Sorduğum soruyu anlamadınız mı? Açalım o halde biraz konuyu. Bu soruyu sorduğunuzda; bir insan size, 'Ben Müslüman'ım' deyip farklı dini gruplara bağlı olduğunu söylüyorsa o kişi Müslümanlığı temsil etmiyor; ağzıyla söylediği dini kurumunu temsil ediyordur. Bu tip insanların beyni yıkanmış, köleleştirilmiştir. Bu kişilerin Müslümanlığına da itibar etmemek gerekir diye düşünüyorum. Bölücülüğüne dini alet edenler bu gruplardır. Bu kurum ve kuruluşlarda bulunan insanlar, diğer Müslüman grupların içindeki tek Cennetlik grup olduklarını düşünürler. Bu ısrarla empoze edilir. Yani Cennet'in anahtarı hocalarının iki dudağı arasındadır onlar için. Çünkü bu insanlar hocalarının yarı tanrı olduğuna inanacak kadar düşüncesizlerdir. Bazı İslami grup ve topluluklarda bu böyledir. Uygulamalar farklı olsa da birçoğunda amaç aynıdır. Bugün tehlike FETÖ idi. İnsanımız dini konularda bu kadar bilgisiz ve bilgi edinebileceği kaynaktan yoksunken, yarın bir başka dini grubun olmayacağının garantisi var mı? Zaman, zaman öz kardeşlerimle bile ayrı düştüğüm olmuştur bu konuda.
***
Atatürk'ün 'tekke ve zaviyeleri' kapatırken amacı; bugün 'FETÖ'nün' okullarını kapatan AK Parti'den farklı değildi. O dönemde de bu tip kuruluşlar Müslüman görünümlü, Türk kimlikli 'ABD-Alman-İngiliz Fransız' ajanlarını yetiştiriyordu; bugün de durum aynı. Yani grupların tek Cennetlik cemaat olduklarına iman etmeleri ve Cenneti kazanmak için kendini yarı tanrı ilan eden zatların her dediğini doğru-yanlış ayırmadan yerine getirmeleri, bağlı oldukları grubun veya hocasının dış mihraklara bağlı olması bu gruplara inanan ve destek veren normal insanları bile haberleri olmadan dış ülke ajanı haline getirmektedir.
Günümüz Türkiye'sinin en büyük sorunu budur maalesef. Dünyaya bütün dinlerin ve peygamberlerin gönderilme sebebi işte tam da yukarıda anlattığımız bu konudur. Yani insanoğlunun kendini ilahlaştırma çabası... Allah, indirdiği bütün dinlerde açık açık 'Tek olduğunu, yaratılmadığını, varlığının başlangıcı ve sonu olmadığını, doğrulmadığını ve doğurmadığını açıklamıştır' yani Allah birdir. Bu özellikler bütün indirilmiş dinlerde suiistimal edilmiş. Gönderilenler değiştirilmiş, insanlar kendi sapık idealarını kutsal kitaplara sokmuşlardır. Bu maalesef İslam dininde de mevcuttur.
***
'Şimdi buraya dikkat' evet yanlış okumadınız İslam dininde de böyledir. Sebebi haşa Kur'an-ı Kerim'in değiştirilmesi değil; her dini grubun kendi emeline göre dini kitabı yorumlamasıdır. Kendi zamanında Atatürk bunun önüne geçebilmek için birçok icraat yapmış, bu konu üzerinde ısrarla durmuştur. Bunun en büyük delili parasını cebinden vererek 'Kur'an-ı Kerim'i' Türkçe'ye çevirtmesidir. Böylelikle kendisinden sonra bile Türk halkı, dini kaynağından öğrenebilecekti. Zamanın şartları gereği ve kendisinden sonra gelenlerin durumu suiistimal etmesinden dolayı pek de başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Ne yaparsa yapsın onun da yapacaklarının bir sınırı vardı ve din tüccarlarını tam manası ile temizleyemedi. Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun dediği gibi, "Bizim çocuklar pek okumayı sevmez." Halkımızın geneli okumayı sevmediği için illa okumuş veya o alanda kendini geliştirmiş insanlara hürmet edildi ve inanıldı. Halk, din tüccarlığı yapanlarla din düşmanlığı yapanların arasında kaldı ve kullanıldıkça kullanıldı.
***
Peki, gelelim günümüze. Ne yapmamız lazım? Her şeyden önce güzel kardeşim, İslam'ın ilk emrini yerine getirip okumak lazım. Kendi eksikliklerimizi kendimizin tamamlaması, kendi sorularımızın cevabını kendimizin bulması lazım. Nasıl mı? Sadece okuyarak. Birey olarak öncelikle kendimizden başlayarak değişmek ve aydınlanmak lazım. Sonra aile, mahalle, ilçe, il ve tüm Türkiye. Sen kendini eğitmeden tüm Türkiye aydınlansın istiyorsun. Yok, öyle olmaz. Zamanla ve sabırla. Önce kendinden başla. Kendin anla ve şu soruyu sor kendine. Devlete veya devleti ele geçirmeye çalışanlara kızmadan evvel sen neredeyse 100 yıla yakın Türkçesi mevcut olan Kur'an-ı kaç kere açtın, kaç sayfa okudun? Neredeyse hiç öyle değil mi? Sen okumuş olsaydın senin çocuğunu, kardeşini, kuzenini, amcanı, dayını, teyzeni, halanı kandıramazlardı bu din tüccarları. Sen anlatır engel olurdun. Yıllarca zekatını, fitreni, kurban bağışını 'Bu sahte hocalar krallar gibi yaşasın diye' vermezdin. Çok uzatmadan son sözlerimizi yazıp bitirelim. Müslüman Allah'a itaat ve ibadet eder; kendini hoca veya yarı tanrı ilan eden sahtekarlara değil...
Tankutalp Altınsoy
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.