistan İlimler Akademisi Üyeliğini tevcih ederek "Mahdum Kulu Ödülü" ile ödüllendirdiği ve bir pasaport verdiğini dile getirerek "Hiç camisi olmayan Kuzey Kafkasya'da 15 bin nüfusa sahip Stavropol Türkmenlerinin bulunduğu bölgeye bir cami yapılmasıyla ilgileniyorum. Türkiye Diyanet Vakfı'na müracaatta bulunmama rağmen oradan bir cevap alamadım. Bunun üzerine Türk Dünyası Tarih Dergisine bir makale yazdım. Acaba dindar Konyalı hemşehrilerimiz bu meseleye ilgi gösterirler mi? Haz. Peygamberin hadisini yerine getirmek isteyen hemşehrilerimiz çıkabilir. Müsbet bir sonuç alamazsak başka vilayetlere müracaat edeceğim" şeklindeki sözlerini dinleyicilerle paylaştı.
Prof. Dr. Faruk Sümer'in "Oğuzlar, Karakoyunlular, İslam Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı, Türklerde Atçılık Ve Binicilik" gibi pek çok kitabı bulunduğunu kaydeden Ümit, "Tarih ilmine kendisini adaması ve bu sahanın otoritelerinden biri olan Sümer hocamızı 20. Ölüm yıldönümünde hürmetle anıyoruz. O, "Tarih en yüksek ilimdir. Fiziksiz bir millet yaşar, nitekim de yaşamıştır. Fakat tarihsiz hiçbir millet yaşayamaz, bütün milletler tarihlerine muhtaçtırlar" diye söylemiştir. Sümer Hoca, kendi kültürümüze sahip çıkmadığımız zaman bu kültürel değerlerine başka milletler tarafından sahip çıkıldığını ve kendilerine mal ettiklerini belirtmektedir. 1995 yılında vefat eden Faruk Sümer'in Selçuk, Kutlu, Mutlu ve Gültekin adlarında dört çocuğu vardır.
Mekânı cennet olsun" şeklinde konuşmasına son verdi.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.