Recent Comments

Kalaycı; Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı


​İŞYERİ BAZLI BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ GELİYOR

Bireysel emeklilik sistemiyle ilgili olarak iş yeri bazlı emeklilik planını içeren ve önemli tutarda devlet katkısı öngören yeni bir düzenleme yapılmaktadır. Bireysel emeklilik sisteminin karşılaştığı zorlukları giderecek tedbirler uzun yıllar alınmamıştır. Nihayet 2013 yılında uygulamaya giren devlet katkı payı öngören düzenlemeler, bireysel emeklilik sistemine bir ivme kazandırmıştır. Ancak emeklilik fonlarının millî gelir içindeki payı sınırlı kalmaya devam etmektedir. MHP olarak bireysel emeklilik sisteminin ekonomiye layıkıyla dâhil edilmesini önemli görmekle birlikte yapılan düzenlemeye yönelik eleştirilerimiz bulunmaktadır.

45 YAŞ ALTI ÇALIŞANLAR, EMEKLİLİK PLANINA DÂHİL EDİLECEK
Tasarıyla; 45 yaşını doldurmamış çalışanların otomatik olarak bir emeklilik planına dâhil edilmesi ve prime esas kazancının yüzde 3'ü tutarında katkı payı ödemesi, çalışan adına devlet katkısı sağlanması, çalışanın iki ay süreli cayma hakkını kullanmaması hâlinde, sisteme girişte bin lira ilave devlet katkısı sağlanması, ayrıca emeklilik hakkının kullanılması hâlinde, çalışana, birikiminin yüzde 5'i karşılığı ek devlet katkısı ödenmesi öngörülmektedir. Çalışanların hâlen zorunlu ve kamusal bir sosyal güvenlik sistemi, ayrıca gönüllü ve devlet katkılı bireysel emeklilik sistemi bulunmasına rağmen, 45 yaş altı çalışanlara yönelik böyle otomatik katılım öngören bir düzenlemeye gidilmesi mevcut şartlarda doğru değildir.

ÇALIŞANLAR, BİREYSEL EMEKLİLİK İÇİN NASIL PAY AYIRABİLECEK?

2017 Ocak ayına ilişkin ücret zamları bireysel emeklilik kesintisine gidecektir. Yani çalışanlar bir anlamda ocak ayında zam alamayacaktır. Çalışanların gelirleri zaten düşüktür. Ücret, bugün milyonlarca kişinin tek gelir kaynağıdır. Resmî verilere göre 5 milyonun üzerinde asgari ücretle çalışan bulunmaktadır. Milyonlarca kişi taşeron işçisi olarak düşük ücretle köle gibi çalıştırılmaktadır. Kamu çalışanları, özel sektör çalışanları geçinemiyor, asgari ücretli geçinemiyor, taşeron işçileri geçinemiyor. Aldıkları parayla nasıl geçinsinler ki? Dolayısıyla bir de bireysel emeklilik için nasıl pay ayırabileceklerdir?

ÇALIŞANLAR GEÇİMİNİ BORÇLA, KREDİLERLE SAĞLAYABİLİYOR

TÜRK-İŞ'in araştırmasına göre, 2016 Temmuz ayı itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.370 lira, yoksulluk sınırı 4.462 lira, bir kişinin geçim maliyeti 1.705 liradır. Diyanet İşleri Başkanlığımız da 2016 fitre miktarını 15 lira olarak açıklamıştır. Bir kişinin bir günlük asgari ihtiyacı karşılığı belirlenen fitre miktarı dört kişilik bir aileye göre hesaplandığında aylık 1.800 liraya denk gelmektedir. Bugün milyonlarca çalışan açlık sınırının altında ücret almaktadır. Çalışanların neredeyse tamamının ücreti yoksulluk sınırının altındadır. Çalışanlar şiddetli geçim sıkıntısı nedeniyle borç batağına girmiştir. Bankalar Birliğinin son açıkladığı Rapor'a göre tüketici kredisi kullanan kişilerin yüzde 65,6'sını ücretliler oluşturmaktadır. Dolayısıyla çalışanlar borçla, kredi kartlarıyla, tüketici kredileriyle geçimini ancak sağlayabilmektedir.

ÖNCELİKLE ÇALIŞANLARIN VERGİ YÜKÜ AZALTILMALI

Zaten çalışanlar üzerinde adaletsiz ve ağır vergi yükü bulunmaktadır. Çalışanların ücret ve aylıkları yıl içinde aydan aya giderek azalmaktadır. Asgari ücretlinin bile yıl içinde eline geçen ücreti düşmektedir. Nitekim, asgari ücretli bu yılın son üç ayında 1.230 lira ücret alacaktır. AKP Hükûmeti, çalışanların aldığı ücretle nasıl geçinebildiğini düşünmemektedir, umurunda bile değildir. Hükûmet, çalışanlara yeni yük getirmeden önce, asgari ücretin 70 lira azalmasının önüne geçecek düzenlemeyi yapmalıdır. Ayrıca, çalışanların vergi yükü de azaltılmalıdır.

TAŞERON İŞÇİLERİNE VERİLEN SÖZLER NİYE TUTULMUYOR?

Taşeron işçilik çalışma hayatının en temel sorunudur. Kamuda çalışan taşeron işçilere kadro verileceği sözlerine ve Başbakan tarafından tüm taşeron işçilerine müjde verilmesine karşın bugüne kadar hiçbir şey yapılmamıştır. O nedenle, Hükûmet, öncelikle taşeron işçilerine verdiği sözleri yerine getirmelidir.

VATANDAŞIN GELİRİNİ ARTIRACAK ÖNLEMLER ALINMALI

Tasarrufları artırmak Türk ekonomisinin çözümlenmesi gereken en önemli sorunu konumundadır. 57'nci Hükûmet döneminde gerçekleştirilen yapısal reformları devam ettirmeyen AKP hükûmetleri tasarrufların hızla düşmesini yıllarca seyretmiş, uyarılara hep kulak tıkamıştır. Şimdi de, Hükûmet yurt içi tasarrufların artırılması gibi önemli ve yapısal bir konuyu sadece bireysel emeklilik sistemi üzerinden çözmek isteme gibi bir yanlış içerisindedir. Oysa tasarrufları artırma bunun çok ötesinde ve derin bir konudur. Tasarrufu artırmak için öncelikle üretimi artıracak, vatandaşın gelirini artıracak önlemlerin alınması gerekmektedir.

RANT EKONOMİSİNDEN ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇİLMELİ

Yurt içi tasarruflar, verimlilik ve rekabet gücü artışından bağımsız düşünülemez. Bu noktada, ekonominin verimlilik artışı sağlayacak sermaye yoğun üretime geçmesi ve rekabet gücü oluşturacak yüksek katma değerli üretime yönelmesi zorunludur. Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözecek ve vatandaşlarımızın refah seviyesini artıracak, borç sarmalından kurtaracak program ve projeler acilen uygulamaya konulmalıdır. Bir an önce de rant ekonomisinden yatırım, üretim ve istihdamı sürekli artırmayı öngören üretim ekonomisine geçilmelidir.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.