Ali Dutal
Ömer Zeki DEFNE'nin "Ziller Çalacak" isimli şiirini bilirsinizdir, sanırım. Konumuzla alakalı olmasa da bir öğretmenin duygularını duygulu bir şekilde dile getirdiği için her okuduğumda beni duygulandırmıştır. Onun için şiirin ilk bölümüyle yazıma başlamak istiyorum. Şair;
Zil çalacak…Sizler derse gireceksiniz bir bir,
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden,
Ta içimden birisi gidecek uça ese…
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.
2017-2018 eğitim-öğretim yılı, ülkemizin yaşadığı her türlü sıkıntıya rağmen tüm milletimiz özellikle de öğretmenlerimiz için kazasız, belasız geçer, inşallah. Özellikle de üç tane arkadaşını ve iki yüze yakın meslektaşını teröre kurban vermiş, aynı yıllarda bir takım sıkıntıları yaşamış biri olarak, bugün yaşadığımız sıkıntılı durumlar beni daha fazla düşündürmektedir. Sorgulanması gereken çok şey var; ancak, bugün sorgulamayıp çocuklarımızın eğitimine yer vereceğim.
Eğitim, hem çocuklar hem de ana babalar için zor bir süreç. Çocuk kendisini tanımadan bu sürecin içerisinde kendini buluyor; bütün çocukluğu, gençliği dersler ve sınavlarla geçiyor. Kısaca, kısacık ömür sınavlarla, bir hengameyle geçip gidiyor.
-Evet, ne için?
-Bu kısa, kısacık ömürde iyi bir iş iyi bir kariyer sahibi olmak için!
-Sonuç? Malum.
-Malum sonuç için neler yapıyor; dünyevi karneler için harcadığımız çabanın ne kadarını ebedi olan dünya için harcıyoruz?
-Canımızdan çok sevdiğimiz, en küçük zarar gelmesin diye, üzerine titrediğimiz çocuklarımızın adım adım "imansızlık" felaketine sürüklendiğinin farkında mıyız?
-Şu geçici dünyada iyi bir üniversite kazansın iyi bir meslek sahibi olsun diye, her türlü fedakarlığı yaptığımız çocuklarımızın öbür dünyası için hangi fedakarlığı yapıyoruz?
Allah rızası için soruyorum; çocuğumuzun matematik öğrenmesi için harcadığımız emeğin, paranın kaçta kaçını dinini öğrenmesi için harcıyoruz?
Maalesef, cevap vermekte zorlanıyor, biraz da mahcubiyet içinde yutkunuyoruz.
Analar, babalar çocuklarınızın sizin üzerindeki en büyük hakkı dinimizin öğretilmesidir!
Yüce Rabb'imiz:"Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz." Buyuruyor. (Tahrim,6) Peygamberimiz (S.A.V.);"Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, sizde evlerinizde ve emriniz altındakileri cehennemden korumalısınız. Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz; öğretmezseniz mesul olacaksınız." Buyurmaktadır.
Yüce Rabb'imiz:"Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz." Buyuruyor. (Tahrim,6) Peygamberimiz (S.A.V.);"Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, sizde evlerinizde ve emriniz altındakileri cehennemden korumalısınız. Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz; öğretmezseniz mesul olacaksınız." Buyurmaktadır.
Çocuklarımızı cehennemden korumanın tek yolu; çocuklarımıza İslam'ı öğretmek; İslam üzere yaşamaları için her türlü fedakarlığı göstermektir.
Bana kızsanız hatta hakaret etseniz de görünen gerçeği gözler önüne sermek zorundayım. Çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkamıyor; onlara yönelen tehlikelere karşı duramıyor, duramadığımız gibi duyarlı da olamıyoruz.
"Ziller çalıyor", evet ziller çalıyor; bu çalan zil, okulların zilleri değil; "Tehlikenin Zilleri" dir.
Aslında, yazacak o kadar çok şey var ki fazla uzatmak istemiyorum. Mesajım açık ve nettir. Yüce Allah gerçeği görmemize ve gerekenleri yapmamıza yardımcı olsun.
Şiirin devamıyla sizi baş başa bırakarak ülkemiz ve insanımız için 2017-2018 eğitim-öğretim yılının hayırlı uğurlu olmasını temenni eder; herkese selam ve saygılarımı sunarım.
Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan...
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.
Sonra bir gün zil çalacak yine,
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak...
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Tâ içimden birisi kalacak oralarda...
Ben gideceğim.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan...
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.
Sonra bir gün zil çalacak yine,
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak...
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Tâ içimden birisi kalacak oralarda...
Ben gideceğim.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.