.jpg)
Bir de tam tersi var elbette… Abdest aldıktan sonra bile şakır şakır akan çeşmeyi kapatma tenezzülünde bulunmayan, halka açık yürüyüş yolundaki banklarda çekirdek yiyip o kabukları oraya buraya atan,yiyip içtikten sonra her şeyi orada bırakan,bir tane bile fidan dikmediği halde dikili ağacı kendisine zarar veriyor diye kesen,uyuyan köpeğe tekme atan,umumi tuvaletlerin aynasını sabunluğunu kıran,piknik alanlarını çöp vadisine çevirmekten en küçük bir rahatsızlık duymayan, başkasının başına gelen belaya sevinen en ufak bir üzüntü duymayan,küçük çocuklara musallat olup tecavüz eden öldüren,kadınlara her türlü haksızlığı kendinde hak sanan, trafikte sadece kendisi var sanan,su birikintilerine etrafta kim var diye düşünmeden zevkle dalıp ıslattığı insanların haline bakıp eğlenen,tozlu yolda hız yapıp oranın sakinlerini hiç düşünmeyen, kendine de başkalarına da saygısı olmayan, kendini insan zanneden insan müsveddeleri de var elbette…
Güzel insanlara bakıp "ne güzel bir ülkeyiz biz" deyip gözlerimiz yaşarırken,her türlü vahşeti yapanlara bakıp lanet ettiğimiz bir ülkede yaşıyoruz. Büyük ölçekte Ülkem diyorum, küçük ölçekte ilçem için geçerli bu duygularım. Tüm vahşete, tüm pisliğe, tüm kötülüklere, tüm saygısızlıklara rağmen güzel insanlar da var deyip, elimizden geldiğince güzel insanlar içinde olmaya çalışmaktır gayemiz. Başarabilene ne mutlu… Ve iyi ki o güzel insanlar var memleketimde de bir parça umudumuz geri geliyor ve bir an da olsa dağılıyor kara bulutlar. İyi ki varsınız güzel insanlar…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
