diye cümleye başlasam " Hacı, sen hangi gezegende yaşıyorsun" diyeceksiniz..
Çünkü yok öyle bir dünya.. Şikayetçi miyiz, evet..
"Ne yapmamız gerekiyor" dersek, "bilmem, böyle gelmiş böyle gidecek" diyor adam..
Dünyanın gidişatı hiç de hoş değil.. Osmanlı sonrası bütün islam alemi karıştı/rıldı. Biz de oyuna geldik karışmaya devam ediyoruz. Yıllardır ne olacak bu ırak'ın hali dedik.. Ardından Libya , mısır, yemen suriye..
Bize ne canım onlardan diyemiyoruz. Hadi Müslümanlığımızı geçtik, insanlığımızdan utanmamız gerekirken, mülteci olarak gelenleri horladık.
"O kadar Suriyeli var, gitsin kendi ülkesinde savaşsın" diyor cami cemaatinden bi amca..
İyi de amca düşman bir değil ki, bir gün dost bildiğin ertesi gün diğer örgüte katılıyor diyorum..
Arap değil mi hakettiler, zamanında Osmanlıyı arkadan vurmayacaklardı diye cevap verdiğini zannediyor.
Yatsı namazının sünnetini kılıp kameti beklerken Suriyeli yirmili otuzlu yaşlarda bir genç ayağa kalkıp ağlayarak yardım istiyor.
Ben tam içimden "Allah bu acziyete kimseyi düşürmesin, kalabalığın içinde kocaman adamı ağlatmasın" diye geçirirken arka safta amcanın biri "Otur Lan Yirine, baş belaları" diyor. Delikanlı hıçkırıklar içinde, cemaat suskun.. Yanındaki ufak çocuk babasının gözyaşını siliyor.
Ve namaz bitip tesbihler çekiliyor.. Eller duaya kalkmış, herkes ne istiyor bilmiyorum ama kesinlikle huzur, bolluk bereket, aile saadeti, işin gücün rast gitmesini falan istiyorlardır.
Evet, üç aylar girdi. Rabbimizin "isteyin vereyim" dediği mübarek zamanlar.. Ama şunu isteyen var mı? "Allahım, islam coğrafyasını bir araya getir.. İslam kardeşliği ile bize huzurlu günler nasip et". Tam bunları düşünürken imam ellerini yüzüne götürüp velhamdülillah derken müezzin aşkla "amenerrasulu'ye başlıyor. Cemaat bir kısmı emekli maaşını, çok az bir kısmı okul derslerini (çok az diyorum çünkü camide genç yok) bir kısmı çocuklarının eksiği gediği, bir kısmı yarınki görüşmeleri, iş telaşını düşünürken Amenerrasulü ayetinden bir şey anlamıyor. Telefonumu çıkarıp hemen okunan ayetin manasını açıp müezzini takip ediyorum:
"Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır." dediler. Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kafir kavimlere karşı yardım et bize."
Kim anladı? hiç kimse..
Her akşam bu ritüel yapılıyor.. Ama hiç kimse son ayeti hayatına katmıyor..
"Amca" diyorum "son ayette ne diyor biliyor musun: Allahım! Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et!
Amca diyor ki, biz de aminn dedik.
İyi de amca kafirler topluluğuna karşı nasıl yardım gelecek bize, Bir aminle olacak iş mi? Hani diyorum ki kafirler; Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği gibi birçok topluluk oluşturmuşlar. Biz de o topluluklara karşı İslam Birliğini, İslam Natosunu, İslam birleşmiş milletlerini kursak olmaz mı?
Yiğenim! Kiminle kuracaksın, Araptan dost mu olur, İran zaten israilden tehlikeli.. Suriye Mısır malum..
Ama amca bu dediklerin hep Müslüman! Peygamberimiz, Ebu Cehil'in bile ayağına onlarca kez gitmişken bizden kim gidiyor onların ayağına? Cevap hazır:Biz niye gidecekmişiz, onlar gelsin ayağımıza, hem Amerika yaptırmaz ki"
Amca, Amerika diye bir put yapmış kafasına, kıramıyorum o putu ve bırakıyorum.
Sonra telefonu elime alıyorum, mesajlar gelmiş. "Tüm islam aleminin üç ayları mübarek olsun" Bakıyorum herkes aynı mesajı göndermiş..
Cevabımı sosyal medyadan (facebook/twitter/instagram) bilimum hikaye ve paylaşım özelliklerini kullanarak veriyorum:
Tüm islam alemi derken neyi kastediyorsun. Ben paramparça bir islam alemi görüyorum. Nerede tüm'lük.. Avrupa Birliğinin bile bir araya gelmesini" it iti ısırmaz" diyerek normal karşılarken "Müslüman Müslümanla bir araya gelmeli" sözünü kaale almayan Müslümanlarla bir arada yaşıyoruz.
Dolayısıyla inanmadığınız değerler üzerine konuşmak yersizdir.
Üç ayların mübarekliği kendi özelliği.. Biz bu özel zamanları ne kadar mübarek yaşadığımızdır aslolan.
Gelin hep birlikte, modern zamanların bize bulaştırdığı virüslerden kurtulmak için kendimize format atalım.
Nasıl mı? Kuranı Kerimle elbet. Bir hocamdan dinlemiştim. "İnsanı makinaya benzetirsek, onun kullanma kılavuzu da Kur'an'dır" demişti.
Kitabımızın indirilmeye başlandığı ramazan ayında nasıl olsa hatimler indirilecek.
Gelin biz öncesindeki iki ay boyunca Kuranı Kerim meal hatimi yapalım.
Kullanma kılavuzumuz bize neler aktarıyor bunu görelim. Hem kendimizi hem ahlakımızı ramazana hazırlayalım.
Kendimize çeki düzen vermediğimiz müddetçe Mübarek üç aylar bize kutsuz olacak.
Bize düşen Asr suresinde belirtilen hüsrandan kurtulmak için hakkı ve sabrı tavsiye etmektir. Sabırla hakk tarafında duralım ki üç ayların bereketi tüm insanlığa olsun. Her şeye rağmen peygamberimizin yaptığı şu duayı yapalım: Allahım, recep ve şabanı bize mübarek eyle ve bizi ramazana ulaştır.
Çokça amiin..
Ali BAŞAR
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.