Türk örf ve adetlerine yakışmayan bir anlayışla insanları evlendirmeye çalışan evlilik programları nihayet yasaklandı. Uzun süredir insanların tepkisine neden olan ve yayından kaldırılması konusunda RTÜK'e şikâyet edilen programlar arasında birinci sırada yer alan ahlak bozucu evlilik programlarının yayımlanan Kanun hükmünde kararname kapsamında kaldırılması halk tarafından memnuniyetle karşılandı. Evlenmekten ziyade yaşadıkları tartışmalarla birbirlerine hakarete varan sözler söyleyen sözüm ona damat ve gelin adaylarının yıllardır televizyon ekranlarında yayınlanan rezilliklerini inşallah bundan sonra bir daha görmeyeceğiz. Her zaman kutsal bir müessese olduğuna vurgu yaptığımız evliliği, reyting uğruna adeta katleden zihniyete dur denilmesi noktasında alınan karar geç kalınmış bir karar olsa da, sonuca bakacak olursak geç oldu, güç oldu ama sonunda oldu anlayışında bir karar olmuştur. Valla ne yalan söyleyeyim bu karar beni çok mutlu etti desem yeridir.
Görünüş olarak insanları evlendirmek amacıyla yapılmış olan bu tarz programların içeriğine bakacak olursak her türlü ahlaksızlığı açık bir şekilde görmek mümkündür. Tanım yerindeyse rezillik adeta paçadan akıyor. Dedi kodu, güvensizlik, hakarete varan söylemler, iftira, zina, seviyesiz yaklaşımlar ne ararsanız hepsini bu evlilik programlarının içinde bulmanız mümkündür. Erkek veya bayan fark etmez. Birileri çıkıyor ekrana yıllarca evleneceği insanı arıyor. Arıyor aramasına da, ne hikmetse bir türlü bulamıyor. Onlarca taliplisi geliyor, ama nafile. Boyu boyuna, huyu huyuna birini denk getiremiyor. Sanki mübarek kendisi bulunmaz hint kumaşı ya, istediği ölçülerde kumaş daha ithal edilmediği için mecburen tek tabanca dolaşmaya devam ediyor. Arıyor da arıyor. Ha bu arada haklarını da yemeyelim, bazen birbirlerini beğeniyorlar. Hemen bir çaya çıkıyorlar. Arkasından yemeğe, ondan sonra da yatacakta çekilmiş bir kare pozla ertesi gün Türkiye'nin gündemine oturuyorlar. Bu mudur yani sizin evlilik anlayışınız? Yazık inanın çok yazık.
Hanife denen bayana yıllarca bu ülkede bir türlü koca bulamadık. Tüm işi gücü bir kenara bırakarak her dakika, her saniye Hanife'ye koca aradık. Bayhan'ı bile çıkardık karşısına, yine de olmadı. Yüzlerce talihli geldi, koca olayım diye ama ne hikmetse hiç biri de derdine derman olamadı. Yani anlayacağınız bu senede bekâr kaldı. Artık bundan sonra televizyon ekranlarına da çıkamayacağı için her halde ömrünün sonuna kadar da bekâr kalır diye tahmin ediyorum. Türkiye'deki izdivaç programlarının ömrü Hanife'ye koca bulmaya yetmediği için, kendisine bir tavsiye olarak bundan sonra şansını Avrupa'dan yayın yapan televizyon kanallarında aramasını önermekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Kusura bakma artık Hanife, çok isterdik seni baş göz edelim ama maalesef kısmet değilmiş. Fakat umudunu asla kayıp etme. Gün ola, harman ola de, sabırla bekle bakalım belki bir gün aradığın o beyaz atlı prens karşına çıkıverir ve seni atına bindirerek nikâh masasına götürür. Dikkat ette attan düşüp bir tarafını kırıp da nikâhın ertelenmesine de asla müsaade etme.
Evlilik programlarına getirilen yasakla birlikte programa katılan gelin ve damat adaylarının akıbeti mutlu sonla bitmese de, bu tarz programlardan duydukları rahatsızlığı her fırsatta gerekli mercilere bildiren milletin verdiği mücadele mutlu sonla bitmiş oldu. İnşallah farklı isimler altında yapılmak istenen bu tarz programlara bir daha asla izin verilmez. Bazı insanların evlenmek için değil de, eğlenmek için çıktığı bu tür programlar Türk örf ve adetlerine yakışmayan programlardır. Evlenmenin yolu televizyon ekranları değildir. Bizim geleneklerimizde ki evlenme şekli, ya görücü usulüdür, ya da ilk görüşte âşık olmaktır. Ondan sonra da kadın ve erkek birlikte yuva kurmak isterse konu ailelere aksettirilir ve Allah'ın emri peygamberinden kavliyle istenerek kutsal müessesenin ilk temelleri de böylelikle atılmış olur. Bize yakışan ve doğru olan evlenme şekli de budur. Yoksa televizyonlardan yayınlanan evlilik programlarının ne millete nede gelecek nesillere faydası vardır. Aksine bizi bizden uzaklaştırmak adına çok fazla zararı vardır. Alınan yasak kararı sonuna kadar doğrudur ve bu karara imza atanlara şahsım ve millet adına teşekkür ediyorum.
Kenan AKBAŞ / 01.05.2017
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.