Fazla geriye değil, bundan 16 yıl öncesine bakacak olursak, Türkiye'de gözle görülür oranda çok şeylerin değiştiğini rahatlıkla görmemiz mümkündür. Eskiden gündemi belirlenen bir Türkiye varken, bugün ise gündemi belirleyen bir Türkiye vardır. Geçmiş yıllarda vatandaşa Türkiye'nin gelecek yıllarda nasıl olmasını istersiniz diye bir soru sorulsa herhalde bugünkü içinde bulunduğumuz güçlü Türkiye'yi birçoğumuz hayal bile edemezdik. Geçmişimizi asla unutmamalıyız. Siyaset alanında 2001 yılında yaşanan gerginlik neticesinde oluşan ekonomik kriz birçok vatandaşımızın yıllarca biriktirdiği parasını bir gecede kayıp etmesine, binlerce esnafın kepenklerini hiç açmamak üzere kapatmasına, yaşadığı ekonomik sıkıntıdan dolayı aile düzeni bozulan insanların intihar etmesine sebep oldu. Vatandaşın yaşadığı hayattan artık zevk almadığı bir dönemde Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan Ak Parti, tek başına iktidara geldiği 2002 Genel seçimlerinden günümüze kadar Türkiye'de çok şeylerin değişmesine vesile olmuştur.
Sizler nasıl düşünürsünüz bilemem ama bana göre vatandaş yıllardır Ak Parti'ye verdiği oylarla, yapılan başarılı çalışmaları çok beğendiğini ve böyle devam edilmesi gerektiği yönünde bir mesaj vermektedir. Yani bu milletin yiğidi öldür hakkını yeme sözüne atıfta bulunduğu kanaatindeyim. Eğitim, sağlık, ulaşım ve ekonomi alanında yapılan başarılı çalışmalar neticesinde bugün Türkiye birçok dünya devletlerinin hayranlıkla izlediği bir ülke haline gelmiştir. Eskiden vatandaş istediği hastaneye gidemiyordu. Paran varsa sağlık alanında özel hastanelerde en iyi hizmeti alabiliyordun. Paran yok ise adeta ölüme terk edilircesine kaderinle başbaşa bırakılıyordun. Bozuk ve tek şeritli yollarda yaşanan çileyi en iyi bilenler kamyoncular ve otobüs şoförleridir. Bir zamanlar çile çektikleri yollar Ak Parti iktidarı döneminde duble yol haline getirildi. Eğitim alanında yapılan reform niteliğindeki değişikliklerle başörtüsünden dolayı yıllarca horlanan, eğitim hakkı elinden alınan kardeşlerimizin dini inançlarını rahatlıkla yaşayabilmeleri için birçok alanda başörtüsü yasağı kaldırıldı. İmam hatiplerin orta kısımları yeniden açılarak eğitimde yaşanan zulüm ortadan kaldırıldı.
Ne garip değil mi bir zamanlar bu ülkede İmam hatiplileri adeta yok sayıyorlardı. Yok saydıkları insanlardan biri de Recep Tayyip Erdoğan idi. Ama geçmişte Muhtar bile olamaz denilen imam hatipli uzun adam baskıcı zihniyetin gözünün içine baka baka milletin desteğiyle en üst makamların her birine sırasıyla geldi. Kim ne derse desin, artık bugünün Türkiye'si eski Türkiye değildir. Bir zamanlar IMF yetkililerinin aldığı kararları yerine getiren ve verilen emirlerin hayata geçirilmesiyle alacağı paranın hayalini kuran bir Türkiye varken, bugün ise 2013 yılında IMF'ye olan tüm borcunu ödeyerek ülke gündeminden çıkaran ve üstüne bir de borç bile verebileceğini söyleyen bir Türkiye vardır. Bu şu demek oluyor; 1958 yılından bu yana muhtaç olduğumuz IMF yerine bugün ülkemize muhtaç olan bir IMF var demektir. Ülkemizin bu duruma gelmesinde şüphesiz ki en büyük pay Sayın Erdoğan'ın ve kurmaylarınındır. Hatasız kul olmaz. Mutlaka AK Parti iktidarının da hataya düştüğü durumlar olmuştur. Fakat yapılan bunca hizmeti görmezden gelerek sadece hatayı ön plana çıkararak acımasızca eleştiride bulunmakta son derece yakışıksız bir durumdur.
Ak Parti iktidarın da hatadan çok başarı vardır. 15 yıl öncesine kadar bana Türkiye kendi askeri tankını, yerli otomobilini, uçak gemisini, helikopterini ve göktürk uydusunu yapacak deseler buna inanmam mümkün değildi. Bugün ise yapılanları gördükçe Türkiye'de daha güzel hizmetlerin gerçekleşeceğine dair inancım sonsuzdur. Hep ileriye giden, daha da büyüyen bir Türkiye için gelin bu taşın altına hepimiz elimizi koyalım. Kim bu güzel ülke için iyi şeyler yapıyorsa ve her şeyin en iyisi bu millet için diyorsa bize değer verene bizde sonuna kadar destek verelim. Çünkü bu ülke hepimizin ve başka bir Türkiye'de yoktur. 15 Temmuz darbesinde gösterdiğimiz birlik ve beraberliği sonsuza kadar devam ettirebildiğimiz takdirde bizimle kimsenin başa çıkması mümkün değildir. Hayattaki en önemli amacımız geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza daha güçlü bir Türkiye bırakmak olsun. Bu çocuklar bizim çocuklarımız, bu ülke bizim ülkemizdir. Saygılarımla..!
Kenan AKBAŞ / 14.08.2017
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.