Ali Dutal
Yüzde doksanının kendini Müslüman olarak tanımladığı toplumumuzun sosyal ve ekonomik yaşamında İslami yansımaların zayıfladığını her geçen gün belirgin düzeyde görmekteyiz. Bu olumsuz hatta vahim durumun bir çok nedeni olmakla birlikte "Karma Eğitim" sisteminin sürecin hızlı ilerlemesinde çok etkin olduğunu düşünüyorum. İşte bu sebeple "Karma Eğitim" eksenli bir değerlendirme yapacağım.
Değerlendirmelerim biraz ağır gelebilir; ancak, amacım hiçbir şekilde bireysel ve kurumsal polemiğe girmek değil; yaşadığımız İslami yozlaşmaya ve sebeplerine dikkat çekmek; en önemlisi bir Müslüman olarak Hz. Allah'a(cc) olan sorumluluğum nispetinde vazifemi yerine getirmeye çalışmaktır. Hepimiz sorumluyuz ve sorumluluğu bir yerlere havale etmekle sorumluluktan kurtulamayız.
Karma eğitimi içinde bulunduğum inanç çerçevesi içinde değerlendirmekle birlikte Batılı eğitimcilerin "Karma Eğitim"e ilişkin tespitlerine de yer vereceğim. Gerçi, aksini iddia etseler de İslam ne diyorsa benim için doğru olan odur.
Batılı eğitimcilere göre, karma eğitim; "yüz yılın en büyük pedagojik yanlışı", "pedagojik ham ölü" olarak nitelendirilmektedir.
ABD'li Psikolog Prof. Simon Baron Cohen, kız ve erkeklerin yaratılışının farklılığıyla ilgili;
"Daha ilk günden farklı. Kadın ve erkek dünyaya farklı beyinlerle geliyor. Erkeklerin beyni, dünyayı sistematik olarak algılıyor. Buna karşılık kadın beyni duyarlılık ve empati yapacak şekilde yaratılmıştır," açıklaması getirerek karma eğitimin yanlışlığını ortaya koymaktadır.
New York Harlem'de, 2003 yılında yapılan bir araştırmaya göre; ergenlik çağındaki kızların hamile kalma oranı, sadece kızların okuduğu okullarda 40'ta bir iken, karma okullarda 3'te birdir.
– Tam, 14 kat fazla!. Düşündürücü değil mi?
Araştırmaları önemseyen ABD yönetimi; kız ve erkekler için ayrı okul açılmasını teşvik ediyor ve kısa sürede kız ve erkek okulları, normalin çok üzerinde çoğalıyor.
Almanya ve Amerika'da yapılan araştırmalar; karma eğitimin erkeklere ve özellikle de kızlara zarar verdiği, karma sınıflarda kızların yeteneklerini tam olarak geliştiremedikleri, ortaya konulmaktadır.
Dr. Birgit Palzkill, "Okullarda Cinsel Tacizin Önlenmesi" isimli makalesinde; "cinsel tacizin her şeyden önce okulda meydana geldiğini" vurguluyor.
Okullarda yapılan araştırmalar; cinsel tacizlerin sanıldığından çok ve görmezden gelinemeyecek kadar önemli olduğu vurgusu yapılmaktadır.
"Karma Eğitim" İslami yaşama vurulan darbelerin başında gelmektedir. İslam'ın kadın ve erkek ilişkilerine koyduğu sınırları ortadan kaldırarak gerek normal yaşamda gerekse iş hayatında olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Özellikle kadının iş hayatına aktif olarak katılımı erkek aleyhine dengeleri bozmuştur. Çok fazla uzatmadan, bugün itibariyle İslam'dan uzaklaşmış ve felaketin eşiğinde tam kıyamet alametlerinin yaşandığı bir dönemi yoğun olarak yaşamaktayız.
İçki, zina, uyuşturucu, cinayetler gibi büyük günahlar tonla; sosyal yaşam çığırından çıkmış, boşanmalar çok çok artmıştır. Şu salonlardaki Müslüman ailelerin düğünlerine bir bakınız. İnanın utanıyorum. Bir türlü kafam almıyor; düğünlere açık saçık gelmek zorunluymuş gibi; hele kadın erkek birlikte oynamaları, başı açık veya kapalı…anlatmaktan bile haya ediyorum. Bitmişiz, vesselam!!!
Allah (cc) yardımcımız olsun; sanki, ölüm yok, ahret yok, hesap yok! Var, hem de kaçış yok! Gelin aklımızı başımıza alalım, ateşte yanmak zor hele hele ebedi yanmak, düşüncesi bile insanın aklını oynatır!
Umutsuzum, umudu yitirdim; ancak, yine de Yüce Allah'tan(cc) ümit kesilmez; hiç zaman kaybedilmeden bireysel ve kurumsal yapılması gerekenleri hiçbir etki altında kalmadan yapalım. Başta hükümet edenler olmak üzere bu sürecin buraya gelmesinde dahli bulunanlar bu durumun bertaraf edilmesi için daha fazlasını yapmalısınız ki geleceğimize umutla bakabilelim.
Biz sekiz yıllık zorunlu eğitime karşıyken liseleri üç yıldan dört yıla çıkardınız; yetmedi zorunlu eğitimi on iki yıla çıkardınız; yetmedi üniversiteleri çoğalttınız; yetmedi küçücük ilçelere bile meslek yüksek okulları açtınız. İyi mi oldu, kız erkek bir arada…ilçelerin sosyal dokusu bozuldu.
Herkese samimi olarak soruyorum; her kademedeki okullarımız çocuklarımıza milli ve manevi yönden ne kazandırıyor? Cevabı olan söylesin. Bana göre, hiçbir şey kazandırmadığı gibi çok şeyler götürmektedir.
Bu kadar olumsuz gidişe rağmen sizden ne haber Diyanet İşleri Başkanlığımızın müftüleri, vaazları, imamları, hocaları! Size söyleyecek söz bulamıyorum ve de söylemekten hicap duyuyorum. Kur'an Kurslarımızdaki genç kursiyerlerimizin sayısı ne durumda, kursiyerlerimiz ablalardan, teyzelerden, nenelerden mi oluşmakta? Bunun nedenleri nedir, düşündünüz mü?
-Mutlaka düşündünüz, düşündüğünüzü dile getirdiniz mi?
-Karma eğitimin ve karma iş yerlerinde çalışma ile ilgili değerlendirmelerinizi, İslam'ın hükümlerini ilgili kurumlar nezdinde dile getirdiniz mi?
Yanlış anlaşılmasın, kızlar cahil kalsın demiyorum; tam tersi cahil bırakılmasın; usulü dairesince eğitim öğretim alsın yine İslam'ın izin verdiği ölçüler içinde çalışsın; benim karşı olduğum karma eğitim ve karma iş alanları.
Bu görüşümden dolayı bana gerici, yobaz diyenler olabilir; ben yobaz ve gerici değil oldukça ilerici hatta ötelerin ötesini anlayan birisi olduğumu düşünüyorum. Kaldı ki benim düşüncelerim önemli de değil; ben doğruda yanlışta düşünebilirim; esas olan bu hususlara İslam'ın nasıl baktığı ve kendini Müslüman olarak tanımlayanların İslam'ın hükümlerine ne derce uyup uymadığıdır.
Ben onu bunu bilmem bu iş çığırından çıkmıştır. Sosyal medyada gördüğüm tasavvuf ehli insanların kızlarının mezuniyet törenlerindeki paylaştıkları fotoğraflara çok üzülüyorum. Tasavvuf, tarikat ehli insanların kızlarını karma okullara göndermelerini yadırgıyorum. Diyeceksiniz ki erkekleri göndermelerine neden bir şey söylemiyorsun. Elbette ki erkekte aynı konumda ancak, erkekler evin geçiminden sorumlu olduğu için zaruret hasıl oluyor. Bu yıl bizim grubun aday değerlendirmesinde bulunan 79 aday öğretmenin 20'si erkek 59'u kız; yani yüzde 25 erkek yüzde 75'i kız. Erkek kız oranı her geçen dönem erkekler aleyhine değişmektedir.
Başta hükümet olmak üzere duyarlı tüm birey ve Sivil Toplum Örgütleri, sendikalar karma eğitime son verilmesi, gereksiz üniversite ve bölüm açılması yönünde kısıtlamalara gidilmesi için çalışmalar yapmalıdırlar. İslami hayatın tüm hayatımıza daha fazla yansıması için herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır.
Sonuç olarak; Müslüman kardeşim bu hususlarla ilgili araştır, incele ve kendini sorgula; sonucuna göre bana ister kız ister kızma; sürç-i lisan ettiysem affola demeyeceğim; çünkü, af dileyecek bir şey söylemedim, sadece Müslüman olarak küçükte olsa bir uyarı yaptım.
Yüce Rabb'im her daim hepimizin yardımcısı olsun, İslam dışı her türlü söz ve halden muhafaza etsin.