Kıymetli Bozkırlılar; öncelikle şunu belirtmek isterim. Belirteceğim izlenimleri bir akademisyen(psikolog, sosyolog vb.) gözüyle yazmıyorum. Çünkü ben akademisyen değilim.
İçinde bulunduğum toplumu, yaşamım süresince gözledim. Tarihi süreç içinde geçmişinde yaşadıkları olaylardan, söylenen fıkralardaki kişilik yansımalarından, halk hikayelerinden, şiirlerinden, türkülerinden vb. sözlü ürünlerinden edindiğim birikimleri aktarmaya çalıştım.
Ayrıca Bozkır da, İstanbul' da, İzmir' de, Ankara' da vb. yerlerde bulundum. Oralardaki yaşamlarını gördüm. Her meslekde görev yapan, Bozkırlı esnaf, işçi, memur, bürokrat vb. leri ile başka yerlerin insanlarını kıyasladım. Tüm bu birikimleri birleştirip aktarmaya çalıştım. Sadece kendi gözlemlerim, izlenimlerimdir. Herhangi bir övgü, yergi vs. amacı güdülmemiştir. Eleştirilerinizi buna göre yapmanızı rica ediyorum.
Bu güne kadar bölge insanının bu yönü herhangi bir inceleme tez, tez konusu vb. şeklinde yazıldığını görmedim. Varsa da bulamadım. Gelecekte okunur, küçük bir tebessümle anılır belki.
Objektif bir inceleme olduğuna inanıyorum. Hata ve eksiklerim için şimdiden af diliyorum.
-Mithat ARI
Bozkır' ın Coğrafi Konum İtibariyle Yeri:
Bozkır ilçesi 37,11 derece kuzey enlemi ile 32,15 derece doğu boylamı arasında yer almaktadır. Ortalama yüksekliği 1200-1500 metredir.
Bozkır ilçesi Türklerin Anadolu' daki bütün izlerini taşıyan; Büyük Selçuklular beylikler ve Osmanlı dönemlerinin yerleşim, bilim ve uygarlıklarına sahne olmuş bir bölgedir.
Bölgede vatanına, milletine bağlı, çalışkan, dürüst, güçlü ve mert insanlar yaşar. 'Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz.' sözünden hareketle mümkün oldukça kronolojik bir sıralama ile bölge insanını kişisel gözlenlerimle çok yönlü tanıtmaya çalışacağım.
Önemli ulaşım yollarının üzerinde bulunmayışı, dağlık ve elverişsiz coğrafyası nedeniyle insanlarının cesur bir yapısı vardır. Bozkır, Hadim, Yalıhüyük, Ahırlı ilçe ve köylerinin bulunduğu coğrafi bölge antik dönemde İsauria olarak bilinmektedir. Ancak bu bölgenin sınırları daha da geniştir. Konya, Karaman ve Mersin il sınırları arasında kalan Orta Torosların dağlık kısımlarını kapsar. Bölgeyi tarhiçi Herotodos da Cilicia(Kilikya), Dağlık Kilikya olarak adlandırılır. İsauria bölgesinin başkenti Bozkır' a 16 km uzaklıktaki Ulupınar köyü yakınlarındaki Zengibar Kalesi' dir.
Bölgede geçmişte yaşayan milletlerin tarih sırasına göre sıralarsak:
M.Ö 2200 yıllarında Luwiler
M.Ö 2000 yıllarında Hititler(Etiler)
M.Ö 546 yıllarında Persler
M.Ö 395 yıllarında Romalılar
M.Ö 333 yıllarında Doğu Roma, Bizanslılar
1176 yılında Türklerin Konya' yı başkent yapmaları ile İsauria bölgesi Türklerin eline geçmiştir. Türk egemenliğinde Selçuklular, Karamanoğulları, Osmanlılar yaşadı. Şimdi TC devleti vatandaşı olan Türkler yaşamaktadır.
Belirtildiği gibi bölge dağlıktır. Bu coğrafi yapı bölgede yaşayan insanları zorunlu olarak mücadeleci yapmıştır. Belirttiğim milletler hep bölgeye hakim olmuşlar, yaşamlarını devam ettirebilmek için devamlı savaşmak zorunda kalmışlardır. M.Ö Roma ve Bizanslılar sıkıştıklarında bölgeden savaşçılar toplayıp savaşlar kazanmışlardır. İsaurialı olan Zenon M.S 474 – 491 yılları arasında Bizans İmparatorluğunu ele geçirerek Bizans' ı bu bölgeden yönetmiştir.
Bölgede halen mevcut bir çok tarihi eser bölgenin önemini göstermektedir. Bu durum bile mücadeleci insanların yaşadığını ortaya koymaktadır.
Selçukluların, Osmanlıların önemli ve cesur askerleri çoğunlukla bölgeden seçilirlermiş. Tarih bu askerlerin efsane ve öyküleriyle doludur. Son savaşlardan olan 1. Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşında bölge insanlarının kahramanlık öyküleri dillerden düşmez. Bu savaşlarda bölgede şehit vermeyen ev yoktur. Böyle cesur insanların yaşadığı yerler billindiği gibi çetin doğa şartlarının bulunduğu coğrafi bölgedir.
Coğrafi şartlar insan yaşamını her yönden etkiler. Coğrafi şartlara üstün gelememe fobisi insanı mücadeleci yapar. Zorunlu olarak doğa koşullarıyla mücadele etmek zorunda kalır.
Canlılar coğrafi yapıya göre uyum yaparlar. İnsanlar da aynıdır. Coğrafi yapıya ezilmemek için mücadele ederler. Bir yenme azmi oluşur. Yiyim, Giyim, adetler, gelenekler, uğraşlar vb. hep bu koşullara göre oluşur. Rahat bir ortamda yaşayanla zor şartlarda yaşayanların mücadelesinin bir olmadığı gerçektir.
Bu tür yaşam nesilden nesile geçip bölgede devam ediyor. Bölgede yaşayanların özelliklerini Türkler' de de görülmesi bundan olsa gerek.
Günümüze baktığımızda bölge insanında belirtilen özellikleri görebiliyoruz. Başarma ve üstün olma iç güdüsü bazı bölgelerle kıyaslanınca bariz görülebiliyor.
Bozkır insanının mücadeleci yapısının sadece coğrafi şartlardan aldığını söyleyemeyiz. Bu şartlarda mücadele edip üstün olma özelliğini biraz olsun keskinleştirmiş diyebiliriz.
İnsanlarımız zorunlu olarak geçimlerini kendileri temin etmiştir. Geçinebilmek için de yurdun her tarafını, her şartta dolaşıp, çalışmıştır. Yurtiçinde kalmayıp dünyaya açılmışlardır. Bozkır halkı eğitim ve öğretime her zaman açık olmuştur. Fırsat bulan değerlendirip başa oynamaya çalışmıştır. Kapalı bir cevre özelliği taşımaz. Yeniliklere açıktır.
Hep kendi öz gücüne güvendiği, minnetsiz oluşu da sağlam bir kişilik oluşturmuştur.
Bölge insanında öne çıkma, üstün olma fobisi sorumluluk duygusunu geliştirmiştir. Sorumlulukla çalışan kişilerin azimli ve başarılı olmaları gerçektir. Başarılı olmaları nedeniyle öz güvenleri artmıştır. Bozkır insanı bu nedenlerden bağımsız yaşamayı her zaman tercih etmiştir.
Bir başkasına boyun eğmemek kişiliklerine uymadığından çalışkan ve tutumludurlar. Kendi el emeği ile ve alın teriyle yaşamını sürdürdüğü için minnetsizdir. Bu yüzden de biraz dik başlı ve asabidir.
Bozkır insanının kendine olan güveninden olsa gerek haksızlığa ve zulme katlanamazlar. Bölge insanına kolay kolay haksızlık yapamazsınız. Haksızlığa boyun eğdiremezsiniz. Bu özellik genlerine işlemiştir. Bozkırlı her nereye gitse kendini göstermeye çalışır. Lider, baş olma özelliği vardır. Bu durum göç ettiği yerlerde açıkca gözlenebilir.
Bulunduğu topluma kolay uyun sağlar. Kişilik yapısı gereği güvenilirliği ön plana çabuk çıkar.
Yardımlaşma acıma duyguları fazladır. Bu özelliğinden bazende zarar görür. Hiç bir zaman önce ben demez. Çevresinde dürüst, çalışkan, ırz ve namusuna düşkün olarak tanınır.
Kötü alışkanlıkları yok denecek kadar azdır. Hırsızlık, uyuşturucu kullanımı, yasal olmayan kazanç edinme vb. Bozkır insanına uymaz.
Toplumsal örgütlenmelere yatkındır. Bu örgütlenmeler genellikle yardımlaşma ve eğitim amaçlıdır. Örgütlerini kendi öz güçleri ile devam ettirirler. Devlet ve yerel yönetimlerden yardım görmezler. İstemeyi de gururlarına yedirmezler.
Siyasi örgütlenmede çok zayıftırlar. Başka bölge insanlarını çokca ön plana çıkarırlar. Kendi içinden çıkan siyasilere ve brokratlarına yeterli sahip çıkmazlar. Bu durum bölge insanlarının yararına değildir.
Zamanla telkinlerden kurtulup diğer konularda olduğu gibi özüne sahip çıkmaları dileğimiz olmalıdır.
Bozkır kökenli üst makamlarda gördüğümüz ve mesleklerinde başarılı kişilerin hemen hemen hepsi kendi çabalarıyla bulundukları yere gelmişlerdir. İcazetli veya destekli olanı yok denecek kadar azdır. Bilgileri, çalışkanlıkları, aranır olmaları nedeniyle bir yerlere gelmişlerdir.
Bozkır insanında aile bağları kuvvetlidir. Zor şartlardan gelmiş olmaları bu bağı kuvvetlendirmiştir. Uzak akrabalık bağları olanlar birbirleriyle ilişkilerini sıcak tutmaya çalışırlar. Yerine ve durumuna göre yardımlaşırlar. Bu durumdan zarar görmezler. Birbirlerine gönül bağları sıcaktır.
Önce kendine güvendiğinden bölgede hırsız, dilenci görülmez. Eskiden bu yolda olanlar ayıplanırdı. Bozkır insanının bu güzel özellikleri son yıllarda az da olsa değişime uğramaktadır. Tembelleşme bağnazlık vb. gibi bozulmalar izlenmektedir. Bu bozulma geneldeki izlenen politikaların bölgeye yansıması olsa gerek. Oy hesabı ile devlet yardımı(Sadaka), din üzerinden politika izleme gibi tutumlar Bozkır insanının güzelliklerine gölge düşürmeye başlamıştır. Dileğimiz özünü kaybetmemesidir.
Yöre insanı okumaya, aydınlanmaya bilim ve teknolojiye açıktır. Dini, dünyevi bütün bilimlere heveslidir. Cumhuriyet döneminin özellikle ilk yıllarında Bozkır insanı köylerinde okullarını imece usülüyle kendileri yapmışlardır. Her Bozrkırlı çocuğuna iyi bir eğitim yaptırmak ister. İmkanları dahilinde eğitim aldırır. Okuma oranı yüksektir. Son yıllarda yüksek tahsil yapan Bozkırlı çoktur. Eğitimde kadın erkek ayrımı yapılmaz. Kaç-göç olayı olmaz. Kadın erkek birlikte çalışır. Birlikte oturur, birlikte yer içerler. Bir çok meslekte başarılı olmuş ve devam etmekte olan Bozkırlı kadın ve erkek çoktur.
Bozkır insanı bölgenin yetersiz toprak ve doğal şartları nedeniyle bölge dışında çeşitli iş kollarına yönelmiştir. Sanat ve ticaret bu iş kollarının en önemlileridir. Küçük yaşta gurbete çıkanlar sanat öğrenmişlerdir. Küçük atolyeler kurarak ticarete başlamışlardır. Önüne çıkan fırsatları değerlendiren, fırsat yaratanlar oldukça başarılı olmışlardır. Sermaye, bilgi ve beceri birikimlerine göre ticaret yapmışlar ve devam etmektedirler. Devlet desteği, kredi kullananı pek yoktur. Bazı iş kollarında söz sahibi sanayici, toptancı, imalatçı vb. çoktur.
Bozkır insanının ticarette başarılı olmasındaki en büyük etken çalışkanlığı ve dürüstlüğüdür. Sözünün eri oluşu başarıyı kolaylaştırmıştır. Bozkırlı esnaf güven verdiği için alım ve satımda zorlanmamıştır. Son zamanlarda bu durum biraz zedelense de diğer bölge insanlarına göre yine de artı puandır.
Belirtmeye çalıştığımız gibi Bozkırlı her işte baş olmak ister. Geri kalmak istemez. Ticarette de bu özellik kendini gösterir. Aynı işi yapan iş adamları arasında saygınlığı vardır. Bu da sözünün arkasında durmasındandır.
Bozkırlı hiç bir zaman ekonomik durumunu öne çıkarmaz. Bu yönüyle övünmez. Makam, mevki gibi konumlarını göstermemeye çalışır. Saygınlığını, dürüstlük, mertlik, çalışkanlık gibi özellikleriyle gösterir.
Bozkır dışındaki Bozkırlı bölgedekinden en az elli altmış kat fazladır. Ege bölgesindeki 'Kırlı', Konya bölgesindeki 'Dağlı', Ankara ve İstanbul' daki 'Konyalı' olarak tanınan insanların çoğunluğuı Bozkırlıdır. Çok göç vermiştir. Gittikleri yerlerde köyler, kasabalar oluşturmuşlardır. Çalışkan, dürüst, güvenilir imajını hep korumuşlardır. Belli bir sürenin sonunda hep söz sahibi olmuşlardır. Nereye göç ederlerse etsinler ilini ve ilçesini en iyi şekilde temsil etmişlerdir. Bozkırlıyım dendiğinde çoğu esnaf, senet, kefil istemezdi. Şimdi bile bu duruma rastlanır.
Bozkır insnaında sadistlik, ırz namus ahlaksızlığı, hırsızlık, dilencilik, dolandırıcılık kısaca yüz kızartıcı olaylar genelde yoktur.
Bu özellikler Bozkır insanını artıları, sermayesidir. İnsanlara fazla güvenmesinden bazı maddi zararlara uğrasa da yıkılmazlar.
İçinde bulunduğum toplumu, yaşamım süresince gözledim. Tarihi süreç içinde geçmişinde yaşadıkları olaylardan, söylenen fıkralardaki kişilik yansımalarından, halk hikayelerinden, şiirlerinden, türkülerinden vb. sözlü ürünlerinden edindiğim birikimleri aktarmaya çalıştım.
Ayrıca Bozkır da, İstanbul' da, İzmir' de, Ankara' da vb. yerlerde bulundum. Oralardaki yaşamlarını gördüm. Her meslekde görev yapan, Bozkırlı esnaf, işçi, memur, bürokrat vb. leri ile başka yerlerin insanlarını kıyasladım. Tüm bu birikimleri birleştirip aktarmaya çalıştım. Sadece kendi gözlemlerim, izlenimlerimdir. Herhangi bir övgü, yergi vs. amacı güdülmemiştir. Eleştirilerinizi buna göre yapmanızı rica ediyorum.
Bu güne kadar bölge insanının bu yönü herhangi bir inceleme tez, tez konusu vb. şeklinde yazıldığını görmedim. Varsa da bulamadım. Gelecekte okunur, küçük bir tebessümle anılır belki.
Objektif bir inceleme olduğuna inanıyorum. Hata ve eksiklerim için şimdiden af diliyorum.
-Mithat ARI
Bozkır' ın Coğrafi Konum İtibariyle Yeri:
Bozkır ilçesi 37,11 derece kuzey enlemi ile 32,15 derece doğu boylamı arasında yer almaktadır. Ortalama yüksekliği 1200-1500 metredir.
Bozkır ilçesi Türklerin Anadolu' daki bütün izlerini taşıyan; Büyük Selçuklular beylikler ve Osmanlı dönemlerinin yerleşim, bilim ve uygarlıklarına sahne olmuş bir bölgedir.
Bölgede vatanına, milletine bağlı, çalışkan, dürüst, güçlü ve mert insanlar yaşar. 'Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz.' sözünden hareketle mümkün oldukça kronolojik bir sıralama ile bölge insanını kişisel gözlenlerimle çok yönlü tanıtmaya çalışacağım.
Önemli ulaşım yollarının üzerinde bulunmayışı, dağlık ve elverişsiz coğrafyası nedeniyle insanlarının cesur bir yapısı vardır. Bozkır, Hadim, Yalıhüyük, Ahırlı ilçe ve köylerinin bulunduğu coğrafi bölge antik dönemde İsauria olarak bilinmektedir. Ancak bu bölgenin sınırları daha da geniştir. Konya, Karaman ve Mersin il sınırları arasında kalan Orta Torosların dağlık kısımlarını kapsar. Bölgeyi tarhiçi Herotodos da Cilicia(Kilikya), Dağlık Kilikya olarak adlandırılır. İsauria bölgesinin başkenti Bozkır' a 16 km uzaklıktaki Ulupınar köyü yakınlarındaki Zengibar Kalesi' dir.
Bölgede geçmişte yaşayan milletlerin tarih sırasına göre sıralarsak:
M.Ö 2200 yıllarında Luwiler
M.Ö 2000 yıllarında Hititler(Etiler)
M.Ö 546 yıllarında Persler
M.Ö 395 yıllarında Romalılar
M.Ö 333 yıllarında Doğu Roma, Bizanslılar
1176 yılında Türklerin Konya' yı başkent yapmaları ile İsauria bölgesi Türklerin eline geçmiştir. Türk egemenliğinde Selçuklular, Karamanoğulları, Osmanlılar yaşadı. Şimdi TC devleti vatandaşı olan Türkler yaşamaktadır.
Belirtildiği gibi bölge dağlıktır. Bu coğrafi yapı bölgede yaşayan insanları zorunlu olarak mücadeleci yapmıştır. Belirttiğim milletler hep bölgeye hakim olmuşlar, yaşamlarını devam ettirebilmek için devamlı savaşmak zorunda kalmışlardır. M.Ö Roma ve Bizanslılar sıkıştıklarında bölgeden savaşçılar toplayıp savaşlar kazanmışlardır. İsaurialı olan Zenon M.S 474 – 491 yılları arasında Bizans İmparatorluğunu ele geçirerek Bizans' ı bu bölgeden yönetmiştir.
Bölgede halen mevcut bir çok tarihi eser bölgenin önemini göstermektedir. Bu durum bile mücadeleci insanların yaşadığını ortaya koymaktadır.
Selçukluların, Osmanlıların önemli ve cesur askerleri çoğunlukla bölgeden seçilirlermiş. Tarih bu askerlerin efsane ve öyküleriyle doludur. Son savaşlardan olan 1. Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşında bölge insanlarının kahramanlık öyküleri dillerden düşmez. Bu savaşlarda bölgede şehit vermeyen ev yoktur. Böyle cesur insanların yaşadığı yerler billindiği gibi çetin doğa şartlarının bulunduğu coğrafi bölgedir.
Coğrafi şartlar insan yaşamını her yönden etkiler. Coğrafi şartlara üstün gelememe fobisi insanı mücadeleci yapar. Zorunlu olarak doğa koşullarıyla mücadele etmek zorunda kalır.
Canlılar coğrafi yapıya göre uyum yaparlar. İnsanlar da aynıdır. Coğrafi yapıya ezilmemek için mücadele ederler. Bir yenme azmi oluşur. Yiyim, Giyim, adetler, gelenekler, uğraşlar vb. hep bu koşullara göre oluşur. Rahat bir ortamda yaşayanla zor şartlarda yaşayanların mücadelesinin bir olmadığı gerçektir.
Bu tür yaşam nesilden nesile geçip bölgede devam ediyor. Bölgede yaşayanların özelliklerini Türkler' de de görülmesi bundan olsa gerek.
Günümüze baktığımızda bölge insanında belirtilen özellikleri görebiliyoruz. Başarma ve üstün olma iç güdüsü bazı bölgelerle kıyaslanınca bariz görülebiliyor.
Bozkır insanının mücadeleci yapısının sadece coğrafi şartlardan aldığını söyleyemeyiz. Bu şartlarda mücadele edip üstün olma özelliğini biraz olsun keskinleştirmiş diyebiliriz.
İnsanlarımız zorunlu olarak geçimlerini kendileri temin etmiştir. Geçinebilmek için de yurdun her tarafını, her şartta dolaşıp, çalışmıştır. Yurtiçinde kalmayıp dünyaya açılmışlardır. Bozkır halkı eğitim ve öğretime her zaman açık olmuştur. Fırsat bulan değerlendirip başa oynamaya çalışmıştır. Kapalı bir cevre özelliği taşımaz. Yeniliklere açıktır.
Hep kendi öz gücüne güvendiği, minnetsiz oluşu da sağlam bir kişilik oluşturmuştur.
Bölge insanında öne çıkma, üstün olma fobisi sorumluluk duygusunu geliştirmiştir. Sorumlulukla çalışan kişilerin azimli ve başarılı olmaları gerçektir. Başarılı olmaları nedeniyle öz güvenleri artmıştır. Bozkır insanı bu nedenlerden bağımsız yaşamayı her zaman tercih etmiştir.
Bir başkasına boyun eğmemek kişiliklerine uymadığından çalışkan ve tutumludurlar. Kendi el emeği ile ve alın teriyle yaşamını sürdürdüğü için minnetsizdir. Bu yüzden de biraz dik başlı ve asabidir.
Bozkır insanının kendine olan güveninden olsa gerek haksızlığa ve zulme katlanamazlar. Bölge insanına kolay kolay haksızlık yapamazsınız. Haksızlığa boyun eğdiremezsiniz. Bu özellik genlerine işlemiştir. Bozkırlı her nereye gitse kendini göstermeye çalışır. Lider, baş olma özelliği vardır. Bu durum göç ettiği yerlerde açıkca gözlenebilir.
Bulunduğu topluma kolay uyun sağlar. Kişilik yapısı gereği güvenilirliği ön plana çabuk çıkar.
Yardımlaşma acıma duyguları fazladır. Bu özelliğinden bazende zarar görür. Hiç bir zaman önce ben demez. Çevresinde dürüst, çalışkan, ırz ve namusuna düşkün olarak tanınır.
Kötü alışkanlıkları yok denecek kadar azdır. Hırsızlık, uyuşturucu kullanımı, yasal olmayan kazanç edinme vb. Bozkır insanına uymaz.
Toplumsal örgütlenmelere yatkındır. Bu örgütlenmeler genellikle yardımlaşma ve eğitim amaçlıdır. Örgütlerini kendi öz güçleri ile devam ettirirler. Devlet ve yerel yönetimlerden yardım görmezler. İstemeyi de gururlarına yedirmezler.
Siyasi örgütlenmede çok zayıftırlar. Başka bölge insanlarını çokca ön plana çıkarırlar. Kendi içinden çıkan siyasilere ve brokratlarına yeterli sahip çıkmazlar. Bu durum bölge insanlarının yararına değildir.
Zamanla telkinlerden kurtulup diğer konularda olduğu gibi özüne sahip çıkmaları dileğimiz olmalıdır.
Bozkır kökenli üst makamlarda gördüğümüz ve mesleklerinde başarılı kişilerin hemen hemen hepsi kendi çabalarıyla bulundukları yere gelmişlerdir. İcazetli veya destekli olanı yok denecek kadar azdır. Bilgileri, çalışkanlıkları, aranır olmaları nedeniyle bir yerlere gelmişlerdir.
Bozkır insanında aile bağları kuvvetlidir. Zor şartlardan gelmiş olmaları bu bağı kuvvetlendirmiştir. Uzak akrabalık bağları olanlar birbirleriyle ilişkilerini sıcak tutmaya çalışırlar. Yerine ve durumuna göre yardımlaşırlar. Bu durumdan zarar görmezler. Birbirlerine gönül bağları sıcaktır.
Önce kendine güvendiğinden bölgede hırsız, dilenci görülmez. Eskiden bu yolda olanlar ayıplanırdı. Bozkır insanının bu güzel özellikleri son yıllarda az da olsa değişime uğramaktadır. Tembelleşme bağnazlık vb. gibi bozulmalar izlenmektedir. Bu bozulma geneldeki izlenen politikaların bölgeye yansıması olsa gerek. Oy hesabı ile devlet yardımı(Sadaka), din üzerinden politika izleme gibi tutumlar Bozkır insanının güzelliklerine gölge düşürmeye başlamıştır. Dileğimiz özünü kaybetmemesidir.
Yöre insanı okumaya, aydınlanmaya bilim ve teknolojiye açıktır. Dini, dünyevi bütün bilimlere heveslidir. Cumhuriyet döneminin özellikle ilk yıllarında Bozkır insanı köylerinde okullarını imece usülüyle kendileri yapmışlardır. Her Bozrkırlı çocuğuna iyi bir eğitim yaptırmak ister. İmkanları dahilinde eğitim aldırır. Okuma oranı yüksektir. Son yıllarda yüksek tahsil yapan Bozkırlı çoktur. Eğitimde kadın erkek ayrımı yapılmaz. Kaç-göç olayı olmaz. Kadın erkek birlikte çalışır. Birlikte oturur, birlikte yer içerler. Bir çok meslekte başarılı olmuş ve devam etmekte olan Bozkırlı kadın ve erkek çoktur.
Bozkır insanı bölgenin yetersiz toprak ve doğal şartları nedeniyle bölge dışında çeşitli iş kollarına yönelmiştir. Sanat ve ticaret bu iş kollarının en önemlileridir. Küçük yaşta gurbete çıkanlar sanat öğrenmişlerdir. Küçük atolyeler kurarak ticarete başlamışlardır. Önüne çıkan fırsatları değerlendiren, fırsat yaratanlar oldukça başarılı olmışlardır. Sermaye, bilgi ve beceri birikimlerine göre ticaret yapmışlar ve devam etmektedirler. Devlet desteği, kredi kullananı pek yoktur. Bazı iş kollarında söz sahibi sanayici, toptancı, imalatçı vb. çoktur.
Bozkır insanının ticarette başarılı olmasındaki en büyük etken çalışkanlığı ve dürüstlüğüdür. Sözünün eri oluşu başarıyı kolaylaştırmıştır. Bozkırlı esnaf güven verdiği için alım ve satımda zorlanmamıştır. Son zamanlarda bu durum biraz zedelense de diğer bölge insanlarına göre yine de artı puandır.
Belirtmeye çalıştığımız gibi Bozkırlı her işte baş olmak ister. Geri kalmak istemez. Ticarette de bu özellik kendini gösterir. Aynı işi yapan iş adamları arasında saygınlığı vardır. Bu da sözünün arkasında durmasındandır.
Bozkırlı hiç bir zaman ekonomik durumunu öne çıkarmaz. Bu yönüyle övünmez. Makam, mevki gibi konumlarını göstermemeye çalışır. Saygınlığını, dürüstlük, mertlik, çalışkanlık gibi özellikleriyle gösterir.
Bozkır dışındaki Bozkırlı bölgedekinden en az elli altmış kat fazladır. Ege bölgesindeki 'Kırlı', Konya bölgesindeki 'Dağlı', Ankara ve İstanbul' daki 'Konyalı' olarak tanınan insanların çoğunluğuı Bozkırlıdır. Çok göç vermiştir. Gittikleri yerlerde köyler, kasabalar oluşturmuşlardır. Çalışkan, dürüst, güvenilir imajını hep korumuşlardır. Belli bir sürenin sonunda hep söz sahibi olmuşlardır. Nereye göç ederlerse etsinler ilini ve ilçesini en iyi şekilde temsil etmişlerdir. Bozkırlıyım dendiğinde çoğu esnaf, senet, kefil istemezdi. Şimdi bile bu duruma rastlanır.
Bozkır insnaında sadistlik, ırz namus ahlaksızlığı, hırsızlık, dilencilik, dolandırıcılık kısaca yüz kızartıcı olaylar genelde yoktur.
Bu özellikler Bozkır insanını artıları, sermayesidir. İnsanlara fazla güvenmesinden bazı maddi zararlara uğrasa da yıkılmazlar.
Özetlemeye çalışırsak:
Bozkır insanı çalışkandır, güvenilir, dürüsttür, azimlidir. Sorumluluk taşır. Liderlik, baş olma isteği içgüdüsel olarak mevcuttur. Merttir. Irzına namusuna sahiptir. Dilenci, hırsız, kumarbaz vb. kötü alışkanlıkları yoktur. Onurludur. Bu özellikleri taşıdığı için de gururludur.
Aşağıdaki sözün hakkını vermek her Bozkırlı' nın görevi olması temennilerimle.
Bozkırlı Ali Dayıya sormuşlar:
'Ali Dayı:
-Bozkırlı olmasan ne olurdun?'
'-Valla çok mahcup olurdum, yeğen.'
Bozkır insanı çalışkandır, güvenilir, dürüsttür, azimlidir. Sorumluluk taşır. Liderlik, baş olma isteği içgüdüsel olarak mevcuttur. Merttir. Irzına namusuna sahiptir. Dilenci, hırsız, kumarbaz vb. kötü alışkanlıkları yoktur. Onurludur. Bu özellikleri taşıdığı için de gururludur.
Aşağıdaki sözün hakkını vermek her Bozkırlı' nın görevi olması temennilerimle.
Bozkırlı Ali Dayıya sormuşlar:
'Ali Dayı:
-Bozkırlı olmasan ne olurdun?'
'-Valla çok mahcup olurdum, yeğen.'
Mithat Arı – Küçükhisarlıklı Emekli Öğretmen
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.