Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili hemşehrimiz Mustafa KALAYCI'nın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı 2017 Yılı Bütçelerinin görüşmelerinde, "KOP Projesi ve Bölgesel Kalkınma" hakkında gündeme getirdiği konular sunlardır;
KONYA OVASI "SU" DİYOR
Konya Ovası "su" diyor. Suyumuz tükeniyor. Ülkemizde kuraklık sorununu her geçen yıl artarak yaşayan yer Konya Ovası. Ülkemizin tahıl ambarı olan Konya'da, yine geçen yıl kurak geçmesi nedeniyle tarımsal üretim olumsuz etkilenmiş, yeterli yağış alamadığından, özellikle hububat rekoltesinde yarı yarıya düşüş olmuştur.
Mavi Tünel'le su ihtiyacının karşılanacağı algısı oluşturuluyor. Sunumunuzda "2019'da KOP Projesi bitiyor.", "Konya Ovası suya doyuyor." dediniz. Doğru değil Sayın Bakanım. Mavi Tünel'den aktarılması planlanan su 414 milyon m3. Bunun da 100 milyon m'ü Konya şehir merkezinin içme suyu olarak getiriliyor. Konya Ovası'nın su ihtiyacına baktığımız zaman mavi tünelden gelecek su 10'da 1'i bile değil. Ayrıca KOP Projesi 2019'da bitmiyor. KOP Projesi, bölgesel kalkınma projesidir. İlçelerimizin, köylerimizin, kasabalarımızın kalkınması için yıllarca sürecek.
SU OLMADAN TARIM OLMAZ,
Hükûmetimiz su kullanımını yasaklayarak bu sorunu halletmek istiyor. Su kotası uygulayarak çiftçinin kullandığı su miktarının en fazla üçte 1'ini vermeyi planlıyor. Bitkisel üretim düşecekmiş, Konyalı çiftçi perişan olacakmış, 4 adet şeker fabrikamız var. Bunlar ne olacak? düşünülmüyor. Konyalı çiftçiyi kara kara düşündüren kuyulara sayaç takma zorunluluğu kaldırılmalı ve suya kota uygulamaktan vazgeçilmeli. Bakanlar Kurulu kararıyla hep ertelediniz. En son mayıs ayında yine iki yıl daha ertelendi. Şu anda kuyuların yüzde 5 ancak sayaç taktı. Çiftçimiz çıkardığınız kanunları aslında hiç de önemsemiyor. Ne yapsın canını mı alacaksınız?
DSİ'nin eylem planına göre, dekar başına şahıs kuyularında 200 ton; kooperatif sahalarında 350 ton su verilmesi söz konusu. Bunun yansımasını söyleyeyim; Çiftçimiz tarlasının buğdayda yüzde 40'ını, ayçiçeği ve fasulyede yüzde 35'ini, pancar ve mısırda yüzde 30'unu, yoncada yüzde 20'sini ekebilecek, Geri kalanını nadasa bırakacak. Herkes de kabul ediyor ki Konya Ovası Türkiye tarımının kalbi. Su kotası burada üretimi yüzde 75'e varan oranda düşürecek. Ne yapacaksınız? İthalat mı? Su olmadan tarım olmaz. Konya Ovası'nda çiftçimizin geçimi tarımla. Tarımdan başka bir şey yapma imkânı yok, vatandaşımızın başka alternatifi yok.
SU İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN "YENİ MAVİ TÜNELLER" LAZIM
Konya Ovası'na dış havzalardan su getirecek yeni projelere şiddetle ihtiyaç var. KOP İdaresi Kızılırmak suyunun Kulu ve Cihanbeyli'ye getirilmesi için rapor hazırlamış ama Hükûmet dikkate almamıştır.
Mavi Tünel muhteşem proje ama Konya Ovası'nın su ihtiyacını karşılamak için yeni mavi tüneller lazım. Toroslar'da hâlen değerlendirebilecek imkânlar var. Fırat Karasu'dan, Kızılırmak'tan, Sakarya'dan Ermenek Barajı'ndan, Manavgat Çayı'ndan su getirmenin yollarını bulmalıyız, ovanın su ihtiyacını karşılamalıyız.
Hükûmet, kuyulara sayaç taktırma ve suya kota koyma yerine, öncelikle,
ü Konya Ovası'na su getirmek için yeni projeleri uygulamaya koymalı,
ü Arazi toplulaştırmasını hızla bitirmeli,
ü Sulama şebekelerini tümüyle kapalı sisteme dönüştürmeli,
ü Modern sulama sistemlerine her yerde geçilmesi için ilave tedbirler almalıdır.
Bunlar yapıldığı zaman suda önemli bir tasarruf söz konusu olacak, birçok kuyu da devre dışı kalacak. Bunu mutlaka dikkate almamız lazım.
KOOPERATİFLERDEN HAKSIZ YERE FAZLADAN PARA İSTENİYOR
Sulama altyapı yatırımları ile ilgili olarak sulama kooperatifleri, özel idare ve DSİ arasında Konya'da 2011 yılında protokol yapıldı. Yatırım bedelinin önceden sulama tesisi olanlar için yüzde 50'sinin kooperatifler, yüzde 50'sinin özel idare; sulama tesisi olmayanlar için yüzde 75'inin özel idare, yüzde 25'inin sulama kooperatiflerince ödenmesi öngörüldü. Ama 2014 yılında Büyükşehir Yasası çıkınca özel iradelerin yetki ve sorumlulukları büyükşehirlere devroldu. Şimdi, DSİ Genel Müdürlüğümüz yapılan yatırım bedellerinin tamamını kooperatiflerden istiyor. Bu kooperatiflerin altından kalkabileceği bir şey değildir.
Aslında Büyükşehir Yasasıyla özel idarenin her türlü borç, alacak yükümlülükleri büyükşehre geçmiş olması lazım ama DSİ büyükşehirden alamıyor, kooperatiflerle bu işi çözmeye çalışıyor. Şu anda mahkemeye gidiyor kooperatiflerimiz. Ortada bir protokol var, onların istediği protokolün uygulanması, protokoldeki kendi taahhütlerini ödeme konusunda bir sıkıntıları yok.
İLÇELERİMİZ KAN KAYBEDİYOR, İNSANIMIZ ŞEHİRLERE GÖÇÜYOR
Kalkınma Bakanlığının önemli görevlerinden birisi bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması için politikalar geliştirmek, strateji ve eylem planları hazırlamak, bunları takip etmek, koordine etmektir. Sunumunuzda da şöyle bir ifadeniz var: "Bölgesel gelişme politikalarındaki vizyonumuz daha dengeli ve topyekûn kalkınmadır." Gerçekten, bugün baktığımız zaman öyle mi?
Gerçeklere baktığımız zaman köylerimizin, beldelerimizin, ilçelerimizin durumunun içler acısı olduğunu, insanımızın göç etmek zorunda kaldığını görüyoruz.
Türkiye'nin toplam nüfusu 2007'den 2015'e kadar, sekiz yılda yüzde 11,5 artmış. Konya'nınkine bakıyorum yüzde 8 artmış. Zaten Konya daha önce en büyük 4'üncü ilimiz iken 7'nciliğe kadar geriledi. İlçelerimiz bazında baktığımız zaman durum çok vahim. Bizim Konya merkez dışında 28 ilçemiz var. Nüfuslarına bakıyorum, yüzde 25, yüzde 30, yüzde 24; sekiz yılda azalma var. Sırasıyla hemen birkaç ilçeyi söyleyeyim: Ahırlı, Bozkır, Derebucak, Derbent, Doğanhisar, Hadim, Taşkent, Yunak; yüzde 20'nin üzerinde düşüş var buralarda. "Son yıllarda bunda iyileşme var mı?" diye bakınca, sadece 2015 yılına bakıyorum, yine aynı bir yılda yüzde 3, yüzde 4 hatta Derebucak'ta yüzde 6,39 nüfusta düşme var.
BÖLGEDEN BAKAN, BAŞBAKAN ÇIKTI AMA KÖTÜYE GİDİŞ DÜZELMEDİ
KOP bölgesinde yer alan Karaman'da da tablo maalesef aynı. Bakıyorum, Ayrancı'da yüzde 19 düşüş var, Başyayla'da yüzde 32, Sarıveliler'de yüzde 18, Ermenek'te yüzde 5 düşüş var nüfusta. İnsanımız göçüyor. Bölge iki evladını Bakan ve Başbakan yaptı ama, maalesef, sonuç değişmedi. Torosların evladı diye propagandalar da yapıldı, Toroslardaki kötüye gidiş maalesef düzeltilemedi.
İddia ediyorum Türkiye'nin en geri kalmış bölgesi Toroslar. Ama hiçbir zaman devletine karşı laf etmez, devletine bağlıdır bizim insanımız, asla hainlik yapmaz. Vatanı için gerekirse canını verir ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün meşhur sözü var: "Gidip Toros Dağlarına bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tutuyorsa şunu çok iyi bilin ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez." Ama uyguladığınız politikalarla Toroslarda korkarım ki çadır da kalmayacak, duman da kalmayacak.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
26. Dönem 2. Yasama Yılı
18 Kasım 2016 Salı
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sayın Kalaycı'nın bir sorusu KOP'a tahsis edilen ödeneğin diğer bölgelere göre daha az olduğu yönünde. Kişi başına baktığımızda, aslında Sayın Kalaycı'nın ifade ettiği gibi değil. Şöyle ifade edeyim: GAP bölgesinde kişi başına 3.236 TL ödenek tahsis edilmiş, DAP bölgesine 3.543 lira, DOKAP bölgesinde 2.655 lira, KOP bölgesinde ise 3.217 lira. Dolayısıyla…
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yüzölçümü?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tabii, yüzölçümünü dikkate aldığımızda, kişi başı nüfusu dikkate aldığımızda aşağı yukarı aynı, çok uzak değil birbirinden ama yüzölçümünü dikkate aldığınızda bu oran elbette az. Ama şunu söyleyeyim Sayın Kalaycı: KOP Eylem Planı'nı, DAP, DOKAP eylem planlarını revize edeceğiz, yeni iller dâhil edildi, bu eylem planına inşallah bu dönemde yeni projeleri alacağız ve önümüzdeki sene inşallah yüzümüz ak bir şekilde bu oranı da yükseltilmiş şekilde sizin huzurunuza inşallah geliriz diye düşünüyorum."