.jpg)
Bozkır'da araba kullanabilen her yerde araba kullanır diye düşünüyorum. Kuralsızlığın kural olduğu yer çünkü Bozkır. İnsandan çok arabanın olması, park alanlarının olmaması, iki dakika işim var hemen geliyorumcuların rast gele park ettikleri araçlar, kendi hayatına kastettiği yetmezmiş gibi herkesin hayatına da kasteden acemi sürücüler, genç motosiklet tutkunları falan birleşince zaten dar olan sokaklarda ulaşım felç oluyor. Akrobasi gösterisine katılmışız gibi akıl almaz manevralarla aradan sıyrılıp ulaşmaya çalışıyoruz hedefimize… Kimsenin kimseye saygısının kalmadığını, sabırsızlıklarımızı da ekledik mi işte kaos… Herkes sanki öfkesini atmak için binmiş araçlara, en ufak bir beklemede bile kornalar bağrışmalar ve dahası küfürleşmeler kavgalar… Hiçbir kavgada haksız olana rastlanmaz ki trafikte haksız olduğumuzu söyleyip özür dileyelim, herkes haklı, böyle olunca da kıyametler kopuyor…
Büyük köprünün önüne bir kavşak yapıldı ama ne çare, yine uyanık hemşerilerimiz bildiğini okumakta geri durmuyorlar. Belediye yönünden gelip sola dönecek olan araçlara bir dikkat edin, çok az araç göbeği dönme zahmetine katlanıyor. Abimiz kırıveriyor direksiyonu sola ve tabi trafik tıkanınca o da diğerleri gibi basıyor kornaya, hiç suçluluk duymadan hata bende demeden o da camdan kafayı uzatıp diğerlerine laf saydırıyor. Bir de en büyük problemimiz sinyal düğmesinin ne işe yaradığından habersiz olmamız. Pek çoğumuzda bu refleks hiç yok… Şunu da söyleyeyim, kendimize çokta haksızlık etmeyelim, bu yalnızca Bozkır'a özgü de değil, ülkemizde bir çok şoförde bu refleks yok, hatta kurallara uyma diye bir dertleri de yok.
Hafta sonu Konya'da kırmızı ışıkta bekliyoruz, yol boş ama beklemek zorundayız, hop yanı başımızdan bir kamyon hızla geçip gidiyor, ardından bir başka araç hem de son hız gaza basıp geçip gidiyor. Arabanın içindekilerde sanki biz yanlış yapıyormuşuz gibi bakmıyorlar mı, insan kendini bir an kötü hissediyor. Aynı olay çevre yolunda kırmızı ışıkta da oluyor, yanımızdan hızla kırmızı ışıkta geçen araçtakilerin alaycı bakışları insanı çileden çıkartıyor. Kaç kez denk geldim, bir araç hızla geçiyor kırmızı ışıkta, bunu gören bir başka araçta basıyor gaza, sanırım diğer aracın içinden onlara bakanların baskısını hissediyorlar… Zaten ülkemizde maalesef kurallara uyanlarla hep dalga geçilmez mi, hımbıllıkla- korkaklıkla suçlanılmazlar mı? İşte aynı şey trafikte de geçerli oluyor. Ancak yine maalesef her şey o bir anlık zamanda oluveriyor ve geri dönüşü de yok. Kendi canından ziyade başkalarının canına kastedenler binlerce kez kırmızı ışıkta geçmişlerdir bir şey olmamıştır ama bir kez olunca da gidenler geri gelmiyor.
Madem trafik dedik o zaman İlçemizin en tehlikeli kavşağına da bir an önce bir çözüm bulunmasını yetkililerden rica edelim. Üniversiteye giden yol ayrımında büyük bir kaos yaşanıyor. Çizgilerle belirlenmesine rağmen insanlar hâlâ hangisinin ana yol olduğunu tartışıyorlar. Buna yapacak bir şey yok, ancak ışıklardan dönüp şehre giren bir araç hızla yol alırken hastane yolundan gelen ve yolun kendisinin olduğunu zanneden sürücü salıyor kendini ana yola, kesişme noktasına bir göbek konulsa da çok işe yaramıyor ve sürekli firen sesleri ve Allahtan küçük maddi hasarlı kazalarla atlatılıyor. Tam o kavşağa bir başka çözüm bulunulabilir mi diye mühendislerin bir bakmasında fayda var diye düşünüyorum. Büyük çaplı bir kaza olmadan bir çare bulunursa kurallara uyan sürücülerde rahat ederler. Çünkü bu kuralsız sürücülerden en çok kurallara uyanlar rahatsız oluyor ve mağdur oluyorlar.
İşin özü şu ki, sadece trafikte değil hayatımızın tüm alanlarında birbirimize ve kurallara saygılı olsak hepimizin hayatı daha kolay ve daha yaşanılabilir olacak… Hayal etmesi bile güzel…
Filiz Kılınçel
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
