Güzel Şeyler oluyor, olacak, olsunda!
Bozkır ve Bozkır ölçeğinde tüm ülkemizde belki de dünyamızda
sanayi devriminden sonra hızlı ve kontrolsüz bir şehirleşme süregelmekte. Bunun
neticesinde köyler hızla boşalmakta ve köylerde geçim şartları zorlaşmaktadır.
İnsanlara üretmekten tüketmek dala lezzetli gelmeye başlamış ve bilinçsizce
elimize geçen ne varsa tüketmeye başlamış tüketimde ise adeta yarışır hale
gelmişiz.
Her şeyin çoğunun zarar olduğu gibi bu orantısız tüketiminde
zararlarını maalesef, çok zaman; acı içerisinde görme sıklığımız her geçen gün
artmakta. Bu durumun yeni yeni farkında olmaya başladık. Öyle ki artık üç kilo
doğal olmayan yollardan ve şekilde elde edilmiş zirai ürünü tüketmek yerine
doğal olan üründen 100 gram tüketmeyi yeğler olduk ki doğrusu da budur. Son yıllarda
doğal- köy ürünlerine talebin giderek arttığını ve üretimini pazarını bulabilen
üreticinin ihya olduğunu görüyoruz.
Ülkemiz insanının refah ve gelir seviyesi son on on beş
yılda fark edilir derecede yükselmiştir. Buna bağlı olarak yükselen alım gücüne
dayalı üründe kalite seçicilik eylemi de artmıştır. Bu her geçen gün hızla
büyüyen gelecek vadeden umut verici bir gelişmedir bence. Bu durumu destekleyen
ve bence kullanmasını bilene uçsuz bucaksız fırsatlar tanıyan internet ağı
üzerine kurulan bireysel web sayfaları ve sosyal medya ağları vasıtası ile
üreticinin aracıya ihtiyaç duymaksızın tüketiciye ürün ulaştırabilme imkânıdır.
Artık köyde ekmek var.
Geçtiğimiz yıllara kadar köylerde ferdi ve ailevi hem sosyal
hem ekonomik yaşantı için gerekli ekonomik gücü sağlayacak maddi değere sahip
değildi köylünün ürettiği. Ama artık para ediyor. Bu gün arıcılıktan
küçük-büyükbaş hayvancılığa kadar üreten kazanıyor. Devletimiz köylüsüne “ sen yeter ki üretime talip ol, ben sana
sonuna kadar destek veririm” diyor. Bunu ülke genelinde uygulaması olan “ genç
çiftçi” projesinden tutunda KOP çerçevesinde yöremize sağlanan ekonomik desteğe
bakarak görüyorum.
Bu anlamda güzel, şirin, küçük ve tarihinde en görkemli
olduğu zamanda dahi kendi yağı ile kavrulmuş ilçem Bozkırda da görüyorum.
Geçtiğimiz aylarda Sorkun Mahallesinden birkaç genç arkadaş bir araya gelip
ticari değeri yüksek olan istiridye mantarı üretimine başladıklarını
söylediler. Kendi kıt ekonomik imkânları ile ve yine sadece kendi sosyal
çevreleri gibi dar bir pazarlama alanına ancak sahipken mantar üretimine girişmeleri
beni çok umutlandırmıştı. Ve bu gün bu yazıyı kaleme almama sebep başka bir
genç arkadaşımın yine kendi imkân ve çabası ile geliştirdiği yumurta kuluçka
sistemi ile talebe göre et ve yumurta tavuğu üretimine başlamış olmasıdır.
Sadece bu ikisi değil, duyduğumuz şahit olduğumuz birçok buna benzer üretim
yöntemleri ile köylerde üretilebilecek ürünlerin üretilip değerinde Pazar bulduğunu
biliyorum. Yani artık Bozkırın gençleri
dışarı gitmese de olur. Yeter ki doğru ürünü doğru yöntemle, doğru yerde ve
zamanda üretelim. Gelişmelere yeniliklere açık olup takip edelim. Yani öküzün
ektiğini biçmek para getiriyorsa öküze, traktörün ektiği para getiriyorsa
traktöre yönelelim.
Ne zaman Bozkır İlçe Tarım Müdürlüğüne yolum düşse, gerek
müdürümüz Salih ÖNCÜ gerek personeli ile sohbetimiz olsa devletin üreticiyi
desteklediği fakat köylünün alışageldiği üretim sisteminin dışına çıkmakta
direndiği için istenilen, umut edilen düzeyde verim alınmadığından üzüntü ile
bahsettiklerine şahit oluyorum. Buna sebep kanaatimce köylünün ürettiğini
pazarlayamama korkusudur. Esasında bu konuda da yine tarım müdürlüğümüzün
desteklerinin olduğuna, insanımıza bu konuda destek sözü verdiğine de şahit
olduk. Buna rağmen köylü üretimden korkmakta.
Fakat gençler inşallah bu korkunun üzerine yürüyecek ve devletimizin de
köylünün, üreteninin yanında olduğunu hissettikçe örnek teşkil edecek bu genç arkadaşları
görenler cesaretlenip yeniden Bozkır tarımsal anlamda üretimde özellikle doğal
ürün üretiminde söz sahibi olma noktasına erişecektir.
Şahsi fikrimi beyan etmekte sakınca görmediğim bir konuyu
dile getirmek istiyorum. Köylüyü ayakta
tutmak adına, Bozkırda tarımı ve buna bağlı ticareti geliştirmek adına sayın belediye başkanı İbrahim Gün
beyefendinin ve ekibinin fiiliyatta hiçbir çalışmasını görmediğim gibi
fikriyatını dahi duymadım. Bu bizim için bir kayıptır. Bu bu güne kadar böyle
oldu diye inşallah bundan sonra da böyle devam etmez. Sayın başkanı üretici ve Pazar
esnafının karşısında değil, ara sıra çarşıda, seçimden seçime köylerde değil,
gazete ve internet sayfalarında değil her daim halkın içerisinde halk ile
birlikte olmaya bir kez daha çağırıyorum. Bizim halkımız adam yemiyor sadece
devletten ilgi bekliyor devleti karşısında çatık kaşlı zat olarak değil şefkatli
ve ona güven veren bir baba, bir büyük gibi yanında görmek istiyor. Sayın Bozkır Kaymakamımız Emre ÖZTÜRK göreve
başladığı günden bu güne geçen kısacık sürede dahi halkımıza bu güveni ve
desteği verirken, Bozkır doğumlu bir Bozkır belediye başkanından kendi
çevresinin dışında halkı ile iç içe olması beklentimiz çok görülmez inşallah.
Son olarak, bir Bozkırlı olarak yaşamının geri kalanını
Bozkırda yaşamak isteyen ben ve diğer genç arkadaşlarım adına, Bozkır İlçe
Tarım Müdürlüğüne, Konya Ovası Projesi ekibine, bahsettiğim çerçevede;
halkımıza hizmet sağlayan, sunan devletimizin her kademesindeki idareci ve
personele bizlerin Bozkırda yaşlanmasına vesile olacak tüm çalışmaları için çok
teşekkür ederim.
Hüseyin DUMRU
05-05-2017
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.