.jpg)
Liyakat layık olmaktır, işi ehline vermektir. Ülkemizde pekte işlemeyen bir sistemdir bu, dayın varsa bir yerlerde liyakatine bakılmaz, okuduğun okullar, çürüttüğün dirsekler, yaladığın mürekkepler işe yaramaz. Bazen okumuş olmakta liyakat için yeterli değildir. O işi sevmek gereğini en iyi şekilde yapabilmek için idealistte olmak gerekir. Ülkemizde yıllar önce işe başlamalar nasıl olurdu bir hatırlayalım. O meşhur dayınız varsa bir yerlerde hamili kart yakınımdır usulüyle istediğin yerde işe başlardın. Beğenmedin mi hemen dayın araya girer bizim yeğeni falanca kuruma aktarıverin demesiyle işin hallolurdu. daha sonra KPSS çıktı ve artık herkes eşit bir sınava girecek, aldığı puana göre yerleşecekti. Teorik olarak güzel görünse de biz bir şekilde bunu da deldik ve araya mülakat v.s gibi bahaneler koyarak yine o meşhur dayılarımızı devreye sokmayı başardık.
Yine de bir çok kurumda KPSS sistemi tam uygulandı ve hak eden hak ettiği yere girdi ve giriyor. Ancak soruların çalındığı ve birilerine peşkeş çekildiği haberleri ortalığı karıştırdı. Önceleri çok üstüne gidilmese de son olaylarda her şey ortaya çıktı ve şimdi tek tek tespit edilip işlerine son veriliyor. Hiç birine acımıyorum, çünkü yüz binlerce kişi senelerce emek verip sınavlarda ter döküp hiçbir yere yerleşemezken, bu efendiler çalıntı sorularla bey gibi yaşadılar. Hepimizin hakkını yediler ve bundan da hiç rahatsızlık duymadılar. Bir tanesi bile çıkıp "biz nasıl Müslümanlarız kardeşim milyonlarca insanın hakkını yiyoruz" demedi… Diyemezdi çünkü kendi çıkarı vardı işin ucunda ve soruların çalıntı olması umurlarında değildi. Bir de kolunu kaptırmak vardı, artık onlar ne derse onu yapmak zorundaydı çünkü minnet duyuyordu.
Hak etmediğin bir nimeti hak etmediğin bir şekilde elde etmişsen sana bu imkanı verenlere de kul köle olacaksın demektir. Otur dediklerinde oturup kalk dediklerinde de kalacaksın demektir. Birilerinin torpiliyle tavsiyesiyle liyakatine bakılmadan bir yerlere gelmişsen, onların söylediği her şeye de evet diyeceksin. Oysa ki kendine güvenen kendi çabalarıyla kimseye arkasını dayamadan layık olduğu için o mevkiye gelen kişilerin kimseye minneti olmaz. Yanlışa bile doğru demek zorunda kalmaz, özgür iradesiyle vicdanıyla kendi kararını verebilir. Ancak seni oraya birileri getirmişse hem de hiç hak etmediğin halde oradaysan, o işi senden çok daha iyi ve layıkıyla yapacak binlerce kişinin dayısı arkası olmadığı için oraya gelememiş insanlar varken sen oradaysan, birilerinin seni aşağılamasına, tehdit etmesine, hakaret etmesine de boyun eğersin. İlk koltuğunun sallanması riskinde de nasıl yalakalık yapacağını şaşırır, panikler daha da çok düşürürsün kendini…
Liyakatine bakılmadan dayı usulüyle birilerini bir yerlere yerleştirenler benim gözümde vatan hainidir. Çünkü bu ülkeye en büyük zararı onlar veriyorlar ve ülkemiz yıllardır ne çektiyse bu liyakatsizliklerden çekmiştir. Bizim oğlan bizim kız, bizim memleketli bizim cemaatten bizim partiden gibi bir çok guruplaşmalar sonucunda iş bilmezlerin en iyi makamlara oturtulması vatana ihanet değil de nedir?
"İşi ehline verin" diyen Peygamberimize inat," vatanını en çok seven işini en iyi yapandır" diyen Atatürk'e inat biz hala bizim oğlan bizim kız diyerek yürütüyorsak işlerimizi, daha büyük ülke olmak için kırk fırın ekmek yememiz lazım demektir. Şimdi herkes ben işimi iyi yapıyorum diyordur eminim ama madem öyle niye böyle bu memleket?
Filiz Kılınçel
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
