.jpg)
Yaklaşık 7-8 yıl önce "Her okula bir kütüphane" adında bir kampanya yapmıştık. Kampanyamıza o günlerde çok destek gelmişti. Hatta Mersin'de yaşayan hemşerimiz Atıf Aydın abimiz bir kamyon kitap toplayıp yollamıştı. Her birini tek tek ayırıp köy okullarımıza, ilçe okullarımıza ve kalanlarını da kütüphanemize hediye etmiştik. O gün destek olan herkese yeniden teşekkür ederim.
İnsanoğlunun okuması gereken üç kitap var, biri Kur'an, biri insan, diğeri de evren… Ayrı ayrı gibi görünse de aslında her biri birinin içinde gizli olan bu üç kitabı hakkıyla okumak anlamak için, çok araştırmak çok okumak gerektiğini her fırsatta söylüyorum, anlatıyorum. Okumak deyince bir çoğumuzun aklına kendi düşüncelerini pekiştirici kitaplar geliyor. Zıt görüşlerin neler anlattığını, neler düşündüğünü anlamak için okumanın zaman kaybı olduğunu düşünüyor insanlar. Oysa ki bu okumak değil sadece kendi düşünceleri ekseninde dönüp durmaktır. Bu yüzden empati yeteneğimiz çok zayıf ve bu yüzden birbirimizi anlamak yerine kavgalara tutuşuyoruz. Okumak isteyene kaynak çok ama bahanede çok tabi… Kitaplar çok pahalı nasıl alalım diyenlere, kütüphanede çok kitap var diyorum ve bazen bende gidip oradan kitap alıyorum. Ancak maalesef aradığımız her kitaba da ulaşamıyoruz. Özellikle yeni çıkan güncel kitapları raflarda göremiyoruz. Ödüller almış kitaplar yazarlar maalesef kütüphanemizde yok. Bu konuyu geçtiğimiz günlerde İstanbul'dan ziyaretimize gelen hemşerilerimize açmış, uzun uzun sohbet etmiştik. Onlarda aynı fikirdeydi ve toplumun okumaya alıştırılması gerektiğini, bunun için de bireysel olarak da sorumluluklarımız olduğunu konuşmuştuk.
Geçtiğimiz günlerde bir mail aldım ve çok şaşırdım. Sohbet ettiğimiz hemşerilerimiz giderken kütüphanemize kitap göndereceklerini söylemişlerdi. Bu türden sözler ve tutulmayışlarına alışkın olduğumdan büyük şaşkınlık yaşadım doğrusu… Biz de kitapları bildiğimiz adıyla Kız Meslek lisemizin kütüphanesine bağışladık. Hemşerilerimiz istenirse daha da göndereceklerini söyleyerek bizi mutlu ettiler. Sadece konuşarak eleştirerek değil eyleme geçerek elinden geleni yapmaya çalışanlarla ancak ilerleyebiliriz ki maalesef toplumumuzda lafla peynir gemisi yürütmeye çalışanlar çoğunlukta… Bu yüzdendir Kürşat Bulut beyin konuşmamızın ardından eyleme geçip kitap göndermesine şaşırmamız.
İstanbul'un o yoğunluğu ve karmaşası içinde zaman ayırıp bu kitapları gönderen değerli hemşerilerimiz Kürşat Bulut ve eşine ne kadar teşekkür etsem azdır. Sadece kitaplar için değil konuştuğunu hayata geçirdikleri için, dikkatte aldıkları için ve unutmadıkları için tüm Bozkır adına teşekkür ediyorum.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
