Siyaset mekanizmasının başarılı bir şekilde işleyebilmesi için bu mekanizmayı yöneten siyasetçilerin de başarılı, bilgili ve işin ehli olan kişilerden oluşması gerekmektedir. Halktan aldıkları oylarla ülkenin yönetilmesinde söz sahibi olan siyasetçilerin önceliği her zaman halk olmalıdır. Halktan uzak bir anlayışıyla yapılan siyasetin ne ülkeye, ne de millete bir yararı vardır. Aksine böyle bir anlayış çok büyük sıkıntıların da oluşmasına neden olur. Siyaset konforlu koltuklarda oturarak değil, halkın arasına inerek yapıldığı takdirde başarı kaçınılmaz olur. Eskiden Türkiye'de yapılan siyaset sadece seçimden seçime halkın arasına inilen bir anlayışıyla yapılmaktaydı. Halk oy verdiği siyasetçiyi kendi yanında ancak seçim zamanlarda görürdü. İşte böyle olduğu içinde Türkiye'de siyaset yıllarca başarıya ulaşamadı. Her siyasetçinin öncelikli derdi her zaman halk olmalıdır. Halkın sesine kulak verilmeli, istek ve arzularını yerine getirmek için mücadele edilmelidir.
Siyasetçi ne kadar istikralı ve başarılı olursa yönettiği ülke de ve o ülkede yaşayan halkta o kadar huzurlu ve mutlu olur. Huzurun ve mutluluğun olması içinde halkın ekonomik gücünün iyi olması gerekir. Siyasetçiler farklı alanlarda ne kadar hizmet yaparlarsa yapsınlar şayet halkın cebinde bu hizmetlerden faydalanmak için gerekli olan para yoksa yapılanların bana göre hiçbir önemi yoktur. Onun için halkın sesine kulak, cebine de önem verilmelidir. 2002 yılından bu yana tek başına iktidarda olan AK Parti'nin başarılı olmasındaki en büyük etkenlerden bir tanesi millet odaklı siyaset yapmasından kaynaklanmaktadır. Her zaman milletle iç içe olmak, onların sorunlarını bizzat yerinde dinlemek ve çözüme kavuşturmak başarıyı da beraberinde getirir. Hani siyasette hep söylenen bir söz vardır ya ''millet ne derse o olur'' diye öyleyse milletin söylediklerine önem vermek siyasetçilerin görevleri arasında en başta gelmelidir.
Siyasi partilerin yereldeki yöneticileri daima halkın arasında olmalıdır. Esnafların dükkânına giderek bir acı kahvelerini içmeli, halını hatırını sormalıdır. Cenazelerinde acılarını paylaşmalı, düğünlerinde mutluluklarına ortak olmalıdır. Halkın isteklerini bir bir not etmeli ve bunları da mensubu oldukları partilerin üst kademelerinde görev yapan siyasetçilere bildirmelidir. Böyle yapıldığı takdirde o siyasetçinin siyaset sahnesindeki ömrü de uzun olacaktır. Siyasetçi kendisine yetki veren millete asla tepeden bakmamalıdır. Aslını unutan bir siyasetçi şunu da asla unutmamalıdır ki, kendisini belli bir makama getiren millet getirdiği gibi indirmesini de bilir bu da böyle biline. Önemli olan, ilerde siyasi hayatı biten bir kişinin gönül rahatlığı ile halkın arasına inerek rahatça dolaşabilmesidir. Bir siyasetçi millet nazarında her zaman değer bulabiliyorsa ne mutlu ona.
Ülkemizde halkın yaşadığı en büyük sıkıntılardan bir tanesi ekonomik yönden kaynaklanan sıkıntılardır. Bugün asgari ücretle çalışan milyonlarca insan aldığı maaşı yetiremiyorsa, çocuğuna elli kuruşluk bir çikolatayı alamıyorsa işte o zaman siz ne kadar hizmet ederseniz edin o insanlar için yapılan hizmetlerin hiçbir anlamı yoktur. Onun için siyasetçiler ülkedeki ekonomik dengeyi çok iyi yönetmelidir. Siyaset belli bir topluluk için değil, ülkede yaşayan herkes için eşit bir şekilde yapılmalıdır. Siyasetçi kendi çıkarı doğrultusunda değil halkın çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Çünkü üzerinde milyonlarca insanın vebalini taşımaktadır. Bu vebalin hakkını da en iyi şekilde vermelidir. Öyleyse siyasette başarının sırrı nedir sorumuzun tek bir cevabı vardır o da, her zaman halkın yanında yer almak ve Hakk'tan korkarak siyaset yapmaktır.
Kenan AKBAŞ / 07.08.2017
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.