.jpg)
Türkiye'nin yeni bir sistemle mi yoksa şuandaki mevcut sistemle mi yönetileceğinin kararının verileceği referandum seçimine millet olarak hep birlikte adım adım yaklaşıyoruz. Evetci siyasetçiler ile Hayırcı siyasetçiler saha çalışmaları yaparak yeni anayasa değişikliğini millete anlatarak onlardan destek istiyorlar. Hal böyle olunca da ister istemez millet olarak hepimiz referandumla yatıp referandumla kalkıyoruz. İnsanlar evde, sokakta, kahvehanede, iş yerinde ve daha sayamadığım birçok farklı mekânda birbirine ''referandum seçiminde kararın ne olacak'' diye soruyor. Bu soruya karşılık kimileri açıkça fikrini ifade ederken, kimileri de ''sandığın başına bir varalım bakalım da kararımızı orada veririz'' cevabını veriyor. Bakalım millet Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem arz eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ne diyecek bunu da 16 Nisan akşamı millet olarak sandıktan çıkan sonuca göre hep birlikte göreceğiz.
Burada önemli olan neye EVET neye HAYIR dediğimizi çok iyi bilmektir. Millet olarak öncelikle yeni sistemin Türkiye'nin yararına mı yoksa zararına mı olacağını zihnimizde doğru bir şekilde yorumlamamız gerekiyor. Onun için de konunun muhatabı olan siyasetçilerin gerek basın yoluyla, gerekse broşürler yoluyla anlattıklarını iyi bir şekilde dinlemeli ve kararımızı ona göre vermeliyiz. Birde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine kimler Evet, kimler Hayır diyor ona bakmalıyız. Mesela Avrupa yeni anayasa değişikliğine Hayır diyor. Pek hala Avrupa'nın derdi ne de Hayır diyor? Sadece Türkiye'yi ilgilendirmesi gereken referandum seçimi, neden Avrupa'yı da ilgilendiriyor? Türkiye olarak Avrupa ülkelerinde yapılan seçimlere bugüne kadar hiç müdahalede bulunmamamıza rağmen acaba neden Avrupa Türkiye'nin iç meselesine müdahale etme ihtiyacını kendisinde buluyor?
Bana göre bunun tek bir cevabı var. O da Avrupa Türkiye'nin yeni sistemle birlikte adeta şaha kalkacağını ve süper güç olma yolunda önünde bulunan engellerin tamamen son bulacağını çok iyi biliyor da ondan. Artık Avrupa son kozunu da açık bir şekilde oynamaktadır. Nerede bir Türkiye düşmanı var, onunla birlikte hareket etmektedir. Terör örgütü olan PKK'nın yanında yer alarak omuz omuza vermiş bir şekilde Hayır kampanyası yürütmektedir. Yani anlayacağınız Avrupa Türkiye'den ve onun başındaki Recep Tayyip Erdoğan'dan çok korkmaktadır. Onun için dünyada Türkiye'ye karşı yürütülen kirli kampanyaları iyi görmeli ve millet olarak kararımızı ona göre vermeliyiz. Hadi bizim ülkemizde yaşayıp da yeni anayasa değişiklik paketinde bulunan maddelerin bazıları hoşuna gitmediği için Hayır diyen insanların kararına saygı duyarız da, Avrupa'nın yürüttüğü Hayır kampanyasına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her bireyin asla saygı duymaması gerekir.
Avrupa istiyor ki eskiden olduğu gibi şimdide Türkiye bizden emir alsın ve istediklerimizi harfiyen yerine getirsin. Artık o günler geride kaldı kendini medeni gösterip de, medeniyetsizliğin daniskası olan Avrupa. Bu millet bundan sonra meydanı size boş bırakmaz. Bunu da 15 Temmuz'da açık bir şekilde gördünüz. Şayet darbe gecesi meydanlar boş olsaydı amacınıza ulaşacaktınız. Ama bu asil millet Başkomutanının çağrısına uyarak meydanlara indi ve ülkesine, bayrağına, ezanına canı pahasına da olsa sahip çıktı. Yürekten inanıyorum ki 16 Nisan'da da sandıklara sahip çıkarak size gereken cevabı verecektir. Artık Türkiye'de milletin yanında olanlar ve sadece milletten emir alanlar bu ülkeyi yönetiyor ve yeni sistemde de yönetmeye devam edecektir. Şunu da çok iyi bil Avrupa. Ne yaparsanız yapın referandumun sonucunu siz değil sadece ve sadece millet belirleyecektir. Yani millet ne derse o olacaktır. Bunu da böyle bilesin ve ona göre de ayağını denk alasın. Son olarak da Avrupa, uykularını kaçıran Türkiye'nin mayası Osmanlı'dır. Geçmişte size kan kusturan Osmanlı'nın ayak sesleri her geçen gün yükselmektedir haberin olsun.
KENAN AKBAŞ/ 03.04.2017
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
