Anam! O ne gün gördü ne güldü garibin ömrü ah ile vah ile geçti. 6 Yaşında dört kardeşle öksüz kalıp birde yatalak babasına yedi yıl bakar. Daha yemek bile yapmayı bilmezmiş. Rahmetli dayın "Cicemin saç delen ekmeği ve ganevezli pilavı birde soğan; hiçbir şey istemem" derdi. Kış gelmeden dağa odun kesmeye gider, eşeği yüklemek için altına taş yığamış. 13 Yaşında babasını da kaybetmiş. Hayat onu küçükten çile ile yogurmuş, derken 14 yaşında genç kız olmuş babam görmüş, bir gün yoldan tutuğu gibi haydi düş peşime olurdu olmazdı basmış sopayı kaçırmış ( Adam biraz kibar olur beee). Babam bazen şakayla seni kurtardım dlye takılırdı. Aslında haksızda sayılmaz.
İlk çocuğa babasını ismini koymuş buna çok sevinmiş, tabi çocuk sayısı bununla kalır mı? Tam yedi erkek çocuğu olur garibim bunları büyütmekle ömrü geçer adı da ''oğlan ağacı ''olur kadınların dilinde. Hayat omuzlarına binmiş bu kadar çocuğa nasıl bakılabilir ki babam mekân bellemiş Söke Ovasını annem ise canını dişine takarak ev, bahçe, bağ, tarla, inek, dana vs ahır işi dermeksizin çalışır. Elinde nasır, sırtında diken ve ayağında yara hiç eksik olmazdı. Aldı mı sırtına çalı yükünü kilometrelerce taşır bulgur ve tarhana kaynatırdı. Çalışkan, sabırlı, vefalı ama dünyada ondan cesur birini daha görmedim. Nede olsa efe kızı.
Bize hem anne hem de baba oldu. Hepimizi karışık ortamda büyütüp teker teker askere gönderdi hiç birinin arkasından ne baktı ne ağladı
"KURBAN OLSUN HEPİSİ MEMLEKETE" diye yolladı. Ama geçen hafta yeğen Oğuzhan askere giderken Bozkır garajınada ağlarsın ha..... Hayat seninde yüreğini örselemiş Anam!..
Aklıma gelmişken ilave edeyim bir gün ekmek açıyor bizde etrafında yağlı ekmek yiyeceğiz diye fır fır dönüyorduk. Bize yağ değil su çileyerek vermiştin yufkaları tebessüm ile hatırlarım.
Karışık dönemde arkamızdan laf atan komşumuz hapse düşünce onlara yardım edişin, hatta kışın elimize 5-6 eşek vererek odun kesmeye gönderip ihtiyaçlarını karşılayışını bilen biriyim heybetli duruşuna karşın yüreğinde pırlanta gibi bir kalp taşıyorsun.
Gel biraz benimle kal diyorum. Bozkır'ımdan Çat Köyümden ayrılamam diyorsun. Niye gelmediğini biliyorum: Yokluğa, yoksulluğa, her derde dayandın ama kor düştü yüreğine. Her dama çıkışında mezarlığa doğru bakıp saatlerce mırıldandığını da biliyorum hiç bir şey söndüremez yüreğindeki ateşi, bende Abdullah ve Adnan Abimi özlüyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Çok fazla ağlama anam.
Tüm bu yaşanan çileli hayatına son 6 yılında yatalak hasta olan Hayat Arkadaşına oflamadan puflamadan tertemiz bakan Anneciğim seni çok seviyorum. Herşeyin en güzelini hak ediyorsun. Seni tarif edemem hakkını da ödeyemem.
Anneler günün kutlu olsun.
NASIRLI ELERİNDEN ÖPERİM ÇİLELİ ANAM!...
Faydasız Oğlun...
Bu yazıyı tüm fedakar annelere itaf ediyor sizlere Annemin yaşadığı Çat manzarasını yolluyorum.
Muammer Tunahan
Konya / Bozkır/ Çat
İlk çocuğa babasını ismini koymuş buna çok sevinmiş, tabi çocuk sayısı bununla kalır mı? Tam yedi erkek çocuğu olur garibim bunları büyütmekle ömrü geçer adı da ''oğlan ağacı ''olur kadınların dilinde. Hayat omuzlarına binmiş bu kadar çocuğa nasıl bakılabilir ki babam mekân bellemiş Söke Ovasını annem ise canını dişine takarak ev, bahçe, bağ, tarla, inek, dana vs ahır işi dermeksizin çalışır. Elinde nasır, sırtında diken ve ayağında yara hiç eksik olmazdı. Aldı mı sırtına çalı yükünü kilometrelerce taşır bulgur ve tarhana kaynatırdı. Çalışkan, sabırlı, vefalı ama dünyada ondan cesur birini daha görmedim. Nede olsa efe kızı.
Bize hem anne hem de baba oldu. Hepimizi karışık ortamda büyütüp teker teker askere gönderdi hiç birinin arkasından ne baktı ne ağladı
"KURBAN OLSUN HEPİSİ MEMLEKETE" diye yolladı. Ama geçen hafta yeğen Oğuzhan askere giderken Bozkır garajınada ağlarsın ha..... Hayat seninde yüreğini örselemiş Anam!..
Aklıma gelmişken ilave edeyim bir gün ekmek açıyor bizde etrafında yağlı ekmek yiyeceğiz diye fır fır dönüyorduk. Bize yağ değil su çileyerek vermiştin yufkaları tebessüm ile hatırlarım.
Karışık dönemde arkamızdan laf atan komşumuz hapse düşünce onlara yardım edişin, hatta kışın elimize 5-6 eşek vererek odun kesmeye gönderip ihtiyaçlarını karşılayışını bilen biriyim heybetli duruşuna karşın yüreğinde pırlanta gibi bir kalp taşıyorsun.
Gel biraz benimle kal diyorum. Bozkır'ımdan Çat Köyümden ayrılamam diyorsun. Niye gelmediğini biliyorum: Yokluğa, yoksulluğa, her derde dayandın ama kor düştü yüreğine. Her dama çıkışında mezarlığa doğru bakıp saatlerce mırıldandığını da biliyorum hiç bir şey söndüremez yüreğindeki ateşi, bende Abdullah ve Adnan Abimi özlüyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Çok fazla ağlama anam.
Tüm bu yaşanan çileli hayatına son 6 yılında yatalak hasta olan Hayat Arkadaşına oflamadan puflamadan tertemiz bakan Anneciğim seni çok seviyorum. Herşeyin en güzelini hak ediyorsun. Seni tarif edemem hakkını da ödeyemem.
Anneler günün kutlu olsun.
NASIRLI ELERİNDEN ÖPERİM ÇİLELİ ANAM!...
Faydasız Oğlun...
Bu yazıyı tüm fedakar annelere itaf ediyor sizlere Annemin yaşadığı Çat manzarasını yolluyorum.
Muammer Tunahan
Konya / Bozkır/ Çat
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.