Ali Dutal
Bazı şeyler var ki, neden yapıldığının bir türlü mantığını bulamaz; düşünür; düşündükçe de kahrolursunuz! İşte benim de kahrolduğum bir türlü mantığını bulamadığım saçmalıklardan birisi de "Müslümanın Yılbaşı Kutlaması" dır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptırdığı geniş kapsamlı bir araştırmaya göre; ülkemiz insanının yüzde 99,2'si kendini Müslüman olarak tanımlamaktadır.
-Yüzde 99,2'sinin kendini Müslüman olarak tanımladığı bir ülkede niye "Yılbaşı" kutlanır, niye bu kadar günah işlenir?
İslam Alimlerine göre; "Yılbaşı" kutlamanın iman ve itikada olan zararları o kadar büyük iken yılbaşı eğlence programlarının reklamlarını her yerde görmekteyiz.
-Ya, Allah'tan korkmuyorsunuz kuldan bari utanın!
Ülkemiz İslam düşmanı güçlere ve yerli işbirlikçileri adi uşaklara karşı savaş halindeyken, ocaklara ateş düşmüş hüzün kol gezerken, siz emperyalizmin empoze ettiği "Yılbaşı" gecesini kutlayıp vur patlasın çal oynasın eğleneceksiniz!
Sakın ha masumane sebepler ileri sürerek "ne var bunda, insanların eğlenmesi seni niye bu kadar rahatsız ediyor" demeyiniz! Bu durum çok mesuliyetli olup imani yönden ağır sonuçlara da yol açabilir. Kaldı ki, kutlanan Hz. İsa'nın (as) doğum günü ise biz Hıristiyanlardan daha fazla saygı duyarız. Bir peygamberin doğum gününde içki içilerek, zina edilerek günah işlenmez; Hz. Allah'ın(cc) hoşuna gidecek işler yapılır. Hangi din bu tür günahların işlenmesini kabul eder; hiçbir din etmez! Hepinizin bildiği bir hikaye vardır.
Karganın biri her gün kilisenin çanına pisliyormuş. Kilisenin papazı çanı temizlemekten iyice usanmış ve bir gün bir kap şarabı çanın yanına koyar. Şarabı gören karga dayamayıp içer; sarhoş olup sersemler, sızıp düşer. Kargayı yakalayan papaz:
-Ulan utanmaz karga! Hıristiyan olsaydın çana pislemezdin; Müslüman olsaydın şarap içmezdin sen ne pislik hayvansın, der.
Kim neyi nasıl anlar bilemem; ancak, hikaye böyle!
Hem büyük bir peygamberin doğum gününü kutlayacaksın hem de her türlü haltı yiyeceksin; hele hele bunu yapan bir de Müslüman olacak; çok değil azıcık düşünün!
-Olur mu böyle bir şey?
İmam-ı Rabbanî Hazretleri; "Hinduların bayram günlerine [ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyorlar; kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar; eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar; o geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar; bunlar hep şirktir, kâfirliktir" buyuruyor. (Mektubat 3/41,)
Denilebilir ki, biz yılbaşını yeni bir yılın başlangıcı olarak kutluyoruz Hıristiyanların bayramı olduğu için değil, niyetiyle kutlamakta doğru olmaz; çünkü, farkında olmadan yanlışa da düşülebilir; en güzeli uzak durmaktır. Eğleneceksen usulü dairesince günaha düşmeden eğlen; çoluk çocuğunla, dost, arkadaşlarınca bir araya gel; bunda bir sakınca elbette ki olmaz. Ancak, eğlenmenin de bir zamanı olur; komşuda cenaze varken senin eğlenmen doğru olur mu?
Yılbaşı programlarında sahne almayacağını beyan edebilecek vatanperver sanatçılar görebilecek miyiz bakalım; ben hiç sanmıyorum!
Ülkemizin her köşesine şehit cenazeleri giderken yılbaşı kutlamalarına itibar etmeyelim; yılbaşı gecesi televizyonlardaki eğlence programlarını izlemeyelim; o gece Müslümanların ve tüm insanlığın selameti için dua edelim.
Müslüman şuurlu olmalı; zararını karını; düşmanını dostunu iyi bilmeli; zararın neresinden dönülürse kardır.
-Müslüman Müslüman uyan artık uyan!!!
-Uyuduğun yetmedi mi?
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
Çelişkilerle dolu hepiniz safsınız şuursuzsunuz bir ben şuurluyum demeye getiren gereksiz bir yazı olmuş. Yazar önce bu bakış açısını bir değiştirmeli. Hutbeye çıkan hocalar da dahil olmak üzere bu konularda yazıp çizenler insanları fırçalayıcı hakir görücü bu uslubu artık bırakmalı.
YanıtlaSilNoel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık'ta kutlanır. Kutlamalar 24 Aralık'ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 6 Ocak'ı Noel olarak kutlarlar. Yani ülkemizde 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece insanların yeni yıl geldi diye evinde kuruyemiş meyve yeyip bir araya gelmesinin yukarıdaki tarihlerle alakası olmadığı halde bu insanlara sataşmanın, kafirlere benzemekle suçlamanın ne manası var? Bu hem insanlar üzerinde gereksiz bir psikolojik baskı oluşturur hem de sizi bu insanların gözünde itici hale getirir. Toplum namaz ibadet noktasında gevşek diye –ki bu yaradana olan borçtur yani kılmak ancak kılanın kişisel borcunu kapatır- her 5 vakit namaz kılan kendisini en Müslüman toplumu da şuursuz sürü zannediyor. Oysa asıl tehlike budur ve nefsine olan bu enaniyet insanı küçük şirke götürebilir.