HARAM - HELAL AYIRMAYAN BİR TOPLUM ÇÖKMEYE MAHKÛMDUR.
Toplumda bazı hastalıklara karşı bağışıklık kazanılmış durumdadır. Benim bahsettiğim hastalık maddi hastalıktan ziyade, manevi hastalıktır. Bu konular, manevi hastalıklar okadar çoğaldı ki saymakla bitmez, ancak öne çıkanları ve sakınılmasına inandığım sadece birkaç konuya değinmek istiyorum.
1- Ticaret erbabı arasında ne yazık ki Müslümanlığından zerre kadar şüphe duyulmayan ticaret erbabı da aynı haram işi yapıyor ve bunu da sanki meşru yani helal gibi kabul ediyor. Bazı ürünlerde çok küçük küsürler üzerinden kampanya yapmaları ve bu kampanyalı satışlarda hem de hiç özür dilemeden ve helallik almadan bozuk para bulunmuyor bahanesi ile para üstü verilmemek suretiyle hiçbir zaman helallik alma imkanı bulunmayan sayısız insanın hakkını yiyor.
2- Kişilerin gerekli bilgiye sahip olmadan gerek camilerimizde görev yapan din görevlileri hakkında gerekse okullarımıza fedakâr öğretmenlerimiz hakkında ileri geri konuşmak suretiyle, bazen iftira bazen de yalan konuşarak kötü bir haram alışkanlığını meşrulaştırmaya gidiliyor. Hâlbuki Dinimizde suizan hiçbir zaman hoş karşılanmamıştır. Bir hadisi şerifte “ Zandan kaçının, çünkü Zan sözlerin en yalanıdır” (Buhari) buyrulmaktadır.
3- Çevre, doğa, sokak temizliği gibi hususlara dikkat edilmeyerek ve bunu da bilerek yapmaları ile sayısız insanın hakkına tecavüz etmeleri. Yollarda arabaların rastgele park edilerek hatta insanların geçişine imkan bırakmadan saygısızca park etmek suretiyle onca insanın hakkına tecavüz edilmektedir. Daha bu gibi huşuları saymakla bitmez.
Bir an evvel silkinerek kendimize gelmemiz gerekmektedir. Aksi halde acıklı sonu beklemek zorundayız. Yazımı Rab’bımızn şu emri ile sonlandırmak istiyorum. “İçimizdeki beyinsizler yüzünde bizi helak eder misin Allah’ım!
3 Aralık 205 Abdullah PEHLİVAN
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.