Ali Dutal
Mart ayının ilk haftasının "Yeşilay Haftası" olması hasebiyle bu haftanın daha etkin ve verimli geçirilmesi amacıyla; bu haftaya dikkat çekmek için sosyal medyada "Ali Dutal Tüm Türkiye'ye Yeşil Kart Gösterdi" diye bir paylaşımda bulunmuştum. Onlarca paylaşım grubunda paylaşmama rağmen gerekli ilgi ve desteği göremedim.
İnanın "Türkiye Yeşilay Cemiyeti Ankara Şubesi Gönüllüleri" adlı gruptan bir tane beğeni geldi. Yüz binlerce üyesi görünen, adları da bu konuya duyarlı olduğunu düşündüğüm gruplardan sıfır ilgi desem yeri var.
Amacım, kesinlikle beğeni almak değil; bir eğitimci ve insan olarak çok önemli bulduğum bir sosyal soruna karşı uyarı görevimi yapmak; en azından duyarlı olmaktır.
Bazen kendimde "şüphe duyma" duygusu baş gösteriyor; acaba "ben de bir manyaklık var mı" diye; ancak düşünüyorum, taşınıyorum olmadığı kanaatine varıyorum. Çünkü duyarlı olmalıyız, olmak zorundayız! Eğer, toplumumuzun yaşadığı her türlü sorun bizi rahatsız etmiyorsa, işte o zaman biz de bir sorun var, demektir.
Bugün insanımız özellikle de çocuklarımız sigaranın, alkolün, uyuşturucunun hiç olmadığı kadar tehdidi altındadır.
-Öyle değil mi?
Sigara kullanma yaşı 11'lere kadar düşmüş; alkol kullanımı sıradanlaşmış; uyuşturucu araçları çeşitlenmiş ve uyuşturucuya ulaşmak kolaylaşmıştır.
Bunlarla mücadele etmek için toplumun tüm fertleri ve kurumları bu mücadelenin içinde bir şekilde bulunmalı; en azından duyarlı olmalıdır. Her şeyi devlete yükleme kolaylığından vazgeçmeliyiz.
Bu mücadelenin en etkin yapıldığı yer okullarımız olması gerekirken maalesef, "Yeşilay Haftası" nda okullarımızda bazı etkinlikler yapılsa da çok da etkili olduğu söylenemez. Sembolik olmaktan öteye fazla bir katkısı da yoktur. Okullarımız çocuklarımızı sınava hazırlamaktan başka işlere fazlaca zaman ayıramamaktadır.
-Varsa yoksa sınav sınav!...
Bırakınız bir haftayı; alkol, uyuşturucu, kumar ve sigara ile mücadele her alanda her türlü araçla sürekli yapılmalıdır.
"Yeşilay Haftası"nın olduğu, Mart Ayının ilk haftası, aşağı yukarı bütün televizyon kanallarını takip ederim. Hemen hemen birkaç kanalın dışında bu konuya değinene pek rastlamadım.
Sıradan bir lig maçını bütün televizyonlarda koca koca adamlar, gece yarılarına kadar anlatırlarda anlatırlar, tartışırlarda tartışırlar…
– Yok efendim… ofsayttı, fauldü, değildi…vs
– Yazık, çok yazık!
Gençlik alkolün, kumarın, uyuşturucunun, sigaranın pençesine düşmüş doğru dürüst konuşan, tartışan, program yapan yok.
Konuşanlara da belli kesimler; "hayat tarzımıza, özgürlümüze karışıyorlar" diye basıyorlar feryadı!
İçkinin, uyuşturucunun, sigaranın günah olup olmadığına inanmak veya inanmamak kişinin kendi tercihi olup buna karışacak halimiz yok; ancak, hiçbir aklı selim insan çocuğunun içki, sigara ve uyuşturucu kullanmasını istemez.
-Varsa da ben görmedim, bilmiyorum!
Bir anne ve babanın çocuğuna zarar gelmesini istemesi, insan aklı sınırları içerisinde düşünülemez. Eğer, bir ana baba çocuğunun bu zararlı alışkanlıkları yapmasını istiyorsa, benim diyecek bir şeyim olamaz.
-Cinayetlerin yüzde 85'nin,
-Tecavüzlerin yüzde 50'sinin,
-Şiddet olaylarının yüzde 50'sinin,
-Ölümcül trafik kazalarının yüzde 65'nin,
-Aile içi kavga ve geçimsizliklerin yüzde 70'nin,
-Sonradan olan akıl hastalıklarının yüzde 60'nın büyük oranda müsebbibinin alkol olduğu, araştırmalarda ortaya konulurken; sigaranın, uyuşturucunun korkunç zararları herkes tarafından bilinen, inkar edilemez bir gerçekken ben ne diyeyim; siz ne diyebilirsiniz!
Öyle sigaralar görüyorum ki, sigara değil de sanki çikolata! Çeşit çeşit ilgi çekici, özendirici sigaralar üretilmektedir. Bunlara karşı, devlet gerekli tedbirleri almalıdır.
İçimi acıtan bu duygularla "Yeşilay Haftası"na dikkat çekmek için karınca kararınca ne yapabilirim düşüncesi içindeydim. Tam bu sırada Galatasaray- Trabzon maçında Salih DURSUN'un hakeme kırmızı kart göstermesi olayı aklıma geldi. Ben de fırsat bu fırsat dedim;
"Ali Dutal Tüm Türkiye'ye Yeşil Kart Gösterdi" diye onlarca paylaşım sitesinde bir fotoğraf paylaştım. Sosyal medyadaki paylaşımların dışında kendi çapımda bazı girişimlerde de bulundum. Aslında "ÇÖLE YEŞİL ÇALDIM" ama tutmadı.
Nasrettin Hoca Hazretlerinin Akşehir Gölüne yoğurt çalması yani mayalaması nasıl tutmadıysa benim de "Çöle Yeşil Çalma" eylemi de tutmadı.
Bizim memlekette yoğurt mayalamaya "Süte Yoğurt Çaldım" derlerdi. Buradaki "çalma" ifadesi "mayalama" nın karşılığıdır.
Her neyse, "Çöle Yeşil Çalma" tutmasa da yine de çöle bir ağaç dikmek bile bir şeydir.
Selam ve saygı ile…sürç-i lisan ettiysek affola!
ALİ DUTAL
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.